T24 - Bütçe görüşmelerinde Erdoğan, MHP ve DTP'yi birbirine benzetti, CHP liderine de kendi raporlarıyla yanıt verdi. Erdoğan itiraz eden Baykal'a, 'Seni tanıdım, sabah başkasın akşam başka' dedi.
Erdoğan: ‘İnadına kardeşlik inadına açılım’
Baykal: ‘PKK için de cevap bekliyoruz’
Bahçeli: ‘Uçurumun kenarındayız’
‘İnadına kardeşlik inadına açılım’
Başbakan Erdoğan, muhalefeti ‘Sizin kitabınızda birlik yok’ diye suçlarken, Tokat’taki saldırının açılıma yönelik PKK provokasyonu olduğunu söyledi.
Tokat’taki PKK saldırısı, sokaklara yansıyan şiddet görüntüleri ve DTP’nin kapatılmasının ardından ülkede tansiyon yükselirken, TBMM Genel Kurulu’ndaki 2010 bütçe görüşmeleri “açılım restleşmesi”ne sahne oldu. Sakin geçen görüşmeler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kürsüye gelerek CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye sert eleştiriler yöneltmesiyle bir anda gerildi.
“Başkalarını bölücülükle, hıyanetle suçlamak sizin haddinize mi? Sizin kitabınızda birlik yok” diyen Erdoğan, kapatılan DTP’nin milletvekillerine “Meclis’e gelin” çağrısı yaptı. Erdoğan’ın anne ve babalardan Bahçeli konuşurken çocuklarını TV’lerden uzak tutmalarını istemesi, MHP liderini güldürdü. Erdoğan, TBMM Genel Kurulu’ndaki 2010 yılı bütçe görüşmelerinde özetle şu mesajları verdi:
Hopluyorsunuz: Muhalefet, milli birlik ve kardeşlik sürecini desteklememesi manidar. İnsan bu kavramlara saygı duyar. Siz bu kavramları duyduğunuzda hopluyorsunuz. Çünkü kitabınızda birlik yok, kardeşlik yok ne yapayım. Biz onun için inadına kardeşlik, inadına demokrasi, inadına açılım diyoruz.
Stalin örneği: Stalin, ‘Bir kişinin ölümü trajik, bir milyon kişinin ölümü istatistiktir’ diyor. 40 bin kişi hayatını kaybetti dediğimiz zaman belki yeterince vurucu olmuyor. Siz kendinizi hiçbir şehit annesinin, şehit babasının, evladını yitirmiş bir ananın yerine koydunuz mu? Dersim’i bir istatistiki gösterge olarak görenler kronolojide bir cümle olarak görenler, gündelik ifadelerle aşağılayanlar, kendinizi hiç Dersimli bir ananın, babanın, evladın yerine koydunuz mu?
İşte kamera, bırakıp gitme: Sayın Baykal’dan ve grubundan rica ediyorum. Kameraysa işte burada kamera var. Mikrofonsa burada mikrofon var. Milletin izlemesini istiyorsa, işte milet izliyor. Lütfen sonuna kadar dinleme tahammülünü gösterin... Umarım yine buradan bırakıp gitmezsiniz.
Bahçeli'yi güldüren öneri: Bahçeli Ankara’da şahsıma, partime, hükümetime en ağır ifadelerle, kavramlarla, hakaretler yağdırdı. Hiçbirini ciddiye üzerime almadığımı ifade etmek istiyorum. Ancak eskaza televizyonlarda bu konuşmaları gören, dinleyen çocuklarımızın ruh sağlığı noktasında endişe ediyorum. Aziz milletimizden anne ve babalardan çocuklarını Sayın Bahçeli konuşurken televizyondan uzak tutmalarını hassasiyetle rica ediyorum.
Asker neredeyse biz oradayız: Terör cephesi silahını bırakmadığı sürece askerimiz de polisimiz de operasyonlarına son vermeyecektir, vermez. Biz 81 ilin tamamında varız. Siyasetçi olarak da varız. Siz 81 vilayetin kaçında varsınız? Sivas’tan öteye gidebiliyor musun sen? Askerimiz nerede polisimiz nerede Ak Parti de orada. Biz varız ama siz yoksunuz. Reşadiye saldırısı, milli birlik sürecine yönelik terör örgütünün bir sabotajıdır. Bunu bile saptıran anlayış, yanlış muhalefet tarzının somut bir örneğidir. Devlet yönetimi ciddiyet gerektirir.
