Gündem

Muzaffer Tekin'e 64 mesaj sorusu

Ergenekon davasında mahkeme, Muzaffer Tekin'e Danıştay saldırısının öncesinde gece bir saat içinde 64 mesaj çekmesinin nedenini sordu

08 Mayıs 2009 03:00
Ergenekon davasında mahkeme, Muzaffer Tekin'e Danıştay saldırısının öncesinde gece bir saat içinde 64 mesaj çekmesinin nedenini sordu.

İstanbul Silivri'de görülen Ergenekon davasında, bugün 83. duruşma yapılıyor. Bugünkü duruşmada Danıştay davasında ismi geçen sanıkların ifadeleri alınıyor.

Duruşmada Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Oktay Yıldırım ve Mehmet Demirtaş, mahkeme heyetinin sorularını yanıtladı.

Muzaffer Tekin, Osman Yıldırım'ı tanıyıp tanımadığı sorusuna ''Hayatımda görmedim'' cevabını verdi.

Tekin, mahkeme heyetinin Danıştay saldırısının öncesinde sabaha karşı saat 01.00-01.50 arasında telefonundan 64 mesaj çekilmesinin nedenini sorması üzerine, bunun arkadaşından gelen ve hoşuna giden bir mesaj olduğunu, bu nedenle tanıdıklarına bu mesajı gönderdiğini söyledi.

Mesajın içeriğini tam hatırlayamadığını ancak ''yine mor dağlara bulut çöküyor, o dağlarda kalanlar bilir'' şeklinde ifadeler bulunduğunu, kendisi de asker kökenli olduğu için bu ifadelerin hoşuna gittiğini anlatan Tekin, ''Ben de ne kadar aynı görüşte olduğum insan varsa bu mesajı gönderdim. Danıştay saldırısının bir gece öncesine gelmesi ise bir tesadüf olmuştur'' diye konuştu.

Şahin'in ölene kadar arkasındayım

Muzaffer Tekin, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin'in ismini Tuzla Piyade Okulu'nda Özel Harekat Kursu'nda eğitim alanlardan biri olarak tanıdığı bir teğmenden duyduğunu, aynı dönemde Hüseyin Kocadağ'ın da burada eğitim aldığını bildiğini belirterek, daha sonra 1999 yılında bir arkadaşının vesilesiyle şahsen de tanıştığını bildirdi. Tekin, ''Vatansever bir insandır. Ölene kadar arkasında olacağım'' dedi.

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün, ''Neden sizin büronuza geldi?'' sorusuna da, ''Aynı düşüncede olanlar bir olmak istiyorlar. Murat Karayılan mı gelecekti efendim?'' yanıtını verdi.

Tekin, Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Arslan'ı tanıyıp tanımadığı yönündeki soruya karşılık Tekin, ''Ben Alparslan Arslan'ı Danıştay saldırısından 1,5 yıl önce görmüştüm en son. Büromun olduğu handa hukuk bürosu vardı. Saldırıyı duyduğumda 'acaba bu avukat Alparslan, o avukat mı bir arıyayım' dedim. Daha sonra bunu söylediğim kardeşim, 'iyi ki aramamışsın' dedi'' ifadesini kullandı.

Yıldırım: Muzaffer Paşa deriz

Tutuklu sanıklardan Oktay Yıldırım da bilgisayarından elde edilen bir dosyada Muzaffer Tekin'den neden ''Albay'' diye bahsettiği yönündeki soruya ilişkin, Tekin'den asla albay diye bahsetmeyeceğini, kendisinden gıyabında ''Muzaffer Paşa'' diye söz ettiğini, yüz yüze görüşmelerinde de ''komutanım'' dediğini söyledi.

Kuvayı Milliye 1919 Derneği ile bağlantısının sorulması üzerine Yıldırım, derneğin düzenlediği ve iddianameye de konu olan pikniğe gittiğini, bu piknikte ''Türkiyeli'' adlı bir derginin çıkarılmasıyla ilgili görüşüldüğünü ancak bu derneğe herhangi bir üyeliğinin bulunmadığını söyledi.

Yıldırım, bir yazısında geçen, ''Yeni operasyonlar gelebilir'' ifadesinin sorulması üzerine de, Hrant Dink cinayetini işleyenlerin esas amacının ''Dink'i değil Türkiye'deki ulusalcılığı ve milliyetçiliği yok etmek'' olduğunu savunarak, ''Hrant Dink'i öldürdüler. Karşı görüşten de birini de öldürüp iki grubu sokaklara dökebilirler, karşı karşıya getirebilirler şeklinde bir projeksiyon yazısıydı o yazı'' diye konuştu.

Tutuklu sanıklardan Mehmet Demirtaş da Ümraniye'deki bir evde bombaların bulunduğu gün niye güvenlik güçlerinin kendisini aradığı ve sorguladığına ilişkin yöneltilen soruları yanıtladı. Demirtaş, bu evin kendisinin 3 yıl önce ikamet ettiği bir ev olduğunu ve bazı resmi evrakların ve mektupların hala bu eve geldiğini söyledi.

İstanbul 13. Eğır Ceza Mahkemesi Danıştay davasıyla Ergenekon davasının birleştirilmesine ilişkin görüşünü açıklayacak.