Dünya

Obama: Suriyeli ılımlı muhaliflere Türkiye'de eğitim verilebilir

ABD, yeni 'terörle mücadele' konseptine göre, oluşturulan bir fonla müttefik ve ortaklarına destek sağlayacak

29 Mayıs 2014 01:30

ABD Başkanı Barack Obama, dün Amerikan askerlerinin Afganistan’daki muharip görevinin sene sonunda biteceğini duyururken, bugün de ABD’nin yeni terörle mücadele konseptini açıkladı. Buna göre Washington, oluşturulan bir fonla müttefik ve ortaklarına terörle mücadele desteği sağlayacak. Kaynaklar, bu kapsamda Pentagon’un Suriyeli ılımlı muhaliflere askeri eğitim vereceğini, eğitim verilecek ülkenin ise Türkiye olabileceğini belirtti.

ABD, sene sonunda Afganistan’da süren 13 yıllık savaşı sona erdirmeye hazırlanırken, terörle mücadelede ise yeni bir konsept oluşturuyor. ABD Başkanı Barack Obama’nın New York’taki West Point Askeri Akademisi’nde açıkladığı plana göre ABD Başkanı, önce Kongre’den Terörle Mücadele Ortalık Fonu (CTPF) adıyla bir yetkilendirme talep edecek. Dünyanın her yerinde oluşan terör tehditlerine karşı Yönetime harcama yetkisi sunan bu fon kapsamında, Washington, müttefik ve ortaklarına terörle mücadele alanında destek sağlayacak. Ayrıca Pentagon’a istihbarat, izleme ve keşif konusunda ilave sorumluluklar yükleyecek. Senelik 5 milyar dolarlık bu fon, ABD’nin Irak ve Afganistan’dan çekilmesinin ardından oluşacak terör risklerine karşı da müttefikler üzerinden daha az riskli bir mücadele yürütmesine imkân sağlayacak. Kaynakların verdiği bilgiye göre Suriye’de gelişen radikal gruplar da bu yöntemle bastırılmaya çalışılacak. Yeni fonun sağladığı olanaklarla, Suriye’ye komşu ülkelerden birinde Suriyeli ılımlı muhaliflere askeri eğitim verilecek. Ve eğitim alan grupların hem Esad rejimine hem de ülkedeki El Kaide bağlantılı gruplara karşı mücadele yürütmesine destek sağlanacak.

 

Geçen ay söylemişti

 

Obama, geçen ay çıktığı Asya gezisinde, dış politika konusunda aldığı eleştirilere cevap verirken söylediği “Can ve mal kaybı yaşadığımız on yıllık savaştan sonra herkes güç kullanımına niçin bu kadar hevesli?” sözleriyle bu yeni konseptin işaretlerini vermişti. Nitekim 2008 seçimi öncesi verdiği Irak Savaşı’nı bitirme sözünden sonra Amerikalıların geriye kalan son savaşı Afganistan’dakini bitirmeye hazırlandığını ilan ederek bu yöndeki ilk adımı da önceki gün attı. Obama’nın Beyaz Saray Gül Bahçesi’ndeki açıklamasına göre Aralık ayında Afganistan’da sadece 9 bin 800 Amerikan askeri kalacak. Ve 2009-2011 dönemi sayıları 100 bini bulan bu askerlerin görevi de sadece Afgan Ordusu’nun güvenlik ve terörle mücadele operasyonlarına destek sağlamak olacak. Bunun dışında da askerler Afgan güvenlik güçlerine eğitim verecek.

 

2017’de normale dönecek

 

2015 sonu itibarıyla bu mevcut da yarı yarıya azalacak. Ve en nihayet 2016 sonu misyon tamamen sona erecek. Ve Washington Yönetimi, Irak’ta olduğu gibi Afganistan’da da sadece büyükelçilik düzeyinde faaliyet yürütmeye başlayacak. 2001’den beri elde edilen sonuç ise Obama’nın açıklamasına göre tarihe şöyle yansıyacak:

“Afganistan’da birçok Amerikalı’nın beklediğinden daha uzun kaldık ama bu sizi yanıltmasın. Askerlerimizin yetenekleri ve fedakârlıklarıyla, diplomatlar ve istihbarat uzmanlarıyla El Kaide liderliğine bariz bir darbe indirdik, Usame bin Ladin’i saf dışı bıraktık ve Afganistan’ın anavatanımıza karşı bir saldırı üssü olarak kullanılmasını önledik.”

