HDP, Diyarbakır Belediye Eş Başkanları Gültan Kışanak ve Fırak Anlı'nın gözaltına alınmasını Şişli Camii önünde protesto etti.
Eylemin ardından Mecidiyeköy yönüne doğru dağılan gruba polis müdahale etti. Polis, gruba plastik gaz mermileri ile müdahale etti.
Grup daha sonra ara sokaklara dağıldı.
Yüksekdağ: Bu OHAL, bu darbe sonsuza kadar gitmeyecek
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksedağ’ın protesto sırasında yaptığı konuşmasından satırbaşları şöyle:
Omuz omuza, yan yana duruşumuzu, her sokakta direnenleri saygıyla selamlıyorum. İstanbul’dan Amed’e selam olsun. Zulme karşı direnenlere, darbeye boyun eğmeyenlere ve asla eğmeyecek olanlara selam olsun. Onların tek yönetim aygıtları darbe aygıtlarıdır, onların elindeki tek yönetim algısı OHAL ve KHK’dır. Toplumun demokratik taleplerini dikkate almayan bir siyasi anlayışları asla yoktur. İçeride de dışarıda da savaş dışında bir yöntem bilmiyorlar. Bizim cevabımız nettir, insanlığın onuru için kesintisiz direniş. Onların faşizmi varsa biz de direnişin destanıyız, direnişte kararlıyız. Kışanak ve Anlı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı olarak seçildiler. Onca baskıya rağmen Diyarbakır halkına hizmette tek bir geri adım atmadılar.
Onların bu siyasi iktidarın belediyelerinden eksiği olmadığı gibi fazlası vardır. Onlar AKP belediyelerinin halka getirmediği hizmeti getirdiler, sadece faşist saldırılara direnmediler, halka eşit ve adil hizmet götürmek için direndiler. Diyarbakır’da kadın ve erkeğin arasında, yoksulla zengin arasında adaleti kurdular, sağladılar. Kışanak ve Anlı’nın AKP’li belediyecilerden bir eksikleri var, hırsızlık yapamıyorlar! O seçilmişler bizim irademizdir, varlığımızdır, Kışanak’a da Ayla Akat’a da boyun eğdiremedikleri için bedel ödetiyorlar. Bu bedeli alnımız ak, başımız dik ödedik yine öderiz.
Bu halkı çökertmeyi başaramadılar onların önünde boyun eğmedik diz çökmedik, gideceğimiz yol da yine aynı yoldur. Bu ülkede baş eğmeyen ve eğmeyecek insanlar olduğunu öğrenecekler! Bu ülkede her şartta direnenler olduğunu öğrenecekler! HDP gibi, tüm emek ve demokrasi güçleri gibi satılık olmayan, teslim olmayan insanlar olduğunu öğreteceğiz!
Binlerce insanımızı adı konulmamış savaşta yitirdik. Böyle bir karanlığın içinde demokrasi, barış tek yolken bütün topluma ayrımcılık ve nefreti bize siyaset diye dayatıyorlar. Bütün mücadele sürecimiz boyunca Türkiye halklarının barış ve eşitlik çatısı altında bir araya gelebileceğini gösterdik. Bunlar aradan çekilse bu halk kendi barışını kurmayı, kendi geleceğini inşa etmeyi bilir. Ama AKP-Saray iktidarının kendi karanlık çizgisi bu ülkeye yeni karanlıklar getiriyor. İçeride de dışarıda da huzur bırakmadılar. Dışarıda bölge halklarıyla arayı bozanlar, şiddetin savaşın fitilini ateşleyenler içeride de kendi halkıyla kavga ediyor.
Kavgalı olmadıkları hiç kimse yok. Siz kiminle kavga ediyorsunuz? Bu kavga ettikleriniz halktır, halk. Sizden önce de vardı sizden sonra da var olacak, siz gideceksiniz!
Biz kendisini yeniden yaratabilecek bir halkız bunu unutmasınlar. 80, 90 darbecileri gibi halka karşı savaş açanlar kazanamadı kazanamayacaklar.
Bizler özgürlük ve demokrasi mücadelesinin her kulvarında, bizden koparıp almaya çalıştıkları demokratik mevzilerimizi sonuna kadar sahiplenmeliyiz. Kışanak ve Anlı gibi siyasetçiler bir halkın gücünün sembolüdür. Bizden bir alırsınız 10 veririz 100 veririz. Sizler bu halkı kurutamazsınız. Anlı ve Kışanak bu toprağın meyveleridir. Meyve veren ağacı taşlayabilirsiniz ama bu halkın toprağını kurutamazsınız. Bu toprak bire bin verir, ana gibi üretkendir ve bu toprak bizim geleceğimizdir. Geleceğimizi size teslim etmeyeceğiz!
Dört bir yanda kesintisiz eylem ve mücadele seferberliğindeyiz. Bizim mücadelemiz her gün yeniden başlamak mücadelesidir. Bu kesintisiz mücadele bizim yeni başlangıcımızdır. Ev ev kapı kapı sesimizi duyurmaya devam edeceğiz.
Bütün basın örgütlerini kapattılar sesimizi sözümüzü duyurmuyorlar ama televizyon ve radyoların yayın düğmelerini açıp kapatmakla bizim sesimizi açıp kapatamazlar, bizim sesimiz kesilebilecek bir güç değildir, her yerde ses olacağız. Sokak sokak tüm yaşam ve emek alanlarında hiçbir ayrım gözetmeden demokrasiye ve işçinin emekçinin davasına inanan, eşitlik ve adalet isteyenlerle birlikte tek vücut olacağız ve direneceğiz. Ve bir kere daha direnenler kazanacak. Bu OHAL bu darbe sonuna kadar gitmeyecek. Siz bakmayın bizim tepemizden tepemizden konuştuklarına o tepede duranlar yokuş aşağı düşüyor!
İnandığımız en önemli değer ezilen insanlığın, işçi emekçi kadın genç, tüm halkların demokrasi mücadelesi davasıdır. Sizleri, bu meydanı dolduran halklarımızı bütün siyasi partileri emek örgütlerini daha kararlı bir mücadeleye davet ediyorum. Tek bir kişi bile parti gibi çalışarak yürümeye devam edeceğiz. Bizler bir olalım onlar bin olsun hiç önemli değil her mahalledeki bir arkadaşımız bile kendisini tüm partinin yerine koyarak çalışmalıdır. Bunu başardık, yine başarabiliriz.
Siyasi irademizi teslim etmeyeceğimizi net ve kararlı bir biçimde ifade ediyoruz. Siyasi irademiz var, mevzilerimiz var, direnecek gücümüz de var. Elinizi irademizden çekin! Kışanak ve Anlı ve tüm gözaltındaki ve tutuklu siyasetçilerimize selam ve saygılarımızı gönderiyoruz. Hepimiz Gültan Başkan, Fırat Başkan ve Ayla Akat’ız. Siyasi irademize dönük bu saldırıları bertaraf etmeyi başaracağız. Vardık, varız, var olacağız.