Gazeteci yazar Murat Yetkin, CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu'nun dün akşam TRT'de gösterdiği 'performansın' şimdiye dek yaptığı bütün TV yayınlarından daha etkili olduğunu yazdı.
İmamoğlu’nun 16 Haziran’da AKP'nin İstanbul adayı Binali Yıldırım ile yaptığı ortak yayının seçmen üzerimde önemli bir yetki bırakmadığını savunan Yetkin, CHP adayının TRT yayını ile "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti yetkililerinin gözleri gibi muhalefet etkisinden sakındığı geniş bir izleyici kitlesine doğrudan hitap etme imkânı" bulduğunu ifade etti. Yetkin, yayında İmamoğlu'nun gösterdiği performansın ardından Erdoğan'ın TRT ekibine kızabileceğini de belirtti.
Yetkin'in yazısının ilgili bölümü şöyle:
Ekrem İmamoğlu’nun 16 Haziran’da Binali Yıldırım ile yaptığı ortak yayının, 17 yıl sonra bir ilk olması dışında seçmen davranışı üzerinde önemli bir etki bırakmadığı görüldü. Ancak aynı şeyi 18 Haziran gecesi TRT’deki canlı yayını için söylemek mümkün değil. İmamoğlu’nun TRT performansının, kendisini sorgulayan gazetecilerin de sayesinde şimdiye dek yaptığı bütün TV yayınlarından daha etkili olduğu söylenebilir.
Erdoğan’ın bu yayın sonrası İmamoğlu’nun TRT ekranlarına çıkmasına izin veren ekibine çıkıştığını duyarsak şaşırmayalım.
Çünkü birincisi, CHP ve İyi Parti’nin ortak İstanbul adayı İmamoğlu, ilk defa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti yetkililerinin gözleri gibi muhalefet etkisinden sakındığı geniş bir izleyici kitlesine doğrudan hitap etme imkânı buldu. Evet, İmamoğlu örneğin aTV ve TRT ekranlarında ilk defa 16 Haziran akşamı ortak yayında görülmüştü ama Binali Yıldırım ile birlikte. O da aslında yayının katı kuralları nedeniyle bir tartışma sayılmazdı. Başka dünyalara çok açık olmayan müzmin TRT izleyicisi ilk defa AK Parti çizgisinde olarak bilinen iki gazetecinin yaylım ateşini güler yüzle savuşturup tersine çeviren bir kişiyle karşılaştı. İki örnek vereyim. İmamoğlu’nun “Beni niye hiç çıkarmadınız TRT’ye?” sorusu üzerine Fatih Er’in “Başvuruyla çıkarıyoruz” yanıtı tam bir fiyaskoydu. TRT’de düzenli tartışma programı yapmış bir gazeteci olarak her konuğumuzu kendi başvurumuzla aldığımızı söyleyebilirim; zaten kimseyi de inandırmadı bu açıklama. Şebnem Bursalı’nın HDP’nin hapisteki eski eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın kendisine verdiği sosyal medya desteğini sorgulamasına, HDP’ye oy verenlerin “teröristlikle” suçlanmasını gazeteci olarak neden sorgulamadığı yanıtını vermesi HDP dışındaki Kürt seçmeni de memnun etmiş olabilir. Bursalı’nın PKK’lı Bese Hozat’ın da kendisini takdirini sorması üzerine, bir teröristin Bursalı’yı takdir etmiş olsa ne yapabileceği karşı sorusu üzerine konunun kapanması da ilginçti; sanırım soru devam etseydi, zamanında Fethullah Gülen’i ziyaret edip hatıra fotoğrafı çektiren gazeteciler konusunu dahi açabilirdi İmamoğlu.
Yetkin'in kişişel blogunda yazdığı "İmamoğlu’nun TRT programı bir dönüm noktası sayılabilir" başlıklı yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz