Gündem

Nilgün Türker: Katili teşhis edebilirim

Hâlâ failleri bulunmayan suikastlarda yakınlarını kaybedenler bugün Meclis Başkanı ve Meclis'te grubu bulunan siyasi parti temsilcileriyle görüşmek için Ankara'da buluştu.

11 Şubat 2010 02:00


 T24- Hâlâ failleri bulunmayan suikastlarda yakınlarını kaybedenler bugün Meclis Başkanı ve Meclis'te grubu bulunan siyasi parti temsilcileriyle görüşmek için Ankara'da buluştu. Amaçları faillerin bulunması için siyaseti harekete geçirmek olan aileler MHP'den kimseyle görüşmezken, Sendikacı Kemal Türkler'in kızı Nilgün Türkler Soydan, ''Bunca yıldan sonra delillerin karartılması korkumuz var ama tanıkları nasıl karartacaklar? Babam vurulduğunda yanındaydım, katilini tanıyorum onu teşhis edebilirim" diye konuştu.

Sabahattin Ali, Orhan Yavuz, Doğan Öz, Necdet Bulut, Abdi İpekçi, Akın Özdemir, Cevat Yurdakul, Cavit Orhan Tütengil, Ümit Kaftancıoğlu, Sevinç Özgüner, Kemal Türkler, İlhan Erdost, Çetin Emeç, Turan Dursun, Muammer Aksoy, Musa Anter, Uğur Mumcu, Nesimi Çimen, Metin Altıok, Behçet Aysan, Hasret Gültekin, Onat Kutlar, Yasemin Cebenoyan, Hasan Ocak, Metin Göktepe, Necip Hablemitoğlu ve Hrant Dink... Kimi 62 yıl önce, kimi yakın tarihte hala failleri bulunamayan suikastlere kurban giden isimler bugün ilk kez biraraya geldi.

Amaçları, faillerin bulunması için siyaseti harekete geçirmek olan aillerin ilk durağı AK Parti grubuydu.

Görüşme basına kapapı yapıldı. Grup başkanvekili Bekir Bozdağ ile görüşen aileler siyasi cinayetlerde zaman aşımının kaldırılmasını istedi. Bozdağ'ın yanıtı olumlu oldu.

Can Yoldaşları'nın AK Parti grubuna sunduğu dilekçede dilekçede, şu ifadelere yer verildi:

''TBMM'ye acılarımızı getirmek istemedik. Onlar bizim mahrem alanımız. Hukuk talebimizle geldik. Olaylara çok yakından tanık olmuş kişiler olarak geldik. Siyasi bir hesaplaşmanın içinde değiliz. Hep birlikte Meclisin çatısı altında yüzleşmemiz gerektiğine inanıyoruz. Süreklilik halindeki bir hukuk dışılıkla yüzleşmemiz gerek. Hepimiz tanıklığımızı getirmeliyiz. Hep birlikte sorabilmeli ve cevaplayabilmeliyiz.

Bunun hepimiz için bir yurttaş sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz. Cinayetlerin ardındaki örgütlenmeler ortaya çıkarılmadıkça, bu tür suçların tekrar tekrar işlendiğini edindiğimiz tecrübelerden biliyoruz. Biz hepinizden daha iyi biliyoruz. Artık fotoğrafı çok net görünmeye başlayan bu hukuk dışılığın sona erdirilmesi talebimizle geldik. Emir komuta zincirine ulaşılmadıkça, geride kalan, kaçan, kaçırılan, korunan, gizlenen tüm suçlulara ulaşılmadıkça bu cinayet dosyaları kapanmış sayılmasın. Bu aydınlatma yolunda sorumlulukla yürüdüğü için 32 yıl önce katledilen savcı Doğan Öz'ün raporundaki son sözleri yineleyerek, 'durumu bütün açıklığı ve acılığı ile sunmak' için buradayız.''



CHP ZİYARETİNDE GERGİNLİK


Ailelerin CHP Grubu'nu ziyaretlerinde ise hesapta olmayan bir gerginlik yaşandı. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi tarafından sözünün kesilmesine sinirlendi.

Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi Anadol'un diğer gruptaki siyasilerin yaptığı gibi kameralar çıktıktan sonra konuşma yapmasını istedi.