Atatürk de mi bölücü?: Kürt kardeşim bile diyemiyorsunuz. Kürtçe konuşana kardeşimiz bile diyemiyorsunuz. Allah’ın Kürt olarak yarattığı bir insana Kürt olduğunu söylemek bir lütuftur. İnsanlar etnik yapı olarak doğuştan öyle doğarlar. Sonradan etnik ismi kazanmazlar. Türkiyelim demek Türkiyeli olduğunu söylemek niçin ihanet olsun. Türkiye halkı ifadesini kullanan Atatürk de mi bölücüydü? Türk milleti demek Türkiye halkı demektir, Türkiyeli olmak demektir. Atatürk bu konuyu en güzel şekilde ifade etmiş.
DTP'nin kapatılması: Biz parti kapatmaya karşıyız. Kişiliklere değil, kişilere ceza verilmesini düşünüyoruz. Terörün yedeğinde siyaset yapmak demokratik mücadele değildir.
Meclis'e çağırdı: Çok ilginçtir DTP de MHP de dağa çıkmaktan bahsediyor. Biz ise her zaman olduğu gibi sağduyunun sesiyiz. Birliğin beraberliğin sesiyiz. Hepinizi buraya parlamentoya siyaset yapmaya çağırıyoruz. Her sorunun çözülme yeri TBMM’dir, demokrasidir.
Vampirlere teslim etmeyeceğiz: Terör piyasasından nemalananların bu süreci akamete uğratmak için ellerinden geleni yapacağını bilerek, ama bunlara boyun eğmemek üzere yola çıktık. Biz bu meydanı terör, terör yandaşlarına, terörün akıttığı kandan beslenenlere, vampirlere teslim etmeyeceğiz..
Medyayı da eleştirdi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, DTP’nin kapatılmasının ardından başlayan silahlı görüntülerin yaşandığı sokak çatışmalarıyla ilgili olarak, “Lokal olayları, abartarak yayımlamak bana göre çok ciddi bir yanlış. Özellikle görsel medyanın bu noktada sürekli olarak, bunu çevirip çevirip yayımlaması doğru değil” dedi.
Şahin’e kızdı
Görüşmeler sırasında CHP sıralarından sürekli sataşmaların gelmesine sinirlenen Erdoğan, Meclis Başkanı Şahin’e dönerek, “Siz mi susturacaksınız ben mi susturayım” dedi.
‘PKK için de cevap bekliyoruz’
Baykal, İsrail’e cevabımız “deprem gibi olur” diyen Erdoğan’a, “Deprem gibi bir cevabı PKK ve Kandil için de bekliyoruz” diye seslendi.
Kapatılan DTP sıralarının boş kaldığı görüşmelerde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal “Hükümetin politikaları sonucu devleti aciz, sokağı, vatandaşı, bayrağı sahipsiz bir Türkiye olduk. İktidar, derhal bu tehlikeli istikametten kendini geri çekmelidir. AKP virajı alamazsa sonuçları vahim olacak. ‘Deprem gibi cevabı’ PKK için de, Kandil için de bekliyoruz” dedi.
Baykal şu değerlendirmelerde bulundu:
Türk bayrağının yırtıldığı Türkiye
Vatandaşın evlerine saldırılan, Türk bayrağının yırtıldığı, can ve mal güvenliği kalmayan vatandaşın kendini korumaya çalıştığı, devleti aciz bıraktırılmış, sokağı, vatandaşı, bayrağı sahipsiz bir Türkiye ile karşı karşıyayız.
Viraj alınamazsa vahim: Bütün bu olaylar demokrasiyi değil, iktidarın acizliğini gösteren bir tablodur. İktidar bu yolda yürümeye devam ederse, yani virajı alamazsa çok daha vahim sonuçlar alınacaktır.
Deprem cevabını PKK'ya da bekliyoruz: Başbakan ‘İsrail’e deprem gibi cevap veririm’ diyor. Biz deprem gibi cevabı Kandil’e ve PKK’ya da vermesini istiyoruz.
Vatanseverliğin askıya alınması: Açılımın kardeş kavgasına sürüklediğini görmemek için bir insanın iktidar militanı olması yetmez. Aklını, mantığını, sağduyusunu kaybetmiş olması yetmez, vatanseverliğini de askıya alması gerekir.
