Birey ve toplum ruh sağlığı alanında çalışan Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Profesörü Selçuk Candansayar, Koronavirüs salgının bireyler ve toplumlar üzerindeki etkilerini yorumladı. Salgının eğitim ve sağlık hizmetlerinin ne kadar hayatti olduğunu gösterdiğini dile getiren Candansayar, bireycilik fikrinin yerine dayanışma fikrinin öne çıktığını söyledi.
Salgının dünyada hali hazırda var olan sağlık ve politikadaki hataları gösterdiğini belirten Candansayar, "Bütün dünyada vazgeçilen iki temel kavramın ne kadar hayati olduğunu bize kanıtladı. O da eğitim ve sağlığın bir kamu hizmeti olduğu ve bireylerin güçlerine bırakılmayacak kadar önemli olduğunu bize kanıtladı." dedi.
Çin'in salgına karşı iyi bir mücadele verdiğini belirten Candansayar "Ama sağlığın özelleştirildiği Avrupa, paramparça oldu. ABD, test kitlerini ücretsiz yapmak zorunda kaldı. Bunu iyi niyetinden yapmadı. Salgını önleyemezse herkese bulaşacağını bildiği için yaptı" dedi.
Salgının herhangi insan ayırt etmeden herkesi öldürebildiğine dikkat çeken Candansayar, "Yakalarsa zengin, siyah, beyaz, sarı ayırmıyor. Ve yakalanmamak için kaçan çok az zengin var. Sandığımızdan çok az insan kaçmaya çalıştı ama bu sandığımızdan çok az insan dünya servetinin ve gücünün büyük bir bölümünü elinde tutuyorlar. Fakat onlar da fark etti ki kendilerini koruyabilirler ama nüfusun geri kalanı yok olursa bunun bir anlamı da olmayacak" diye konuştu.
Yaşananların önemli olduğunu ifade eden Candansayar, salgının bireycilik anlayışını yıkmaya yönelik bir etkisinin olduğunu ifade ederek, "Kendi başımıza hayatta kalma şansımız yok. Başkasını da hayatta tutarsak yaşayabileceğiz. Öyleyse bu salgın son 40 yıldır dünyaya egemenlerce empoze edilen "sen bireysin, teksin, her şeyde özgürsün" düşüncesinin ne kadar yanlış olduğunu ve ancak dayanışarak var olabileceğimizi ve başkasını da hayatta tuttuğunuzda ancak bizim de yaşama şansımız olduğunu gösterdi" ifadelerini kullandı.