Emekli Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu öne sürülen darbe günlükleri, ikinci Ergenekon iddianamesine girdi. Böylece daha önce içerdiği iddiaları ve kime ait olduğu tam olarak sorgulanamayan darbe günlükleri Ergenekon duruşmalarının görüldüğü Silivri'deki mahkemede sorgulanabilecek.
Bu arada soruşturma kapsamında "Darbe Günlükleri"ni yazdığı iddia edilen emekli Oramiral Özden Örnek'in, bu günlüklerle ilgili bir-iki ay içinde ifadesine başvurulması bekleniyor.
İddianamede, Albay Rıdvan Özden'in ölümünün yer almadığı belirtildi.
Tempo24
Emekli Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu öne sürülen darbe günlükleri, ikinci Ergenekon iddianamesine girdi. İkinci iddianamede emekli generaller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur örgütün üst düzey yöneticisi olmakla suçlanırken, "darbe günlükleri"ne de atıfta bulunuldu.
2. iddianamede Ferda Paksüt de var
Darbe günlüklerinin tam metni
Darbe günlükleri nedir?
Nokta dergisi 4 Nisan 2007 tarihinde yayımlanan sayısında, 2004 yılında Ayışığı ve Sarıkız adlı iki darbe planının yapıldığını duyurdu. Habere dayanak olaraksa Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen günlükler gösterildi.
Bu haberin ardından emekli Oramiral Özden Örnek, günlüklerin kendisine ait olmadığını söyleyerek Nokta Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş aleyhinde iftira ve hakaret davası açtı.
Bu dava sırasında Alper Görmüş’ün avukatları, müvekkillerine, darbe günlüklerinin Özden Örnek’e ait olduğunu göstermesi için ispat hakkı tanınmasını istedi. Savcı Süleyman Aydın bu talebi onayladı.
Hakim Rüveyda Kaner ise ispat talebini reddederek kararı açıkladı. Kaner, "Bu davanın konusu darbe gibi spekülatif konular değil, iftira ve hakaret olup olmadığıdır. CD'nin delil olamayacağını ben de biliyorum. Günlükleri el yazısı sanıp istemiştim. Suç unsuru oluşmadığından beraate karar verdim" dedi. Bu karar sonrası darbe günlüklerinin kime ait olduğu araştırılamadı.
Genelkurmay’dan da yanıt gelmedi
Bu arada Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı, Görmüş hakkında soruşturma yaparken, Örnek’e isnat edilen darbe girişimi iddiasını, araştırılması istemiyle Genelkurmay Askeri Savcılığı’na da gönderdi. Alper Görmüş’ün avukatı Ümit Kardaş, bu dosyanın akıbetini sormak üzere Genelkurmay’a başvurduğunu ve “Bu konuyla ilgili tutarlı bilgi belge bulunmadığından hiçbir şey yapılmamıştır” yanıtını aldığını açıkladı.
Generallerin ifadesine buşvurulacak mı?
Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen günlükler, dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un, hükümeti askeri müdahale ile uzaklaştırma yönündeki girişimlerine odaklanıyordu. Günlüklerde, darbe amacıyla yapıldığı iddia edilen toplantılara Eruygur'un yanı sıra, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına ve Deniz Kuvveleri Komutanı Özden Örnek'in katıldığı iddia ediliyordu. Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ünse bu plandan haberi olmadığı vurgulanıyordu.
Şimdi akıllara gelen soruysa, Özden Örnek dışındaki diğer generallerin de ifadesine baş vurulup vurulmayacağı.
Günlüklerden dikkat çeken notlar
- Anladığım kadarı ile Jandarma Genel Komutanı ile Hava Kuvvetleri Komutanı hala bozuklar. Amaçları illaki darbe yapalım ve AKP'ni uzaklaştıralım. Yapalım da, Kara Kuvvetleri Komutanı olmazsa nasıl olur, bunu düşünen yok. Hava Kuvvetleri Komutanı'nı fena bozdum, zira vatanını sadece o seviyor ve ona destek verilmiyormuş pozlarında.
(24 Nisan 2004)
- Ekonomimiz çok bozuk ve tamamen dışa bağımlı. Eğer dışarıdan kredi alamazsak ekonomimiz çökebilir ve halk büyük sıkıntı yaşar. Bunun nasıl sorumluluğunu almaya hazır değiliz. Bir diğer konu da ABD bundan önceki darbelere destek vermesine rağmen bugün AKP'ye destek veriyor. Onların istemediği bir darbe veya hükümeti idame etmek çok zordur.
