Dünya
NETANYAHU: "ACI TAVİZLER VERMEYE HAZIRIZ" WASHINGTON (A.A)
24 Mayıs 2011 23:49
-NETANYAHU: "ACI TAVİZLER VERMEYE HAZIRIZ" WASHINGTON (A.A) - 24.05.2011 - İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, barış için "Yahudilerin atalarının anayurt topraklarından bir kısmını" devretmeyi de içine alan, acı tavizler vermeye hazır olduklarını" ve Filistin topraklarının genişliği konusunda "cömert" olacaklarını belirtti. İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Kongresi Genel Kurulu'nda milletvekillerine seslendi. İki ülkenin birbirinden daha iyi dostu olmadığını belirten Netanyahu, terör örgütü El Kaide'nin lideri Usame bin Ladin'in öldürülmesinden dolayı ABD'yi kutladı. Netanyahu konuşmasının başlangıcında, salondaki izleyicilerden biri tarafından protesto edilirken, Kongre üyeleri ayakta alkış tutarak protestocunun sesini bastırdı. Gösterici polisler tarafından salondan çıkarılırken Netanyahu, İran gibi "diktatör parlamentolarda böylesine bir protesto yapılamayacağını, bunun ancak ABD gibi gerçek demokrasilerde olabildiğini" söyledi. İsrail'in barış istediğini ve Filistinlilerle kalıcı barışı oluşturmanın yolunu bulacağını belirten Netanyahu, barış için Yahudilerin "atalarının anayurt topraklarından bir kısmını devretmeyi de içine alan, acı tavizler vermeye" hazır olduklarını ifade ederek, İsrail'in bölgede "yabancı bir işgalci olmadığını" kaydetti. Filistinlilerin de "bu küçük toprak parçasını kendileriyle paylaşarak, kendi ülkelerinde özgür ve barış içinde yaşayabilmeleri gerektiğini" dile getiren Netanyahu, kendisi de dahil 6 İsrail başbakanının iki devletli çözümü benimsediğini, ama Filistinlilerin İsrail'in varlığını kabul etmediğini savunarak, anlaşmazlığın "bir Filistin devletinin kurulmasından değil, bir Yahudi devletinin varlığının kabul edilmek istenmemesinden kaynaklandığını" savundu. Netanyahu, Filistinlilerin bu anlaşmazlığın bitmesinde isteksiz olduğunu, ancak bu sorunda sona gelinmesi gerektiğini belirterek, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a çağrı yaptı. Netanyahu, Abbas'ın kendisinin yaptığını yaparak, halkının karşısına çıkıp "bir Yahudi devletini kabul ettiğini" söylemesi gerektiğini kaydetti. Netanyahu, 6 kelimeden oluşacak bu sözlerin tarihi değiştirebileceğini dile getirdi. Hamas'ın barış için partner olamayacağını belirten Netanyahu, Abbas'a, Hamas ile anlaşmasından vazgeçmesi, masaya oturup müzakere etmesi ve "bir Yahudi devletiyle barış yapması" yönünde seslendi. -"FİLİSTİN DEVLETİNİN BÜYÜKLÜĞÜ KONUSUNDA CÖMERT OLACAĞIZ"- Netanyahu, Filistin'in "yeteri derecede toprakları olmasını" istediklerini, Filistin devletinin büyüklüğü konusunda "cömert" olacaklarını, ancak Filistin'in askerden arındırılmış olması ve Ürdün Vadisi boyunca İsrail'in uzun süreli askeri varlığını kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Binyamin Netanyahu, diğer ülkelerdeki İsrailli ve Filistinli mültecilerin kendi ülkelerine dönebilmelerinin hakları olduğunu ve Filistinli mülteci sorununun İsrail'in sınırları dışında çözülmesi gerektiğini kaydetti. "Kapsamlı bir uzlaşıya hazır olduklarını, ancak bunun 1967 yılından sonraki nüfus değişimlerini yansıtması gerektiğini" ifade eden Netanyahu, 1967 sınırlarının kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Netanyahu, İsraillilerin büyük çoğunluğunun 1967 sınırlarını aşan yerlerde yaşadığını ve gerçekçi bir barış anlaşmasında, bu bölgelerin, İsrail için ulusal ve stratejik önemdeki diğer yerler gibi İsrail'in topraklarına dahil olacağını söyledi. Yerleşim yerlerinin durumunun ancak müzakerelerle karar verilebileceğini de belirten Netanyahu, "Filistinlilerin Birleşmiş Milletler üzerinden çözüm empoze etme çabaları barışı getirmeyecek. Bu anlaşmazlığın son bulmasını görmek isteyen herkes bunu şiddetle reddetmeli" dedi. Netanyahu, "barışın empoze edilemeyeceğini, ancak müzakere edilebileceğini" ifade etti. "Kudüs'ün bir kez daha asla bölünmeyeceğini ve tek başına İsrail'in başkenti kalmaya devam edeceğini" savunan Netanyahu, barışın, daha kapsamlı bir Arap-İsrail barışını gerçekçi bir ihtimal haline getirebileceğini söyledi. İran'ın dünya genelinde terörü desteklediğini öne süren Netanyahu, "muharip İslam"ın tüm dünya ve İslam'ın kendisi için tehdit oluşturduğu" ifadelerini kullandı.