Politika

Osmaniye Cezaevi Raporu’na Ertuğrul Kürkçü damga vurdu

Açlık grevi, temizlik sorunu, aşırı kalabalık, hazırda ambulans olmaması rapora girdi

19 Nisan 2012 18:44

 

- Hülya Karabağlı

T24/ ANKARA

TBMM Cezaevi Alt Komisyonu, çıplak arama, zorunlu sakal tıraşı, kötü muamele tespitlerini yaptığı Osmaniye Cezaevi’ne ilişkin raporuna son şekli verdi. Bağımsız Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, muhalefet şerhlerinden ikisini rapora yerleştirdi. Açlık grevi, temizlik sorunu, aşırı kalabalık, hazırda ambülans olmaması raporda yer aldı.  Kürkçü’nün “Hükümlülerin hak ve haysiyetlerini koruma çabalarına yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak sürekli ve sistematik bir biçimde baskı ve zor ile karşılık verildiğine ilişkin değerlendirmesi’ kabul görmedi.  Bu değerlendirme, rapora şerh olarak yazıldı.  Alt komisyon raporu, üst komisyon toplantısında karara bağlanacak.

 

‘Hazırda ambülans yok’ 

 

 Raporun “ Ceza ve İnfaz kurumundaki Açlık Grevine İlişkin sorular” bölümüne Kürkçü’nün  şu değerlendirmesi girdi:  “Kurum müdürü ve aile hekimi 9 hükümlünün açlık grevinde olduğunu ve bu kişilerin düzenli olarak sağlık kontrolünden geçirildiğini ifade etmişlerdir. Diğer taraftan, Kurumda her an hazır bir ambülansın bulunmadığı öğrenilmiştir” .

 

‘Koğuşlar aşırı kalabalık’

 

Kürkçü’nün cezaevi binasının modern infaz kurumuyla bağdaşmamasının neden olduğu sorunlara ilişkin tespitleri de raporun  ‘Değerlendirme ve Sonuç ‘ bölümüne girdi.  Bu bölüm rapor da,  şöyle yer alıyor: İncelemede bulunulan C Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda ilk göze çarpan husus, yapının (Kurum binası) modern ceza infaz kurumu anlayışıyla bağdaşmayacak olumsuz nitelikleri olmuştur. Bu durumun, temizlik meselesi başta olmak üzere, koğuşlardaki aşırı kalabalığın tetiklediği pek çok sorunu daha da derinleştirdiği gözlenmiştir.

 Alt Komisyon Başkanı Murat Yıldırım başkanlığında,  CHP’den  Malik Ecder Özdemir, MHP’den  Atila Kaya , Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’den oluşan  heyet, 19 Mart 2012  tarihinde Osmaniye Cezaevi’nde  incelemede bulundu. Rastgele koğuşlar seçilerek hükümlü ve tutuklularla özel görüşme yapıldı. Ceza infaz kurumları idaresinden bilgi ve belge toplandı.  Alt komisyonun raporu şöyle:

 

‘Çıplak arama kabul edilemez’

 

-Kuruma ilk girişte tüm tutuklu ve hükümlülerin çıplak olarak aranması kabul edilemez bulunmuştur. Bu uygulamanın insan onuruna saygı ile bağdaşmayan aşırı “güvenlik eksenli” bir yaklaşımı içerisinde barındırdığı değerlendirilmiştir.

-Uygulanmakta olduğu şekliyle sakal tıraşı olma zorunluluğunun keyfi olduğu ve kaldırılması gerektiği değerlendirilmiştir.

-İncelemede bulunan ceza infaz kurumlarında en temel sorunun idarenin tutuklu ve hükümlülerin haklarına ilişkin mevzuat hükümlerini alabildiğine dar yorumlarken; kısıtlayıcı ve denetleme içeren hükümleri oldukça geniş yorumlamasının yatmakta olduğu düşünülmektedir. Bu çerçevede süreli ve süresiz yayınların hükümlülerin istifadesine sunulması, sohbet hakkı ve sayımlara ilişkin uygulamaların gözden geçirilmesinin gerektiği değerlendirilmiştir.

 

‘Askeri usulle sayım’

 

-Görüşe gidiş-geliş esnasında sağa sola bakmadan sadece önüne bakarak yürünmesini şart koşan uygulamanın gözden geçirilmesinin gerektiği ve koğuşlarda askeri usulle sayım yapılmasından vaz geçilmesinin yerinde olacağı düşünülmektedir.

-Yerel denetim mekanizmalarının daha iyi bir şekilde işlevini yerine getirmesi hususunda önlemler alınmasının gerekliliğine işaret etmenin uygun olacağı değerlendirilmiştir.

-Anayasal bir hak olan dilekçe hakkının kullandırılması konusunda yaşandığı iddia edilen sorunların incelenmesi büyük önem arz etmektedir.

-Fiziksel koşullardaki iyileştirmenin tek başına yeterli olmayacağına, idarenin tutuklu ve hükümlülere yaklaşımında insani muameleyi esas tutmasının gerekliliğine değinilmesinin yerinde olacağı düşünülmüştür. Bu minvalde incelenen kurumlarda hemen çözülebilir nitelikteki bazı eksikliklerin idareye bildirilmesine rağmen giderilmediğinin ve pek çok insani talebin cevapsız kaldığının tespit edildiğine işaret etmek gerekir.

 

‘İnfaz hakiminin objektifliği’ 

 

-Disiplin cezalarının en üst sınırlarından verildiği şikâyeti ile bu cezaları denetlemekle görevli “infaz hâkimliği”nin objektifliğinden duyulan kuşku dikkat çekici bulunmuştur.

-Uygulamada yekpareliği sağlamak için, “ani müdahale grupları”na ilişkin temel esaslara Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan alt mevzuat düzenlemelerinde yer verilmesinin uygun olabileceği düşünülmektedir.

-Ceza infaz kurumlarında kapasite fazlası tutuklu ve hükümlünün barındırılıyor olmasının getirdiği sorunlara bir kez daha işaret edilmesinde fayda görülmüştür.

-Ceza infaz kurumlarında çalışan personelin mesleki haklarında yapılacak iyileştirmelerin Komisyon tarafından memnuniyetle karşılanacağını belirtmek gerekmektedir.

-Osmaniye’deki ceza infaz kurumlarında idare tarafından sistemli bir şekilde uygulanan fiziksel şiddet, dayak ve darp gibi muamelelerin olmadığı kanaatine varılmıştır.