(3 Şubat 2004)
- Sivillerin yurt sevgisi eksiktir. Çoğunlukla onlar vatanlarını ve milletlerini düşünmeden şahsi yararları için hareket ederler. Onlar tembeldirler, çalışmaz ve bedava olarak para kazanmaya bakarlar. Bu nedenle TSK'daki herkes çok çalışır ve fedakar oldukları için her şeye layıktırlar. Bu düşünceler ile nereye varılabilir.
(30 Haziran 2004)
- Yapacağımız yegane hal tarzı olarak darbe kaldı, onu da biz yapmak istemiyoruz.
(13 Mart 2004)
- Jandarma Genel Komutanı hala darbe yapalım diye inat diyordu.
(6 Şubat 2004)
- Atatürk'ü heykel, resim, poster olarak anmayı sanki onu anlamak ile eş tutuyoruz. Bu böyle devam edemez. Bir taraftan İslamiyet'in günün şartlarını karşılamadığını ve reform geçirmesi gerektiğinden bahsederken, sanki Atatürkçülük ilelebet yaşayacakmış gibi davranıp ilkelerini tartışmaya dahi açmıyoruz.
(30 Ağustos 2004)
- ...bu toplumu Kara Kuvvetlerinin etkisinden kurtarmak lazım. Devletin her kesiminde kendi düşünceleri hakim olsun, herkes kendileri gibi düşünüp kendileri gibi hareket etsin istiyorlar. Harbiye Marşı ile yatıp Harbiye Marşı ile kalkıyorlar.
(30 Ağustos 2004)
- Bu hükümet Uzan ailesinin çanına ot tıkadı ve onların haysiyetlerini beş paralık etti.
(21 Temmuz 2004)
- Kıbrıs'ta herkesin Annan Planı aleyhinde sokağa dökerek gösterilerin yapılmasını sağlama ve anavatandan da bu hareketlere destek vererek hükümet aleyhine olaylar çıkarmak. Bunları tartıştıktan sonra ertesi sabah buluşmak üzere ayrıldık.
(5 Şubat 2004)
- Geçen gün gelen MİT'ten habere göre, Şenkal iki haber verdi; birincisi Jandarma Genel Komutanlığı'nın bütün hareketleri biliniyor ve yasa dışına çıktığı değerlendiriliyor. İkincisi ise Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanları arası açık ve bu sorun herkes tarafından ve kesinlikle biliniyor.
(1 Şubat 2004)
- Sanatkarın sesi aynı Hasan Mutlucan'ın sesi gibiydi. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur hemen kulağıma eğildi ve bu sanatkarın adresini alalım, lazım olabilir, dedi. Güzel bir espriydi.
(27 Aralık 2003)
- Bilhassa Aydın Doğan üzerinde durarak, en büyük medya patronu olması nedeni ile aramızı nasıl düzeltebileceğimiz konusunu araştırdık.
(18 Aralık 2003)
- Taylan Bilgel ile Aydın Doğan için konuştum ve kendisine "Bizim artık medyadan desteğe ihtiyacımız var. Hep bize, size güveniyoruz, diyorsunuz ama medya bize gerekli desteği vermiyor. Olayları hükümete karşı kullanmaları lazım.
(8 Aralık 2003)
- II. Başkan (Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ) güvenilecek bir general değildi. Kendi yararını ülke yararı üzerinde tutuyordu. Ve bize kesin cevaplar vermiyordu.
(2 Aralık 2003)
- Hepimiz şüpheleniyoruz: Genelkurmay Başkanı dinci mi?
(8 Kasım 2003)
- Kıbrıs'ı istediğimiz şekilde çözümsüz olarak bırakmalıyız ve bu arada Kıbrıs muhalefetinin seçimi kazanmasını da önlemeliyiz. Böylece AB'ye ikinci bir darbe vurabileceğiz.
(26 Ekim 2003)
- İnsan harbin sonunda dahi oturup düşmanı ile konuşuyor ve bir anlaşmaya varmaya çalışıyor. Biz böyle yaparak neyi ispat etmeye çalışıyoruz.
(23 Eylül 2003)