Abdullah Öcalan Kürt sorununa çözüm sürecinde ilk kez hükümeti hedef alan ağır eleştirilerde bulundu, son "demokratikleşme paketi"ne tepki gösterdi. Öcalan, "Hükümetin çözüm sürecinde geldiğimiz noktada salt kendi güvenliğini sağlamaya dönük tek taraflı paketler yaklaşımı demokrasi değil provokatörlüktür. Hükümet seçim bahanesine sığınarak meselenin ciddiyetinden uzak bir noktaya savrulmaktadır. Bu tutumunu acilen değiştirmemesi durumunda sürecin bitmesinin en önemli sorumlusu olacaktır" dedi. BDP temsilcileri de, son "demokratikleşme paketi"nin öncesi ve sonrasında, Adalet Bakanı ve diğer hükümet üyeleriyle yaptıkları görüşmelerde, "Müzakere süreci yasal dayanağa kavuşmazsa, seçim sonrasına bırakırsanız süreç tehlikeye girer" mesajı vermişlerdi.
PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüşmek üzere dün (87Şubat 2014) İmralı Adası’na giden BDP Grup başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile HDP Müzakere ve Çözüm Sürecinden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder'den oluşan BDP-HDP heyeti, görüşmenin ardından adadan ayrılarak İstanbul'a hareket etti.
Dönüş yolunda Dicle Haber Ajansı’na (DİHA)'ya konuşan Sırrı Süreyya Önder, Öcalan'ın, “Hükümetin çözüm sürecinde geldiğimiz noktada salt kendi güvenliğini sağlamaya dönük tek taraflı paketler yaklaşımı demokrasi değil provokatörlüktür" dediğini açıkladı.
İmralı'ya giden heyet, Öcalan'ın mesajını yazılı olarak da duyurdu. Öcalan mesajında iki noktaya dikkati çekti. Öcalan, İşçi Partisi tarafından açıklanan iki görüntünün çözüm sürecini bitirmek ve kendisini itibarsızlaştırma amacı taşıdığını ve montajlandığını söyledi. Öcalan'ın açıklaması şöyle:
"Öncelikle son günlerde dolaşıma sokulan video görüntüleri çözüm sürecini bitirmek ya da itibarsızlaştırmak amacıyla sinsi bir planın parçası olarak montajlanmıştır. Bağlamından koparılan, bazen de hiç olmayan değişik cümlelerin bir araya getirilmesinden ibaret bu görüntülerin gerçeklikle hiçbir ilgisi yoktur. Bunu yapanlar, emperyalist operasyon merkezlerinin en eli kanlı ve kirli işlerde en çok kullanılarak kenara atılmış olan unsurlarıdır."
'Savunmalarımda vardır'
"Burada hedeflenen aslında Türk-Kürt ve diğer bütün halkların barış ve ittifakını engellemektir. Bu montajı yapanlar, dolaşıma sokanlar ve siyaseten savunanlar, varoluşlarını Kürt savaşına ve bu savaşın darbeci mekaniğine bağlayanlardır. Benim bu konudaki temel yaklaşımım en açık haliyle savunmalarımda vardır. Ve başından beri aynı tutarlılık içerisindedir. Uluslararası komplonun 16’ıncı yılına girerken komplo büyük oranda aydınlatılmış ve bir çok boyutuyla tedbirleri de alınmıştır. İmralı süreci bu uluslararası komployu teşhir ve mahkûm ederek, halklarımızın kalıcı barışı için önemli bir fırsat yaratmıştır. Komplocu güçlerin İmralı sürecine yönelmeleri esas olarak tam da bu sebepledir."
