Gündem

Sağlık Bakanı Koca: Turizm bölgelerimizde ciddi bir vaka artışı olmadığını görüyoruz

"Türkiye geneli yatak doluluk oranı yüzde 48,5, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 66"

18 Eylül 2020 18:47

T24 Haber Merkezi

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ege Bölgesi'nde 6 ilin yeni tipi Koronavirüs (Covid-19) salgına ilişkin son durumunu değerlendirirken, "Özellikle turizm bölgelerimizde çok yoğun insan hareketliliğinin olduğunu biliyoruz. Son dönemde 11 milyona yakın turistin geldiğini biliyoruz. Bu illerimizde ciddi bir vaka artışının olmadığını görüyoruz" dedi. Yer yer vaka artışının arttığını kaydeden Koca, Türkiye geneli yatak doluluk oranının yüzde 48,5, yoğun bakım doluluk oranının yüzde 66, solunum cihazı doluluk oranının yüzde 33 olduğu bilgilerini paylaşırken, "Genel anlamda bir sorun olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz" ifadesini kullandı.

Bakan Koca, İzmir'de bölgedeki 6 ilin sağlık yöneticileriyle bir araya gelerek salgındaki son durumu değerlendirdi. Sonrasında bir basın toplantısı düzenleyen Koca, "Yatak, cihaz ve malzeme takviyesi yaparak kapasite artırımı sağladık. Bazı tedbirlerin, hasta sayısını azaltmadaki rolünü yakından gördük. Bu gibi tedbirleri yurt çapında uygulamaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.

Eğitimde planlanan sürecin işleyeceğini belirten Koca, aşı çalışmalarına ilişkin ise şöyle konuştu:

"Aşı denemelerinde dünyada şu an Faz 3 çalışmasına gelmiş olan 9, uygulamasına başlanmış 6 aşı çalışması var. 2 tanesi için de Türkiye'de izin verildi. Üçüncüsü için de Rusya'dan bir müracaat söz konusu. Burada özellikle izin verirken şunu hedefledik, aşıya biz erken dönemde erişmek istiyoruz, erken dönemde erişmek için de aşının bizim vatandaşımız üzerinde etkili olduğunu bilerek ona göre aksiyon almak istiyoruz. Vatandaşımıza güvendiğimiz noktada bu aşıyı temin etme çabası içinde olduğumuzu söylemek istiyorum. Yıl sonuna doğru aşılara erişim söz konusu olacak diye söyleyebilirim."

Koca'nın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Ülkemiz yerli üretim kapasitesiyle, tüm dünyanın malzeme ve ilaca erişimde zorluklar yaşadığı bu dönemde önce kendi ihtiyacını karşıladı, sonra 150'den fazla ülkeye yardımda bulunabildi. Bu imkanlarla gurur duymak tüm vatandaşlarımızın hakkı.

"Tüm dünya hastalığın kesin tedavisi ve bağışıklık için yoğun bir arayış içindedir. Kesin bir sonuca henüz ulaşılamamıştır. Ülkemiz kendi tedavi protokollerini geliştirmiştir. Tedavi açısından en başarılı ülkeler arasına girdik. Bu sayede can kayıplarını düşük seviyelerde tutmaya başardık. Bazı illerimizde yer yer hızlı hasta artışından kaynaklanan sorunlar tespit ettik, sıkıntı yaşanan illerle bizzat ilgilendik.

"Yatak, cihaz ve malzeme takviyesi yaparak kapasite artırımı sağladık. Bazı tedbirlerin, hasta sayısını azaltmadaki rolünü yakından gördük. Bu gibi tedbirleri yurt çapında uygulamaya çalışıyoruz. Bugün İzmir'i merkeze alarak Aydın, Manisa, Muğla, Denizli ve Uşak'ı değerlendirdik.

"Son ay İzmir'de vaka sayımızda yüzde 42'ye varan, son haftada ise artış yüzde 10 oranında gerçekleşti. Aydın'da geçen aya göre yüzde 5 düşü görüyoruz. Manisa'da ve Muğla'da vaka artışı stabil seyrediyor. Denizli'de son aya göre yüzde 60 oranında artış görüyoruz. Uşak'ta da son hafta yüzde 40 vaka artışı görülüyor.

"İzmir'de bugün erişkin yoğun bakım yatak sayımıza 48 ilave ettik. İzmir'de yatak doluluk oranımız yüzde 46, yoğun bakım yüzde 75, solunum cihazı doluluk oranı yüzde 48.

"Aydın'da yatak doluluk yüzde 42, yoğun bakım yüzde 63, Aydın'da 42 erişkin yoğun bakım yatağı ilave ediyoruz.

"Muğla'da yatak doluluk yüzde 43. Yoğun bakım yatak sayımıza 32 ünite ilave ediyoruz.

"Uşak'ta erişkin yatak doluluk oranımız yüzde 39, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 56, solunum cihazı doluluk oranıysa yüzde 17. Mevcut yoğun bakım yataklarımıza 20 tane ilave ediyoruz.

"Denizli'de yatak doluluk oranımız yüzde 46, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 68, solunum cihazı doluluk oranıysa yüzde 49. Mevcut yoğun bakım yataklarımıza 20 tane ilave ettik.

"Türkiye genelinde şu an erişkin yatak doluluk oranımız yüzde 48,5, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 66, solunum cihazı doluluk oranımız ise yüzde 33. Genel anlamda bir sorun olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

"Bizim birinci önceliğimiz hasta sayısı artışını durdurmaktır. Temaslı taraması, yani filyasyon çalışması salgınla mücadelemizin temel aksını oluşturmaktadır. İzmir'de son bir ayda filyasyon, temaslı taraması yapan ekibimizin sayısını 350'den 460'a çıkardık. Aydın'da 105 olan sayımızı 130'a, Muğla'da 91 olan sayısı 120'ye çıkarmış olduk. Manisa'da 170 olan ekibi 220'ye çıkarmış oluyoruz. Denizli'de 165 olan ekip sayımızı 205'e çıkardık.

"Toplum sağlığını tehdit eden bir davranış da, izolasyonda kalması gerekenlerin toplum içine çıkmasıdır. Bu davranışı tespit edilen kişileri öğrenci yurtlarında izolasyona almaya başladık. Toplumun sağlığı açısından bu kabul edilebilir bir durum değildir.

"Ülkemiz, erken ilaç tedavisine başlanmasıyla hasta yönetiminde önemli bir başarıyı göstermektedir. Yoğun bakıma giren, can kaybıyla sonuçlanan hasta sayılarımız dünya ortalamasının altındadır. Olağanüstü gayret gösteren sağlık çalışanlarımıza minnet borçluyuz. Şüpheniz olmanız, siz neler hissediyorsanız, bu mücadelede her gün hayatlarını riske atanlar da sizinle aynı şeyleri hissediyoruz. Gerçeklerin isteklerden biraz da olsa farklı olduğunu kabul etmeliyiz. Ölen her hastamızla biz de bir parçamızı yitiriyoruz. Çabalarımızın, gayretlerimizin karşılığı elimizden kayıp gidiyor. 

"Medyada çıkan bazı haberler nedeniyle bazı testleri yaptırmak, gerekmediği halde bazı ilaçları almak, gerekmediği halde hastaneye yatmak için ısrarda bulunan insanlar olduğunu görüyoruz. Yakınlarının can kaybı nedeniyle yoğun bakım basarak orada çalışanları hırpalayanları görüyoruz. Bu olaylar bizi yürekten incitiyor. Geçtiğimiz hafta bir kişi aşıyı bahane ederek 3 hemşire arkadaşımızı darp ederken araya giren bir vatandaşımız yaralandı. yakınları ölen bir aile, 100 kişiyle yoğun bakıma girerek tahribat yaptı. Vatandaşlarımızın bunu kınaması gerekiyor, bunu yapan kişiler onların da hakkını gasp ediyor.

"Son olarak değerlendirmelerini yaptığımız 6 şehirle ilgili yatırım planlarımızı da aktarmak istiyorum.

