Yeniçağ yazarı Murat İde, yandaş medyanın 'Ekonomide sıkıntı yok.. Hep rahip ve ABD yüzünden' balonunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Brunson olayının bizim ekonomimizle yakından uzaktan bir alakası yoktur' açıklamasıyla söndürüldüğünü belirtti. "Ben demiyorum, patron diyor" ifadesi kullanan İde, "Yani neymiş yandaş borazanlar? Patron yalanladı, utanır mısınız bilmem ama, bildiğin, ekonomideki tablonun papazla bir ilgisi yok dedi. Ama bir kez daha anlıyorum ki, senin karaktersizliğin, bu ülkenin görüp görebileceği en büyük ihanettir" değerlendirmesinde bulundu.
Murat İde'nin "Yalanla ihanet ediyorsunuz!" başlığıyla (27 Eylül 2018) yayımlanan yazısı şu şekilde:
"Ekonomide sarsıntıyı biliyorlardı..
Hatta bildikleri için de seçimi öne alıp, Haziran'da baskın yaptılar..
Amaç, sandığı krizin ayak seslerinden önce milletin önüne koymaktı..
Allah var, başardılar da..
ABD'nin iddiasına ve İsrail'in de operasyondaki pozisyonuna göre anladık ki, İsrail'den Türk vatandaşı alındığı ve karşılığında söz verildiği halde rahip Brunson serbest bırakılmadığı için ortalık karıştı..
Ve krizin ilk işaretleri gelmeye başladığında yandaş koro devreye girdi;
-Ekonomimizde sıkıntı yok.. ABD ve Siyonistler saldırıyor.. Ondan ötürü..
Oysa rahip meselesi daha portakalda vitaminken uyarıyordu Türkiye'nin dürüst insanları.. "Bu ekonomik rota bu gemiyi karaya oturtur" diyorlardı..
Beklendiği üzere, bu samimi ve namuslu uyarıyı yapanların hepsi, "Bunlar var ya bunlar" üzerinden teröristliğe kadar suçlanıyordu..
Sarsıntı başladığında imdada yetişti bu rahip operasyonu..
ABD'ye söz ver, tutma, kızdır.. Onlar da tavır tafra yapıp yaptırım cakası satınca, "Aha bak ekonomide sorun yok ama ABD ekonomik savaş açtı.. Döviz bundan yükseliyor.."
Yandaş koro da operasyon için hazırdı zaten.. Başlıklar sıralandı;
-Ekonomik savaştayız.. ABD Türk ekonomisine saldırdı..
Gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında aynı kurstan çıkmış gibi konuşuyordu, herbokolog algı operatörleri;
-ABD papaz bahanesiyle Türk ekonomisine saldırı başlattı..
-Papaz Brunson'u bahane ederek Türkiye'ye ekonomik savaş açan ABD yönetimi..
O günlerde çıktı ve hükûmeti uyardı İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener.. Dedi ki:
-Nedenleri de sorumluları da iyi biliyoruz.. Ancak dünü yarın konuşmak üzere, bugün ülkemizin ekonomisini toparlayabilmek için 'CUMHURİYET hükûmetinin" arkasındayız..
"Nedenleri ve sorumluları" biliyoruz sözü üzerine o yandaş koro ne dedi biliyor musunuz;
-Muhalefete yerleşen 'Hain hücreler', 'Ekonomi kötü yönetiliyor, dolar bu yüzden yükseliyor' propagandasına başladı..
Cumhuriyet hükûmeti vurgusuna rağmen, ne dedi biliyor musunuz muhalefetin bir kesimi;
-Ne demek hükûmetin arkasındayız..
Yandaşa göre 'AMA' dediği için, 'sosyal yandaş'a göre de "Sorumlu davrandığı" için kabahatliydi..
Yeni söylemiyordu bunları Meral Akşener..
Aylardır, "Bu akılla devam edildiği takdirde Türk ekonomisinin duvara toslayacağını" iddia ediyordu.. Yandaş aklın anlayamadığı bu..
Ve sorumsuz muhalefet yapmayacağını ilan ediyordu her konuşmasında.. Sosyal yandaşın anlayamadığı da bu..
Ve geldik bugüne..
Ekonomide tablo ortada.. Üzgünüm, bunlar iyi günlerimiz..
Yanılmayı bu kadar isteyebileceğim bir durum yok.. Ama gerçeğimiz bu..
Yandaş medyanın "Ekonomide sıkıntı yok.. Hep rahip ve ABD yüzünden" balonu söndü..
Bi nevi yalanlandı..
Kim tarafından? Yalakalık etmek için kuyruğa girdikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından..
Bakın ne dedi Tayyip Erdoğan:
-Brunson olayının bizim ekonomimizle yakından uzaktan bir alakası yoktur.. Biz daha önce de ekonomik sıkıntı yaşadık.. Ama teğet geçti..
Yani neymiş yandaş borazanlar?
Patron yalanladı, utanır mısınız bilmem ama, bildiğin, ekonomideki tablonun papazla bir ilgisi yok dedi..
Yırtıyordunuz kendinizi.. Hatta iktidarı ayakta tutan baston da, Milliyetçiliği ekran koruyucu yapıp aynı çığlığı atıyordu;
-Papazı bahane edip Türk ekonomisine savaş açtılar..
E öyle değilmiş.. Ben demiyorum, patron diyor..
Şimdi; "Muhalefete yerleşen 'Hain hücreler', 'Ekonomi kötü yönetiliyor, dolar bu yüzden yükseliyor' propagandasına başladı.." dediğin için utanmanı beklesem, ömrüm yetmez..
Bu bir gerçek..
Ama bir kez daha anlıyorum ki, senin karaktersizliğin, bu ülkenin görüp görebileceği en büyük ihanettir..
Bu da bir başka gerçek.."