Yeni yılın başlamasıyla Meclis'in yasama gündemi yeniden hız kazanırken, yılın son günü Meclis'e sunulan Öğretmenlik Meslek Kanunu'na ilişkin yasa teklifi çeşitli açılardan tartışılmaya devam ediliyor.
Öğretmenler için uzun zamandır konuşulan, 3600 ek gösterge maddesini pek çok öğretmenin beklediği düzenlemenin yıl bitmeden sunulacağını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde açıklamıştı.
Erdoğan, "Bu kanunla, mevcut hakları korunan öğretmenlerimize ilave mali ve sosyal haklar da sağlıyoruz" demişti.
"Kademeli sistem eşitliğe aykırı"
12 maddelik yasa teklifiyle öğretmenlik mesleği için kademeli sistem getiriliyor. Aday öğretmenlik döneminden sonra "öğretmen", "uzman öğretmen" ve "başöğretmen" olmak üzere üç basamak söz konusu olacak.
10 yılını doldurmuş öğretmenler uzman öğretmen olabilecek. Eğitimlerini tamamlayan ve sınavdan başarıyla geçen uzman öğretmenlerin maaşları 1000 lira artacak. 10 yıllık uzman öğretmenler ise eğitimlerini tamamlayıp sınavda başarılı oldukları takdirde başöğretmen olabilecekler ve maaşları 2000 lira artacak.
Ancak gerek konuyu yakından takip eden muhalefet üyeleri gerekse sendikalara göre daha önceki yıllarda da yine uygulanmaya çalışılıp sonra vazgeçilen bu kademeli sistem, eşitlikçi değil ve iş barışını bozma riski içeriyor.
Eğitim Sen'in eski Eğitim Sekreteri Özgür Bozdoğan, "Aynı işi yapan öğretmenlerin statülerini, unvanlarını, gelirlerini farklılaştırırsanız orada iş barışından söz edemezsiniz" diyor.
10 yılı ya da 20 yılı tamamlayan öğretmenlerin maaşlarında iyileştirme yapılabileceğini, bunun anlaşılabilir olduğunu belirten Bozdoğan, "Ancak statülerini farklılaştırmaya başladığınızda öyle kaotik ortamlar yaratırsınız ki velilerin kendi çocuklarının uzman öğretmenlerden ya da başöğretmenlerden ders almasını istemesine neden olursunuz" uyarısı yapıyor.
Bir başka risk mülakat sistemi
Öğretmenler için getirilmesi düşünülen kademeli sistemdeki bir başka risk de uzman ya da başöğretmenlik sınavlarındaki mülakat sistemi olarak gösteriliyor.
Geçtiğimiz günlerde çok sayıda öğretmen Kamu Personeli Seçme Sınavı'ndan (KPSS) yüksek puan aldıkları halde, mülakatta puanlarını düşürüldüğünü belirterek duruma itiraz etmişti.
Kamudaki iş başvurularında mülakat sistemi tartışılmaya devam edilirken, aynı zamanda bir eğitimci olan CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, sisteme yönelik eleştirisini şöyle dile getiriyor:
"Uzman öğretmen olabilmek için 10 yıl öğretmenlik yapacaksın, sonra 180 saat ders alacaksın, sınava gireceksin, sınavda başarılı olursan tekrar mülakata gireceksin. Mülakatta da başarılı olursan yani TÜGVA'dan ya da TÜRGEV'den referans yazısı getirirsen uzman öğretmen olacaksın."
Eğitim-Bir-Sen de yaptığı yazılı açıklamada öğretmenlikte mülakat sisteminin kaldırılması gerektiğini belirterek, "Teklif, öğretmenlik mesleğini sadece belli boyutlarıyla ele almakta, öğretmenlerin beklentilerini topyekûn karşılamaktan uzak kalmakta; bir milyonu aşkın öğretmenin hak, yetki, görev ve sorumlulukları noktasında bir meslek kanununda olması gerekenleri içermemektedir" dedi.
AKP'de yasa teklifini çalışan yetkililer ise uzman öğretmenlik için mülakat olacağı iddialarını reddediyor.
3600 ek gösterge seçim yatırımı mı?
Teklife getirilen bir başka eleştiri de öğretmenler tarafından uzun süredir beklenen 3600 ek gösterge hakkında.
Düzenleme ile birinci derecedeki öğretmenlerin ek göstergeleri hükümetin daha önce söz verdiği gibi 3600'e çıkarılacak ancak bu yıl değil, 15 Ocak 2023'te. Öğretmenler için emekli olduklarında maaşlarında iyileşme getirecek olması açısından önemli olan bu göstergenin gelecek yıla bırakılması seçim yatırımı kuşkularını doğurdu.
Bozdoğan, aslında bu maddenin gelecek yıla bırakılması için teknik bir gereklilik bulunmadığını belirterek, şu yorumu yapıyor:
"Siz hemen kanun yürürlüğe girdiğinde öğretmenlerin o kanun yürürlüğe girdiğinde 3600 ek göstergeyi kullanmalarını sağlayabilirsiniz. 15 Ocak 2023'e ötelemenin bir nedeni yok. Bütünlüklü düşündüğümüzde özellikle de 15 Ocak 2023 yürürlük tarihini düşündüğümüzde ortada bir seçim yatırımı olduğunu ve bu kanun paketinin böyle bir gereksinimden yola çıkarak hazırlandığını ifade etmek gerekir."
Aday öğretmenleri bekleyen risk
Teklifteki bir başka tartışmalı husus da aday öğretmenlerle ilgili olan maddeler olduğu belirtiliyor.
Düzenlemeye göre aday öğretmenler, adaylık süreci sonunda "Adaylık Değerlendirme Komisyonu" tarafından yapılan değerlendirme sonucunda başarılı olmaları durumunda öğretmenliğe atanacak.
Bozdoğan, şu anda aday/stajyer öğretmenin göreve başladıktan sonra bir yıl bu görevi sürdürdüğünü, bazı hizmet içi eğitimleri almasının ardından adaylık kaldırma sınavına girdiğini belirterek, bu sınavın nesnel ve ölçülebilir bir sınav olduğunu vurguluyor.
Yeni düzenlemeyle ise bir aday öğretmenin stajyerliğinin kaldırılıp kaldırılmamasının bu komisyona bırakılacağını söyleyen Bozdoğan, "En son KPSS'den yüksek puan alarak, kendi bölümlerinde birinci olan arkadaşlarımızın mülakatta nasıl elendiğini hepimiz gördük. Kendisi gibi olmayan, muhalif olan, istenmeyen aday öğretmenlerin elenmesi anlamına gelir" uyarısı yapıyor.
Çoğu farklı kesimden getirilen eleştiri ve eksiklikler ışığında teklifte Meclis'teki komisyon aşamasında ya da Genel Kurul'da değişiklik yapılması teknik olarak mümkün.
CHP'li Kaya ise bu teklifin geri çekilerek, tüm paydaşlarla yeniden hazırlanması çağrısında bulunuyor. Kaya, teklifin bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi'nin daha önce iptal ettiği hükümler içerdiğine işaret ederek, "Size bir siyasetçi değil, bir eğitimci olarak önerim şudur: bu teklifi geri çekin ve hep birlikte komisyon üyelerinin, öğretmen örgütleri, sendikalar, dernekler ve eğitim fakültelerindeki hocalarla görüş alışverişinde bulunarak bir kanun teklif hazırlayalım" diyor.
Gülsen Solaker
© Deutsche Welle Türkçe