Özcan, Bilkent Üniversitesinde toplanan Ulusal Öğrenci Konseyi Olağan Genel Kurulunda üniversitelerin öğrenci konseyi başkanlarıyla bir araya geldi.
Özcan, öğrencilerin hedefleri doğrultusunda çalışma yürütebilmeleri için yaşamın her seviyesinde belli bir olgunluğa ve üstün özelliklere sahip olmalarının önemine işaret etti.
Özcan, ''Genç kuşakların farklı görüş ve önerilerinin olabilmesi, karşıt görüş ve önerilere açık olmalarının, aynı ortamı paylaşabilme, müsamahalı davranabilmeleri, özellikle şiddet düşüncesinden ve eyleminden uzak, özgür bir ortamda eğitim görmeleri her öğrencimizin doğal hakkıdır. Bu ise tüm kurum ve kuruluşların sorumluluğundadır. Bir takım kalıplar içine sığdırılmaya çalışılan ve suçu üzerinden atma mantığı yerine proaktif ve örnek olma yaklaşımları benimsenmelidir'' diye konuştu.
Mevlana'nın ''Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol'' dizelerini okuyan Özcan, ''Olduğun gibi görünme belki de en can alıcı kilometre taşı olmalıdır'' dedi.
YÖK Başkanı Özcan, tutarlı bir çevrenin mutlaka gençlere bir karakter ve seviye kazandıracağını, verilen mesajlardaki tutarsızlığın ise öğrencilerin zihni bölünmelerine neden olacağını söyledi.
Son yapılan toplantıda talep edilen ve önceden belirlenen kararları, kademeli şekilde uygulamaya başladıklarını ifade eden Özcan, bu kapsamda, yapacağı tüm üniversite ve şehir ziyaretlerinde öğrenci temsilcileri ile görüşmeleri de eklediğini, Öğrenci Konseyi Başkanına YÖK içinde oda tahsis edildiğini, üniversitelerde ''özgürlük kürsüleri, özgür alanlar'' ile ilgili rektörlüklere talimat verdiklerini anlattı.
Üniversite güvenliği için rektörün izni haricinde sivil-üniformalı polis görev yapamayacağıyla ilgili rektörlüklere talimat yazıldığını anımsatan Özcan, öğrenci disiplin yönetmeliğinin gözden geçirildiğini ve gelecek genel kurulda talepler de göz önünde bulundurularak son şeklinin verileceğini bildirdi.
YÖK Başbakanı Özcan, yerel yönetimlerin yükseköğretimle ilgili konularda alacağı kararlar konusunda öğrenci temsilcilerinin de görüşüne başvurulması ve onların belediye kurullarına katılabilmesine imkan sağlanabilmesi için İçişleri Bakanlığına yazı yazıldığını ve cevabının beklendiğini ifade etti.
Özcan, öğrenci pasolarının tüm belediyelerde geçerli olması için önümüzdeki günlerde başta Ankara Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm belediyelerle yazışmalar yapılacağını bildirdi.
Sınıf öğretmeni ihtiyacı fazla
Konuşmasının ardından çeşitli illerden gelen öğrenci konseyi başkan ve üyelerinin sorularını yanıtlayan Özcan, bir soru üzerine öğretmenlik fakültelerine talebin fazla olduğunu, bu fakültelerin kontenjanlarının artırılmadığını söyledi.
''274 bin öğretmen adayı beklerken hala bu okulların seçilmesini anlamış değilim'' diyen Özcan, okul öncesi eğitimini verecek öğretmen sayısının az, buna karşın sınıf öğretmeni sayısının fazla olduğunu ifade etti.
Özcan, şunları kaydetti:
''Okul öncesi yok satıyor, ama sınıf öğretmeni ihtiyacı fazla. Ben diyorum ki, sınıf öğretmenlerini alalım, 1 sene eğitimlerini verelim ve ihtiyaç duyduğumuz branşta öğretmene çevirelim. Yoksa elimizdeki stok patlayacak. Böyle devam edemeyiz. 274 bin insan öğretmenlik beklerken biz oturup 'Oh ne ala! İşler çok iyi gidiyor' diyemeyiz. Öğrencilerimizi televizyon programlarında ya da orada burada konuşurken, eğer çok gerekli değilse çok idealist değillerse öğretmenlik konusunda başka alanları da düşünmeye sevk edici telkinlerde bulunmalıyız. Siz bizim çok rahat ettiğimizi mi zannediyorsunuz? 274 bin arkadaş dışarda beklerken bizim çok rahat uyuduğumuzu mu zannediyorsunuz? Gece gündüz bunlarla uğraşıyoruz. Bazen yılların getirdiği sorunları 1-2 günde çözmek mümkün olmuyor. Onlar da bize bu bakımdan anlayış göstersinler.''
Sabancı Üniversitesinden bir öğrencinin, ''Konuşmanızda okullardaki festivallerden söz ettiniz. Festivaller gereksiz derseniz bu bizi yaralar. Festivaller öğrenciler için önemli aktiviteler'' demesi üzerine YÖK Başkanı Özcan, ''Festivalleri, eğlence artı bilimsel diye formüle etsek güzel olur. Eğlenceye karşı olduğumuzdan değil, ikisini birleştirirseniz daha memnun oluruz'' diye konuştu.
Okullardaki karşıt görüşlü öğrenciler arasında yaşanması muhtemel şiddet olaylarına karşı tavsiyelerini soran bir öğrenciye de Özcan, ''Öğrencilerle sıkı diyalog içinde olunmasını'' önerdi. Özcan, ''En etkili metod diyalogdur. Eğer konuşursak bu kadar sorunumuz olacağını zannetmiyorum. İletişim kanallarını açık tutmalıyız o arkadaşlarımızla. O arkadaşlarımız da esasında şiddete başvurmadıkları zamanlarda iyi şeyler söylüyorlar. En arzu etmediğimiz mesele şiddettir. Siz konsey başkanları olarak onlarla çok sık diyalog içinde olmalısınız'' dedi.