BirGün'den İsmail Arı'nın haberine göre raporda, “Davalara taraf kadın ve erkeklerin yüzde 72,2’sinin bir ila beş tane müşterek çocukları vardır. Müşterek çocukların velayeti yüzde 79 oranında kadınlara verilirken erkeklere ise sadece yüzde 7,40 oranında velayet verilmiştir” denildi. Mahkemeler tarafından en yüksek oranda kabul edilen nafaka türünün yüzde 69,73 ile çocuklara bağlanan iştirak nafakası olduğu belirtildi. Kadınların talep ettiği yoksulluk nafakasının kabul oranı ise yüzde 48,83 olarak açıklandı.
Erkeklerin nafaka ödemekten kaçındığı vurgulanan raporda, “Erkeklerin bir ceza olarak görüp ödemekten kaçındıkları tek nafaka eski eşlerine yönelik yükümlülükleri olan yoksulluk nafakaları değil, aynı zamanda medeni hukuk çerçevesinde biten evlilikleri ardından bakımından sorumlu oldukları müşterek çocuklarının nafakalarıdır” denildi.
Araştırmada boşanma ve nafaka davalarının en büyük nedenleri arasında cinsiyete dayalı şiddetin yer aldığına dikkat çekildi. Boşanma davalarına ilişkin incelenen dosyaların yüzde 82’sinde kadına yönelik şiddet iddiası bulunduğu vurgulandı. Açılan davaların sadece yüzde 32’sinde kadınlar maddi imkânsızlıklardan kaynaklı olarak adli yardımdan yararlandırıldı. Araştırmada şiddet gören kadınlara ilişkin şu ifadeler dikkat çekti: “İncelenen birçok dosyada şiddet gördükleri için boşanma davası açan kadınların bu şiddetten kurtulmak için eşlerinden boşanmak ve eşleri ile ilişkilerini tamamen koparıp, mevcut tehditlerden sakınabilmek için nafaka istemedikleri, nafaka taleplerini geri çektikleri; maddi ve manevi tazminat taleplerinde de bulunmadıkları görülmektedir.”