Gündem

'Ölürsem kıyamet kopar'

Ölmesi halinde devletin suçlanacağını belirten Öcalan, "İmralı'da ölümüm gerçekleşirse kıyametler kopar'' dedi.

02 Kasım 2008 02:00
İmralı'da çarptırıldığı ömür boyu hapis cezasına çeken Abdullah Öcalan, eceliyle ölmesi halinde bile devletin suçlanacağı belirterek, “Burada ölümüm gerçekleşirse büyük olaylar olur, kıyametler kopar'' dedi. Öcalan, kendisiyle görüşmek isteyenlerin DTP ile görüşebileceğini söyledi.

Öcalan'ın geçen hafta İmralı'da avukatlarıyla yaptığı görüşmede dile getirdiği öne sürülen görüşleri, PKK'ya yakın internet sitelerinde geniş yer aldı. Bu yazılara göre Öcalan avukatlarına, radyo dinleyemediği ve 20 gün önce alınan radyosunun yerine yenisinin verilmediğini söyleyerek, “Benim burada, gelişmeleri öğrenmemi istemiyorlar, gazeteler de verilmiyor, gelenler de gecikmeli veriliyor. Beni sürecin dışında tutmak istiyorlar herhalde. Böyle bir hakları yok. İnfaz hakimliği ve savcılık kararlarında benim radyo dinleme hakkım olduğu belirtiliyor” dedi.

Fehmi Koru DTP ile görüşsün

Öcalan'ın avukatlarına aktardığı öne sürülen görüşleri internet sitelerinde şöyle yer aldı:
Çeşitli kesimlerden gelip görüşmek isteyenler var. Fehmi Koru, gelip benimle görüşmek istiyormuş. Benimle gelip burada görüşmek elbette ki uç bir fikir değildir. Kimse benim diyaloga kapalı olduğumu söyleyemez. ‘Mutlaka gelip benimle görüşsünler’ de demiyorum. Bu konuda akil adamlarla, aydınlarla, DTP ile görüşme yapılabilir, benim katılmam doğrudan olmayabilir, dolaylı olarak da devreye girebilirim.
Türkiye'nin çok ağır sorunları var, dil sorunu gibi, yoksulluk gibi ama çözümü imkânsız değil, çözebiliriz. Halk da bizi işaret ediyor, eğer ben bu sorunları çözemezsem o zaman beni asabilirler, ne yaparlarsa yapabilirler. Bizim çözümümüzde bölme parçalama yok, sınırlara dokunma yok, aksine birleştirici, bütünleştirici, demokratik değiştirici bir gücüz.''

‘Devlet öldürdü denecek’

Sorun benim yaşamam veya ölümüm de değildir, ölümden de korkmuyorum. Ancak, deprem olur bina başımıza yıkılabilir, hastalık olabilir o şekilde de ölebilirim. Bu, ‘devlet öldürdü’ şeklinde algılanacak ve sonuçları korkunç olacaktır.
Ben sağlığımı ve buradaki durumu sorun yapmadım, yapmıyorum. Burada geçen hafta, yaşanan ‘küçük’ (görece olarak, ölüm olayına göre küçük) bir sorundan halkımın haberdar olmasını istedim, bu nedenle halkıma rapor ettim, halktan bir talepte de bulunmadım, hatta ‘olayı büyütmeyin’ dedim ama kendileri harekete geçtiler, neler yaşandığını görüyorsunuz. Burada benim bir ölümüm gerçekleşirse daha büyük olaylar olur, kıyametler kopar. Ben böyle bir durumun yaşanmasını istemediğim için çözüm önerileri getiriyorum, bu sorunun çözümü için yaşamam önemli, çözümün baskısını hissediyorum. Rica ediyorum, defalarca çağrım oldu ancak hükümet dikkate almadı.''

Diyarbakır’da Ergenekon mahkemesi

Diyarbakır'da Vietnam ve Irak benzeri sembolik, alternatif bir ‘Ergenekon yargılaması’ yapılabilir. Ergenekon davasına alternatif bir mahkeme Diyarbakır'da kurulabilir. Ergenekon davasında dile getirilmeyen gerçekler ortaya konulabilir. Bunu demokrasi platformu gibi demokratik kitle örgütleri Baro ile birlikte yapabilir. Avrupa'dan tanınmış hukukçular da çağrılabilinir.

Cudi dağı ağaçlandırılsın

Cudi Dağı'na Nuh'un Gemisi'ndeki gibi, her türlü bitkiden ekilmeli, her türlü hayvan getirilmeli. Cudi'de mevcut ağaçlar, bitkiler kesilmemeli, çiçekleri koparmamalı, korunmalı. Hayvanlarını avlanmamalı.