Nükleer santral ihale sürecinin uzamasına tepki gösteren yabancı uzmanlar konuyu 'Dünya Nükleer Sanayii Durum Raporu'nda belirtti.
Türkiye'nin ilk nükleer santralı için yapılan ihalenin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen sürecin henüz sonuçlanmaması ve hâlâ pazarlıklara devam ediliyor olması, yabancı uzmanlar tarafından eleştiri konusu oldu. Türkiye'de de tartışılmakta olan konuya, Almanya Çevre Bakanlığı'nın bağımsız uzmanlara ağustos ayında hazırlattığı "Dünya Nükleer Sanayii Durum Raporu-2009"da yer verildi.
Rapor, bağımsız danışmanlar Fransız Mycle Schneider, İngiliz Antony Froggatt ile Greenwich Üniversitesi Enerji Politikası Profesörü Steve Thomas ve ABD'li uzman Doug Koplow tarafından hazırlandı. Raporda, şu anda nükleer santrala sahip olabilecek tek potansiyel ülkenin Türkiye olduğu vurgulandı ancak ihale süreciyle ilgili eleştiri de yapıldı. 2008 yılının eylül ayında yapılan ihaleye 6 isteklinin olmasına rağmen sadece 1 teklif geldiği ve bu teklifin ise Rus Atomstroyexport (ASE), İnterRAO ve Türk Park Teknik grubuna ait olduğu ifade edildi. Raporda, ihaleye tek teklifin gelmesi nedeniyle prensipte prosedürün baştan alınması gerektiği ancak Rusların teklifi üzerindeki görüşmelerin devam ettiği ifade edildi.
Teklif yüksek
Raporda, Rusların nükleer santral için verdikleri 1 kWh için 21 centlik fiyat teklifi de eleştiri konusu oldu. Rusya'nın başlangıç teklifinin Türkiye'deki toptan satış fiyatının 3 katından bile fazla olduğu ifade edilerek, daha sonradan revize edilerek 15 cente düşürülen teklifle ilgili olarak ise "İkinci teklif de toptan satış fiyatının 2 katından fazla" görüşüne yer verildi. Raporda, Akkuyu bölgesinde daha önceden de nükleer santral kurulmasının düşünüldüğü ve bu projenin yüzde 100 prefinansman modeline göre hayata geçirilmek istendiği ancak başarısız olduğu anlatıldı. Türkiye'nin bu nedenle kayba uğradığı ve kaybetmeye de devam ettiği belirtilerek, uygun nükleer altyapı ve projenin dahi bölgesel nüfusun karşıt görüşünü aldığına dikkat çekildi. Son ihale sürecindeki teklifin ise sadece bölgesel protestoları alevlendirdiği ifade edildi.
Sorun finansman
Raporda, Türkiye'nin nükleer santral ile ilgili öncelikli sorununun ise finansman olduğu belirtildi. Nükleer santralların finansmanına yönelik sorunların, şirket veya ülkenin genel kredi derecelendirmesinden kaynaklandığı ifade edilerek, bu nedenle Türkiye gibi ülkelerin nükleer santralları finanse etmekte sorunla karşılaştıkları anlatıldı. Raporda, Dünya Bankası (DB) ve diğer önemli uluslararası gelişim bankalarının ise nükleer santrallar için finansman sağlamamasının, düşük maliyetli finansman kaynağından yoksun kalınmasına neden olduğu kaydedildi.
Rus projelerine kriz tehdidi
Dünya Nükleer Sanayii Durum Raporu'nda, Rus hükümetinin son dönemde birçok nükleer santral inşa etmeyi planladığı anlatılarak, 2006 yılının ekim ayında 55 milyar dolarlık nükleer enerji gelişim programının kabul edildiği belirtildi. Bunun 26 milyar dolarının yani yarısının federal bütçeden geldiği vurgulanarak Rusya'nın Türkiye'de de kurmayı hedeflediği VVER 1200 model reaktörlerden 2016 yılıyla birlikte 8 adet inşa etmeye karar verdiği ifade edildi. Ayrıca, 2009 yılından sonra yılda 2.000 MW kurulu gücünde yeni reaktörlere başlanmasının beklendiği kaydedildi. Ancak mevcut ekonomik kriz ortamının petrol ve doğalgaz fiyatlarının düşmesiyle birlikte Rus ekonomisini etkilediği belirtilerek bu durumun bazı nükleer projelerin gecikmesine ya da iptaline neden olabileceği ifade edildi.