Kim kimle açılıyor?: Açılımın tarafları kim? Kim kiminle el ele açılıyor. CHP’nin, MHP’nin haberi yok. Nasıl bir açılım bu? Sonradan anlaşıldı ki açılımın tarafları AKP hükümeti ile PKK. n TOKAT
Bir facia: Tokat bir facia, ama asıl facia devlet yöneticilerinin, AKP yetkililerinin yaptıkları açıklamalar. Olayın adını koymakta sıkıntı çekiyorlar, olayı PKK’nın yapmış olabileceğini bir türlü içlerine sindiremiyorlar. Niye PKK’yı korumaya çalışıyorsun. Ne kadar acı bir manzara.
Alarm çekmek istiyorum: Gidilen istikamet iyi değil, bir alarm çekmek istiyorum. İktidar, derhal bu tehlikeli istikametten kendini geri çekmelidir.
Erdoğan ne demişti?
Erdoğan, Mısırlı bir gazeteciye verdiği röportajda, İsrail’in Irak’ı vurmak için yapacağı keşif uçuşları sırasında Türk hava sahasını kullanmadığını söylemişti. Erdoğan, böyle birşey yapması halinde Türkiye’nin İsrail’e deprem gibi bir yanıt vereceğini vurgulamıştı.
‘Uçurumun kenarındayız’
Devlet Bahçeli: Türkiye buhranlarla köşeye sıkışmıştır. Devlet ve toplum hayatı, ciddi beka sorunuyla muhatap olmuştur...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türkiye ardı ardına yaşadığı buhranlarla köşeye sıkışmıştır. Hareketsiz ve kontrolsüz olarak uçurumun kenarına gelen devlet ve toplum hayatı, ciddi beka sorunuyla muhatap olmuştur. Siyasetteki dengenin istikrarın kaybı toplumda cepheleşme yaratmış, her alanda çöküntü yaşanmaya başlanmıştır. Millet büyük bir açmazın içine düşmüştür” dedi.
Bahçeli, TBMM’deki bütçe görüşmelerinde Tokat’ın Reşadiye ilçesinde meydana gelen terör saldırısı ile 19 kişinin hayatını kaybettiği Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesindeki maden ocağı faciasının sorumlularının bulunmasını ve gereğininin yapılmasını istedi. Alevi kesimine mesaj veren Bahçeli, 17 Aralık’ta başlayacak Muharrem Ayı’nın hayırlar getirmesini diledi.
AKP iktidarı döneminde kutuplaşmanın “yönetim tercihi” haline geldiğini savunan Bahçeli, şunları söyledi:
“Birliğimiz hasar görmüş, kardeşliğimiz yaralanmıştır. Ortak değerlerin kaynaştırıcılığı yerine, yapay farklılıkların ayrıştırıcılığı üzerine siyaset yapıldığı bu dönemde, iktidar gücü çözüm için kullanılmak yerine, istismar, gerilim ve kutuplaşma için kullanılmıştır. Geçmişi suçlama geleneği sürdürül-müştür. Kardeş kavgasının ortaya çıkması, geleceğe ümitle bakılmasına mani olmuştur.
Medyaya baskı
Etnik bölünmeyi amaçlayan etnik terör artmış, Türkiye cepheleşme sürecine girmiştir. ‘Yüzleşme’ adı altında milli tarihi karalama kampanyaları, milli sorunları çözme iddialarıyla hız kazandı. Milletin gözünden kaçırmak için, aklın, gerçeklerin karartılması için, maddi çıkar ilişkileri tesis edilen yandaş medya oluşturulmuştur. Hükümetin sipariş verdiğini yayımlamakta direnen medya unsurlarına baskı ve dayatma başlamıştır.”
‘Çocuklar neşelenir’
Başbakan Erdoğan’ın Genel Kurul’da “Sayın Bahçeli’nin konuşmalarını çocuklara izlettirmeyin” suçlamasına Bahçeli, muhalefet kulisinde yanıt verdi.
Bahçeli, “Bu tür polemiklere gerek yok. Çocuklar bizden niye korksun. Böyle şey olur mu? Bizi seyretmekten korkun diyen için, ben de tavsiye ediyorum; çocukların Sayın Başbakanı seyretmelerinde yarar var. En azından Wald Disney filmi seyretmiş kadar neşelenecekleri kanaatindeyim” dedi.