Dünya

Rusya geri adım atmıyor

Ukrayna krizine paralel olarak liderler arasındaki karşılıklı suçlamalar da devam ediyor. Batılı ülkeler Rusya’nın barışa ikna edilebilmesi için yaptırımların ek önlemlerle takviye edilmesi gerektiği görüşünde.

18 Kasım 2014 14:48


Ukrayna krizi Avustralya'daki 20'ler Grubu zirvesine gölge düşürmüş ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in vaktinden önce ülkesine dönmesiyle 19'lar zirvesi olarak sona ermişti. Batılı liderlerin eleştirilerine hedef olan Putin ABD Başkanı Barack Obama tarafından Doğu Ukrayna ateşkes sözleşmesine uymamakla suçlanmış, Almanya Başbakanı Angela Merkel de Rus liderin hukuku ayaklar altına aldığını söylemişti. Ancak Batı nüfuz alanını genişletme çabasındaki Rusya'ya karşı etkili bir strateji belirleyebilmiş değil. Ekonomik yaptırımların tek başına sonuç getireceğine de ihtimal verilmiyor.

Kremlin Batı'dan gelen, Ukrayna'nın doğusundaki Rusya yanlısı ayaklanmayı silah ve askerle desteklediği şeklindeki suçlamayı kabule yanaşmadığı gibi Avrupa Birliği ve ABD'yi kırmızı çizgileri zorlamamaları hususunda uyarmaya devam ediyor. Moskova'nın sadece yaptırımlarla yola getirilemeyeceğini idrak eden Avrupa ülkeleri Ukrayna'nın istikrara kavuşturulabilmesi ve muhtemel bir savaşın önlenebilmesi için Moskova ile diplomatik temasların sürdürülmesi gerektiğine inanıyor. Ortadoğu temaslarını tamamladıktan sonra Kiev e Moskova'yı da ziyaret eden Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier krizi tırmandıracak adımlardan kaçınılması gerektiği görüşünde.

Steinmeier, çözümün uzağında olduklarını şu sözlerle anlattı: “Şahsen, çözüm yolunda ilerleme kaydedilemediğinden, hatta geriye düşüldüğünden kuşkum yok. Ateşkes sözleşmesini içeren Minsk Protokolü kâğıt üzerinde kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Doğu Ukrayna'da şiddetin yeniden tırmanmasını nasıl önleyebileceğimiz, sorusuna yanıt bulmamız gerekiyor.”

Steinmeier krizin savaşa dönüşmemesi için Moskova ile siyasi diyalogun kesilmemesine özen göstermek zorunda olduklarını belirtti. Dusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Steinmeier ile buluşmadan önce verdiği demeçte, Berlin ile düzenli diyalog içinde olmaya önem verdiklerini ancak bunun Ukrayna krizine çözüm getirebileceğini sanmadığını söyledi. Lavrov, Avrupa Birliği'nin lider ülkesi Almanya'nın çözüm bulunmasına yardımcı olmasına büyük önem atfettiklerini de sözlerine ekledi.

‘Çözüm gönüllü olmayı gerektirir'

Rusya'nın ekonomik yaptırımlardan önemli ölçüde etkilenmesine rağmen Avrupa Birliği diplomatları yaptırımların tek başına sonuç getirmeyeceğini ve ek önlemlerle bütünlenmesi gerektiğine işaret ediyorlar. En kötü ihtimale karşı gerekenin yapılıp yapılmadığını sürekli düşünmek zorunda olduklarını belirten Dışişleri Bakanı Steinmeier sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğu Ukrayna krizinin tırmanmaya başlamasın nedeniyle, daha önce aldığımız kararlara ilave olarak neler yapabileceğimizi düşünmemiz lazım.”

Batılı ülkelerle Rusya arasındaki atmosferin bozulmaya yüz tutması, Ukrayna krizine çözüm bulma imkânlarının tükendiğini mi gösteriyor? Almanya hükümetinin Rusya ile ilişkiler koordinatörü Gernot Erler, 20'ler Grubu zirvesinde önemli bir fırsatın kaçırıldığı iddialarına katılmadığını şöyle dile getirdi: “Hayır, sanmıyorum. Zirvede Rusya'nın nasıl yalnız kaldığı gözler önüne serildi ve Putin bu izole edilmişliğe daha fazla görüntü sunmamak için Brisbane'den erken ayrıldı. Ama aynı zamanda bütün taraflar siyasi çözüme varmanın zorluğunu da kavramış oldu.”

Rusya lideri Putin'in devletler arası ilişkilerdeki kuralların ihlaline başka ihlalleri örnek göstererek karşılık vermesinin doğu olmadığını belirten Almanya hükümetinin Rusya ile ilişkiler koordinatörü Erler Batı'nın tutumunu ise şöyle değerlendirdi:

“Rusya'nın Kırım ve Doğu Ukrayna'da yaptıklarının karşılıksız kalamayacağı hususunda Batı tam görüş birliği içinde. Batı bu ortak tutumunu sürdürdüğü müddetçe, Rusya'nın siyasi bakımdan kendini bu durumdan kurtarması kolay almayacaktır. 20'ler Grubu zirvesinden ve Putin'in Alman medyasına verdiği uzun mülakattan çıkarabileceğimiz sonuç ise, taraflar arasında yakınlaşma gönüllülüğü olmadığıdır.”