Nükhet İpekçi'nin "Hukuk devletinde faili meçhul cinayet olmaz, varsa sorumlusu devlettir" sözlerine Kemal Anadol "Ben daha sözümü bitirmedim" şeklinde karşılık verdi.



MHP'DEN KOMİSYON TALEBİNE OLUMSUZ YANIT


Beklenmeyen gerginlikler yaşandı ama sonuçta MHP dışındaki tüm partiler, cinayetlerin aydınlatılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulması talebine olumlu yaklaştılar.



ÜSKÜL GÖZYAŞLARINI TUTAMADI


Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nu ziyarette ise duygusal anlar yaşandı. Görüşmenin basına kapalı bölümünde Komisyon Başkanı Zafer Üskül gözyaşlarını tutamadı.

Üskül, bütün bu cinayetler içinde, Hrant Dink cinayetinin tam olarak aydınlığa kavuşturulmasının, diğer cinayetlerin mağdurlarını da bir ölçüde rahatlatabileceğini ifade etti.

Zafer Üskül, gazetecilerin "Ağlamanıza neden olan cümle neydi?" sorusu üzerine "Öyle bir cümle söylemelerine gerek yok, atmosfer öyleydi" yanıtını verdi.



YILLARDIR BİR GİZİN PEŞİNDEYİZ


Ziyaretlerin ardından Can Yoldaşları gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yazar Turan Dursun'un oğlu Abid Dursun, cinayetlerin aydınlatılmasına ilişkin çabalarına siyasi partilerin sıcak baktığını gördüklerini belirterek ''Partiler üstü bir bakış açısı var sanki'' dedi.

TRT Yapımcısı Ümit Kaftancıoğlu'nun gelini Canan Kaftancıoğlu da cinayetlerin arkasındaki güçler ortaya çıkarılmadıkça dosyaların kapanmayacağını söyledi.

Canan Kaftancıoğlu ile Abid Dursun, cinayetlerin aydınlatılmasının sağlanması adına bir araştırma komisyonu kurulması ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılması taleplerini ilettiklerini anlattılar.

Canan Kaftancıoğlu, TBMM'deki tüm siyasi partilerden randevu istediklerini anımsatarak, ''Sadece MHP ile görüşemedik. Bize 'bir grup  başvekilin il dışında olduğunu, diğerlerinin de programlarının yoğunluğunu' gerekçe gösterdiler'' diye konuştu.

Bir gazetecinin, ''Ziyaret ettiğiniz parti gruplarında konuya ilişkin bir siyasi irade ortaya konulacağına dair işaretler aldınız mı?'' sorusuna Dursun ve Kaftancıoğlu, ''Süreci izleyeceklerini, tıkandığını gördükleri noktada müdahil olacakları'' yanıtını verdiler.

''MHP'nin ilettiği mazeretler sizi tatmin etti mi?'' sorusuna Kaftancıoğlu, ''Biz ön yargılarla gelmedik buraya. Sonucun ne olacağını hep birlikte göreceğiz'' dedi.

''Çok zaman geçti. Delillerin karartılmış olabileceğini düşünüyor musunuz?'' şeklindeki soruya Abid Dursun, ''Biz yıllardır zaten bir gizin peşindeyiz. Bu kaygı hepimizde var. Yeter ki iyi niyet ve kararlı bir siyasi irade olsun'' yanıtını verdi.



KATİLİ TANIYORUM, TEŞHİS EDEBİLİRİM


Bu arada söz alan Sendikacı Kemal Türkler'in kızı Nilgün Türkler Soydan, ''Bunca yıldan sonra delillerin karartılması korkumuz var ama tanıkları nasıl karartacaklar? Babam vurulduğunda yanındaydım, katilini tanıyorum onu teşhis edebilirim. Çünkü babam gözümün önünde vurulduğunda 18 yaşındaydım'' diye konuştu.

''Sizce bu cinayetlerin aydınlatılmasında siyasi irade yeterli olacak mı?'' sorusunu Abid Dursun, ''Cinayetlerin aydınlatılmasında herkese görev düşüyor. Yargıya, Meclis'e, medyaya ve halka görev düşüyor'' şeklinde yanıtladı.