"Her bir odası yoğun bakıma çevrilebilir bir odanın önemini herkes görüyor. Yakında İzmir de şehir hastanesine kavuşacak. Bayraklı Şehir Hastanesi Ege'nin sağlık hizmetlerine önemli bir katkı sağlayacak. Bu yatırımımızı 2021'de tamamlayacağız. Sağlık turizmi açısından da önemli bir hizmet merkezi olacak. Menderes Devlet Hastane'mizin ikmal inşaatının ihalesini yaptık. Selçuk Devlet Hastanesi'nin ihalesini yapmıştık, inşaatına devam ediyoruz. Beydağı İlçe Hastanemizin geçici hasta kabulünü başlattık. Aydın Şehir Hastanemizin bildiğiniz gibi ihalesini geçen hafta yaptık. Didim Devlet Hastanesi ek binası yapım ihalesini tamamladık, inşaatına başlıyoruz. Uşak Devlet Hastanemizin 200 yataklı ek binasını hizmete aldık. Karahanlı İlçe Hastanemizin geçici kabul işlemine başladık. Geçen yıllar hizmete aldığımız Manisa Şehir Hastanemiz bu dönemde büyük bir yük aldı. Kula Devlet Hastanemizin ikmal ihalesini tamamladık. Muğla'da sağlık altyapısında eksiklik gördüğümüz tüm sağlık tesislerimizin yatırım programına alınmasını sağladık. Seydiemir Devlet Hastanemizin inşaatına başladık. Bodrum Devlet Hastanemizin ikmal ihalesini yaptık, 2021 yılında Bodrum'u yeni hastanesine kavuştururacağız. Marmaris Devlet Hastanemizin inşaatına başladık. Denizli Şehir Hastanemizin proje çalışmalarında sona geldik, ihalesini yapıp inşaatına başlayacağız. Bu illerimizin hepsinde birçok aile sağlığı merkezi ve 112 istasyonu yatırımımız da devam ediyor.

"Salgınla mücadele, ancak güç birliğiyle ve sorumlulukla olur, temizlik, maske ve mesafe tedbirlerine uyduğumuz ölçüde virüs etkisiz kalacak, o kadar çabuk tehdit olmaktan çıkacaktır.

"Biz Şehir Hastanelerini, Cumhurbaşkanımızın hayalim dediği projeyi hayata geçirmek için bütün çabamızı, gayretimizi seferber hale getiriyoruz. Bütün disiplinleriyle yetkin olan, hastanın oradan başka bir bölgeye sevk edilmediği hastaneler olarak planlıyoruz. Bu çerçevede açılmış hastanelerimiz var, 10 tane şehir hastanemizin ihaleleri de başlamış oldu. Bu başlatmış olduğumuz hastanelerini daha çok kendi kaynaklarıyla, imkanlarıyla yapan bir ihale süreci başladı. Geçen 2 haftalık zaman diliminde bizim 3 tane şehir hastanemizin ihalesini yaptık, bu 3 ilimiz Aydın, Antalya ve Samsun. Bu 3 ilimizin ihale süreci tamamlandı. Ayrıca pazartesi günü Trabzon ilimizin şehir hastanesinin ihalesi yapılıyor olacak. Diğer 6 ilimizdeki ihaleleri de önümüzdeki aylar tamamlamış olacağız. Urfa gibi, Diyarbakır, Ordu, Sakarya, Denizli ve Rize illerinde de bu ihaleler tamamlanmış olacak. Kendi kaynaklarıyla yapan bir dönem ve özellikle bu 10 hastanemizi de bütçeden yapma noktasında bir irade söz konusu oldu.

"Özellikle turizm bölgelerimizde çok yoğun insan hareketliliğinin olduğunu biliyoruz. Son dönem 11 milyona yakın turistin geldiğini hepimiz biliyoruz. Bu illerimizde ciddi bir vaka artışının olmadığını görüyoruz. Bu özellikle son derece önemli. Bu hareketliliğin olduğu dönemde bizim sağlık çalışanlarımızın sahada, dünyadan farklı olarak uyguladığı filyasyonu çok ciddi olarak yaptığını görüyoruz. Mevsimler giribin devreye girmesiyle dünyanın beklentisi var, salgının daha ciddi seyredeceği şeklinde. Kurallara hassasiyet gösterebilirsek, giribin de önemli oranda azalacağını ve bekleden o tehlikenin olmayacağı kanaatini taşıyorum. Biz nisan, mayıs, haziran ve temmuzda üst solunum yolu enfeksiyonu için kullanılan ilaçların yüzde 30'lara yakın oranda düştüğünü görüyoruz. Bu yaz döneminde bu düşüşün ağırlıklı olarak maske, temas ve mesafenin önlediğini görüyoruz. Turizmin hareketli olduğu illerimizde stabil bir döneme giriliyor. Önümüzdeki haftalarda bu vakaların düştüğünü görüyor olacağız.