 

Yeni hedef Suriye

 

ABD’nin çekilme sürecine girdiği Afganistan’da, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu NATO müttefiklerinin ise Kabil’e destek için oluşturulan ISAF’deki varlığı devam edecek. Bunun dışında, ABD Afganistan defterini kapatırken, Türkiye yeni terörle mücadele konsepti çerçevesinde önemli bir rol üstlenecek. Ve ABD’nin Suriyeli muhaliflere sağlayacağı askeri eğitim çalışmasına uzmanlara göre yer ve lojistik destek sağlayacak.

 

Ürdün isteksiz olunca

 

Yeni planın detayları henüz bilinmiyor. Ancak son bir yıldır CIA eliyle örtülü olarak Ürdün’de süren muhaliflere sağlanan eğitimin, Obama’nın West Point konuşmasından sonra Pentagon’a bağlı özel kuvvet birimleri tarafından genişletilmesi öngörülüyor. Bu konuda Türkiye’nin adının geçmesi ise şimdiye kadar CIA’in eğitimleri için yer sağlayan Ürdün’ün bu kapsamda bir eğitim programına Suriye’deki radikal unsurlar ve El Kaide bağlantılı örgütlerin hedefi olma çekincesiyle sıcak bakmamasından kaynaklanıyor. Nitekim bundan üç hafta önce “Suriye’de yakın zamanda önemli gelişmeler olacak” diyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun sözleri de ABD ve Türkiye arasında başlayacak bu türden yeni bir işbirliğinin işareti sayılıyor.

 

Türkiye’ye destek sözü

 

Obama da West Point’teki mezuniyet konuşmasında detay vermese de aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Suriye’ye komşu ülkelere sağlanacak terörle mücadele desteğinden bahsederken konuya değindi. Obama konuşmasında şunları söyledi: “Bu çabaların (yeni terörle mücadele konsepti) önemli bir odağı da Suriye’de devam eden kriz olacak. Bugün açıkladığım ilave kaynaklarla, Ürdün, Lübnan, Türkiye ve Irak, Suriye’nin komşularını destekleme çabalarımıza hız vereceğiz. Suriye’de teröristler ve acımasız bir diktatöre en iyi alternatifi oluşturan Suriyeli muhaliflere desteği artırmak için Kongre ile birlikte çalışacağım.”

 

ABD’liler Türkiye'de

 

Obama’nın açıklaması öncesi Pentagon yetkilileri konuyla ilgili bir değerlendirme yapmaktan kaçındı. Hürriyet’e konuşan üst düzey bir Pentagon yetkilisi, Türkiye ve ABD’nin Suriye için nasıl bir çalışma planladıkları yönündeki soruya “Şu aşamada duyurusu yapılacak bir gelişme yok” diyerek yorum yapmaktan kaçındı. Ancak bir ABD Dışişleri Bakanlığı temsilcisi, uzun süredir Türkiye’de bulunan Amerikan yetkililerinin her türlü işbirliği seçeneğini değerlendirdiğini belirtti.

 

El Kaide faktörü

 

Obama’nın Manila’da dile getirdiği doktrine uygun biçimde, ABD Suriye konusunda da başından beri ihtilaftan uzak durma çabası içindeydi. Nitekim üç hafta önce Washington’da bulunan ve Beyaz Saray’da ağırlanan Suriye muhalefetinin lideri Ahmet Carba’nın Yönetim’den talep ettiği tanksavar talebi de bu kaygılarla geri çevrilmişti. Öyle ki, Carba’nın Savunma Bakanı Chuck Hagel ile görüşme isteği bile yanlış bir görüntü vereceği endişesiyle uygun görülmemişti. Ancak başta Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), Suriye’deki El Kaide bağlantılı gruplar, bu dengeyi değiştirdi. Ve bu radikal unsurların birikmesiyle Suriye’nin ABD’ye yönelik olası bir saldırıda “fırlatma rampası” işlevi görme riski Washington’ı Suriye’de daha fazla inisiyatif almaya itti.