'Hükümet seçim bahanesine sığınıyor'
Öcalan, mesajında çözüm sürecinin gidişatına yönlik de bilgiler verdi. Hükümetin sürece provokatif yaklaşım gösterdiği, seçim bahanesine sığınılarak meselenin ciddiyetinden uzak noktaya savrulduğunu ifade eden Öcalan, hükümetin tutumunu değiştirmemesi durumunda sürecin bitmesinden sorumlu olacağını anlattı. Öcalan, şunları kaydetti:
"Çözüm sürecinde geldiğimiz noktada iktidarın salt kendi güvenliğini sağlamaya dönük tek taraflı paketler yaklaşımı demokratikleşme değil, provokatörlüktür. Lazım olan toplumsal sözleşme güvencesiyle yürüyecek bir demokratikleşmedir. Hükümet seçim bahanesine sığınarak meselenin ciddiyetinden uzak bir noktaya savrulmaktadır. Bu tutumunu acilen değiştirmemesi durumunda sürecin bitmesinin en önemli sorumlusu olacaktır."
'Acilen müzakere heyeti oluşmalı'
"Bunun için acilen müzakere heyetleri oluşturulmalı ve demokratik sözleşme hukuku esas alınmalıdır. Başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanına dağılmış olan ama ulusal demokratik kimliğini koruyan halkımıza, medya çalışanlarımıza, kadınlara hasta tutsaklar başta olmak üzere bütün cezaevindeki yoldaşlarımıza ve tüm kadrolarımıza özel selamlarımı gönderiyorum. Halklarımızı acilen demokratik barış siyasetimizin etrafında kenetlenmeye çağırıyorum.”
'Üç saat görüştük'
Görüşmeyi Avrupa'dan yayın yapan Sterk TV'ye değerlendiren Sırrı Süreyya Önder, "Çok yoğundu, gerek gündem olarak, gerek başlıklar olarak. Yaklaşık 3 saat süren bir görüşme gerçekleştirdik. Sayın Öcalan basınla paylaşmak üzere bir açıklama verdi. Hem sürece dair kaygılarını, endişelerini ve önerilerini dile getirdi. Hem de bu son günlerde dolaşıma sokulan görüntülere dair yorumlarını paylaştı" dedi.
KCK'dan 'sorgu görüntüleri' açıklaması
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı ise, Öcalan'ın görüntülerinin montajlanarak sızdırıldığı ve "dezenformasyon kampanyası" olduğunu açıkladı. Açıklamada, cımbızlanarak yayınlanan bölümlerin esas olarak Öcalan'ın devlete çağrı yaptığı bölümler olduğu, bir çoğunun ise Öcalan'ın savunmalarında ve avukat görüşmelerinde dile getirdiği görüşleri içerdiği aktarıldı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"Yeminli Apo ve PKK düşmanlarıyla yarışan; yeminli Apo ve PKK düşmanlarının Türkiye şubesi ve seksiyonu olan Perinçek tayfası İmralı’da Önderlikle konuşmaya giden subaylarla Önderlik arasında geçen diyalogların bazı bölümlerini kendi psikolojik saldırılarına yarayacak biçimde montajlayarak yayınlamışlardır. Amaçlarına göre cımbızladıkları ve montajlama biçimi dikkate alındığında bir psikolojik harekat yaptıkları daha da netleşmektedir.
'Konuşmalar belgelidir'
Cımbızlanarak yayınlanan bölümler, esas olarak Önderliğin Türk devletine çağrı yaptığı bölümlerdir. Bu diyaloglardaki birçok şey Önderliğin savunmalarında ve avukat görüşmelerinde dile getirdiği görüşlerdir. Farklı biçimde ifadelerle mahkemede de bu görüşlerini dile getirmiştir. Bunlarda esas tema ve içerik ‘Gelin sorunları Türkler ve Kürtler olarak aramızda çözelim’dir. Kürt Halk Önderi ve Özgürlük Hareketi bu görüşlerini uluslararası komplodan önce de, komplodan sonra da defalarca dile getirmiştir. 1993 ve 1998 yıllarındaki ateşkes konuşmaları bu yaklaşımın en çarpıcı ifadeleri olarak belgelidir. İmralı koşullarında dile getirilen görüşlerin kendi uğursuz amaçlarına göre cımbızlanıp montajlanarak servis edilmesi maksatlıdır. Önder Apo şahsında Kürt özgürlük mücadelesinin ve halkımızın moral değerlerine saldırı yapılmaktadır."