Gazeteci Murat Yetkin, kaleme aldığı yazısında Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma kararından HDP'ye yönelik kapatma davasına, Gezi Parkı mülkiyetinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi elinden alınmasına ve Merkez Bankası'ndaki görev değişikliğine kadar son haftalarda yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Türkiye'nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmasını eleştiren Yetkin, “Kadın cinayetlerinin, kadına şiddetin arttığı ortamda, Sözleşmeden çıkmak erken zorbalığının teşvik edecektir. Sırada Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin önlenmesine dair 6284 sayılı yasanın kaldırılması olabilir. Artık demokratik haklardan hiçbir geri adım şaşırtıcı olmayacak” ifadelerini kullandı.
HDP’yi kapatma istemiyle dava açılmasının ardından İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması ve Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yetkin, “İlk bakışta görünen manzara tablo şu: MHP istedi diye HDP’ye kapatma davası açılıyor. Saadet Partisi ve Akit gazetesi çevresinin sözcülüğünü yaptığı İslami tarikat ve cemaatler istedi diye İstanbul Sözleşmesi iptal ediliyor. Yani Şafak gazetesinin sözcülüğünü sermaye kesimleri istedi diye MB Başkanlığına Yeni Şafak yazarı bir iktisatçı getiriliyor” dedi.
"Erdoğan çekirdek oy kitlesi tarafından ‘taviz’ olarak kabul edilen ne varsa onları geri alıyor"
Yetkin yazısında şunları kaydetti:
“Erdoğan son dönemde kendi çekirdek oy kitlesi tarafından ‘taviz’ olarak kabul edilen ne varsa onları geri alıyor. Bunda 2019’daki belediye seçimleri yenilgisini dönüm noktası saymak da mümkün, devamını önlemek için her şeyi göze aldığını gösteriyor.
“Bu çok açık bir güç gösterisi”
Bu çok açık bir güç gösterisi. 2017’de MHP sayesinde kabul edilen mevcut Cumhurbaşkanlığı yetkileriyle yetinmeyen bir irade beyanı. Muhalefetin “sivil darbe” çıkışlarını baştan göze alıp hiçe saymaya hazır. 24 Mart kongresine dek ve 24 Mart Kongresinde yeni çıkışlara hazır olmak gerekiyor."
Yazının tamamını okumak için tıklayın.