Hükümetin küresel krizin etkilerine karşı önlem almakta geciktiğini savunan TÜSİAD Başkanı Yalçındağ 2009’un altı ayında kaybedilen istihdamın yaratılandan daha fazla olacağını, OECD üyesi 30 ülkeden sadece Türkiye’nin, önlem almamış ülke olarak görüldüğünü söyledi
Dünya ekonomisinin son derece zor bir dönemden geçtiğini belirten, TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, “Küresel mali sistemden başlayıp reel ekonomiye hızla sirayet eden ve herkesi içine alan bir ‘fırtına’nın etkisi altındayız. Çıkış rotası hala net olarak görünmeyen bu karmaşık durumun 2009’da da devam etmesi kaçınılmaz” dedi.
OECD’nin hazırladığı raporda üye 30 ülkeden sadece Türkiye’nin önlem almadığının görüldüğünü belirten Yalçındağ, piyasalar küçülünce büyüme ve refahın düşeceğini, işsizliğin artacağına dikkat çekti. Yalçındağ, “Bu çerçevede IMF ile bir anlaşma yaparak, yurtdışında mali piyasalardan bu yıl temin edemeyeceğimiz eksik meblağı, telafi etmeliyiz. IMF’den kullanılacak kaynağı doğru kanallarla, suni bir banka reel sektör ayrımına meydan vermeden ekonomiye kazandırmalıyız” diye konuştu
İzmir’de gerçekleştirilen 12. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi öncesinde gazetecilerle sohbet eden TÜSİAD Başkanı Arzuhan Yalçındağ ve TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel, hükümetin krize yaklaşımına ve stratejisine yönelik eleştirilerde bulundu. Zirveye bir süre önce açıklanan ve Türkiye’ye ilişkin büyüme rakamlarının revize edildiği OECD Raporu damgasını vurdu.
Küresel finansal krizin dünyanın önde gelen ülkelerini birlikte önlem almak zorunda bıraktığını hatırlatan Yalçındağ, Türkiye’de ise krizin yansımalarıyla ilgili spekülatif değerlendirmelerle karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Yalıçındağ, “Siyasi iradenin gerçekçi, zamanlı ve bütüncül yaklaşımla tespit ve çözümleri şekillendirmemesi piyasada güven zaafiyeti yarattı” dedi.
OECD raporu
2008’in son çeyreğiyle 2009’un ilk iki çeyreğindeki tahminlerin daralmaya işaret ettiğine vurgu yapan Yalçındağ, bir süre önce yayınlanan OECD’nin ekonomik görünüm raporuna dikkat çekti. Yalçındağ şöyle konuştu: “Rapor, Türkiye’nin de içinde bulunduğu OECD üyesi 30 ülkenin finansal dalgalanmaya karşı hangi önlemleri aldığını özetleyen bir tablo sunuyor. Önlemler, mevduat garantisinden, kötü varlık yönetimine kadar uzuyor. Bu tabloda, 29 ülke krize çeşitli özel önlemler almış durumda, sadece Türkiye, hiçbir önlem almamış ülke olarak gözüküyor.’’
İşsizlik artacak
İçinde bulunulan konjonktürel durumun giderek, hızla kötüleştiğini vurgulayan Yalçındağ, ekonominin istihdam yaratma gücünün de hızlı bir şekilde düştüğünü, önümüzdeki yılın ilk altı ayında kaybedilen istihdamın yaratılan istihdamdan daha fazla olacağını ifade etti. Yalçındağ, 2006 yılında tarım dışı sektörde 700 bin kişilik istihdam yaratılmışken 2008’in 3. çeyreğinde sadece 300 bin istihdam yaratıldığını belirterek, ‘’Bu rakamın 2009’un ilk yarısında istihdam kayıplarına dönüşeceğini beklemek gerekir. Bu durumda da tarım dışı işsizlik oranı yüzde 15’i bulacaktır’’ dedi.
Ayrım yapılmamalı
Yalçındağ, piyasalar küçülünce büyüme ve refahın düşeceğini, işsizliğin artacağını belirterek, ekonominin daralmaması için, dış kaynak girişinin olabildiğince yüksek tutulması gerektiğini kaydetti. Yalçındağ, “Bu çerçevede IMF ile döviz arzını artırabilmek ve döviz piyasalarında istikrarı sağlamak amacıyla bir anlaşma yaparak, yurtdışında mali piyasalardan bu yıl temin edemeyeceğimiz eksik meblağı, telafi etmeliyiz. IMF’den kullanılacak kaynağı doğru kanallarla, suni bir banka reel sektör ayrımına meydan vermeden üretimi, dolayısıyla büyümeyi ve istihdamı destekleyecek şekilde ekonomiye kazandırmalıyız” diye konuştu.
Yalçındağ, Türkiye’nin kriz tecrübelerini, dışa açılmış olmanın getirdiği imkan ve elde ettiği kamu disiplini kültürünü kullanarak, krizi negatif büyüme hızlarına düşmeden atlatabileceğini belirtti ve ekledi: “Ancak bunun için, siyasi hesaplardan uzak, kararlı, hızlı ve tutarlı olmak şartıyla.”
Yalçındağ: Öncelik seçim değil
Gazetecilerle sohbet eden TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ hükümetin ajandasının ilk maddesinin ekonomi olması gerektiğini, yerel seçim olmaması gerektiğini söyledi. Yalçındağ “Yüzde 47 oy alarak iş başına gelmiş olan bir hükümet söz konusu. Böyle yüksek desteğe sahip bir hükümetin önceliği yerel seçimler olamaz” dedi. Bir gazetecinin “Krizden en az etkilenecek olan ülke olduğumuz düşüncesine siz de katılıyor musunuz?” şeklindeki sorusuna Yalçındağ “Bugün istihdam verilerine bakıyorum, bu verilere bakınca krizden en az etkilenecek ülke olacağımız düşüncesine hiç katılmıyorum. Düşünün ki bugüne kadar yaşadıklarımızın hepsini sadece 2008’in son çeyreğinde, yani bir çeyrekte yaşadık. 2009 bundan da zor bir yıl olacak. 2009’un ilk iki çeyreğinde küçüleceğiz” dedi. Yalçındağ, krize karşı öncelikle iç tüketimin artırılması gerektiğine dikkat çekerek, “Bunu yapabilmek için de güven unsurunu sağlayabilmek önemli diye konuştu.
TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel, hükümeti, krizin Türkiye’ye ulaştığı ilk günlerde hafife alan mesajlar vermekle eleştirdi. Yaklaşan seçimlerin etkisiyle reel ve finans sektörünün suçlandığı, krizin üstesinden gelmesi gerekenleri kamplara ayırmaktan başka işe yaramayan sürece girildiğini savunan Beysel, “Reel sektör olarak özellikle Sayın Başbakan’dan piyasayı sakinleştirici, krizin el birliğiyle çözülmesi yönünde arabulucu, uzlaştırıcı tavır bekliyoruz. Krizden çıkış, tüm tarafların ortak akıl üretmesiyle mümkün” diye konuştu.
Beysel, hükümete şu mesajları verdi: ‘’Lütfen, yerel seçimlerin yaklaşmasını bahane edip AB reformlarını ve ekonomik istikrarı gevşetmeyin, seçim mesajı vermek adına hiçbir kesimi töhmet altında bırak-mayın. Lütfen, tenkitleri tehdit değil, fırsat olarak görün. Lütfen demokratikleşme adımlarını yavaşlatmayın, kısa vade için uzun vadeyi heba etmeyin. Bu geminin son 4-5 yıldır iyi giden rotasını şaşırtmayalım. Tabii muhalefete, sendikalara, iş camiasına da çağırımız açık. Hepimiz aynı gemideyiz. Gemi sağlam. Bu fırtınayı da atlatırız.’’