"Bu dönemde gerçekten cephede savaş veren sağlık kahramanlarımız ve çalışanlarımız oldu. Onların fedakarlığı ve özverisiyle bu dönemin yükünü nasıl kaldırdığımızı ben iyi biliyorum. Yoğun bakım şartlarında çalışan bir hemşire arkadaşımızın, çalışan bir hekim arkadaşımızın o ortamda bir şekilde Covid'li olduğu bilinen hastaya günlerce, saatlerce nasıl yakınlık içinde hizmet ettiğini, yeri geldiğinde damar yolu açmak için saatlerce uğraşmak durumunda kaldığını, evine giderken çocuğuna yakın duramama, o virüsü taşıyabilme endişesi içinde hareket etme şeklinde hayatını geçiren sağlık çalışanlarımızdan bahsediyorum. Ne kadar teşekkür etsek, bunun bir karşılığının olacağına ben inanmıyorum. O nedenle hepimizin hassas olması gerekiyor.

"Eğitimle ilgili daha önce ilan edildiği şekliyle hazırlık ve 1. sınıfların eğitimi başlıyor. Nasıl bir eğitim süreci ve tedbir süreciyle ilgili detaylandırıldı. 2+5 gün şekilde bir uygulama önerisi yapılmıştı, pazartesi gününden itibaren 2+5 şekliyle eğitime başlanmış olacak. 3 hafta sonrası dönem için de salgının seyrine göre yer yer illerin durumu da dikkate alınarak, Bilim Kurulu'nun bir değerlendirmesi olmuş olacak.

"Aşı denemelerinde dünyada şu an Faz 3 çalışmasına gelmiş olan 9, uygulamasına başlanmış 6 aşı çalışması var. 2 tanesi için de Türkiye'de izin verildi. Üçüncüsü için de Rusya'dan bir müracaat söz konusu. Burada temelde bir deneme yapmıyoruz, aşı çalışmasında baştan hayvan çalışmaları yapılır, ondan sonra Faz 1, Faz 2 ve Faz 3 dönemleri başlar. Faz dönemleri insanlar üzerinde çalışma yapılan dönemleri kapsar. Faz 3'te bunun birkaç farklı ülkede yapılması gerekir. Biz ülkemizde denenen iki çalışmayla ilgili dosyaların yeterli olduğunu Aşı Bilim Kurulu'muz gördü. Birini Hacettepe'de başladık ve 23 merkezde bu yapılıyor olacak. 1200 kişi üzerinde, ağırlıklı sağlık çalışanları üzerinde yapılıyor olacak. Diğer çalışma da Çapa, Cerrahpaşa odaklı devam ediyor olacak. İlki yapıldıktan 14 gün sonra 2. aşı yapılıyor, 28-29. günde antikor düzeyi de görülmüş olacak. Burada özellikle izin verirken şunu hedefledik, aşıya biz erken dönemde erişmek istiyoruz, erken dönemde erişmek için de aşının bizim vatandaşımız üzerinde etkili olduğunu bilerek ona göre aksiyon almak istiyoruz. Kendi aşı çalışmalarımız da var, 13 tane çalışma söz konusu. 2 tanesi hayvan aşamasını geçmek üzere, önümüzdeki aylar Faz 1 çalışmasına geçme noktasında bir dönemi görmüş olacağız, tahminim gelecek yılın ilk yarısında bir ilerleme olacağını söyleyebilirim. Bizim sadece bir yere bağlı kalarak değil, çıktığı gibi erken dönemde erişmek istiyoruz, bunun için birçok üreticiyle yakın iş birliği içindeyiz. Vatandaşımıza güvendiğimiz noktada bu aşıyı temin etme çabası içinde olduğumuzu söylemek istiyorum. Yıl sonuna doğru aşılara erişim söz konusu olacak diye söyleyebilirim."