Gündem

Mübarek TÜSİAD YAŞ’a mı katıldın

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan TÜSİAD’ın, YAŞ toplantısında yargı etkisi bulunduğu yönündeki açıklamalarıyla ilgili sert konuştu.

26 Ağustos 2010 03:00
T24 - Devlet Bakanı Zafer Çağlayan referandum mitingleri için gittiği Muş'ta TÜSİAD’ın, YAŞ toplantısında yargı etkisi bulunduğu yönündeki açıklamalarıyla ilgili, "Sen YAŞ’a mı katıldın; oraya katılan Başbakan’ın, Genelkurmay Başkanı’nın, bakanların ifadeleri mi oldu mübarek TÜSİAD? Oraya davetli miydin; üye mi? Bu söylediğini gelip ispatlaman lazım" dedi.

Hürriyet gazetesi yazarı Şükrü Küçükşahin bugünkü (26 Ağustos 2010) yazısında Çağlayan ile yaptığı görüşmeyi yazdı.


Devlet Bakanı Zafer Çağlayan davet etti, Muş’taki referandum kampanyasını izlemeye gittik.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, TÜSİAD’a “Bitaraf olan bertaraf olur” dediği gün, Çağlayan da, “Vergi borcu nedeniyle yurtdışına çıkamayan işadamı ‘evet’ demeyecekse sonra bana gelmesin” demişti.

Yoldaki sohbetimizde bunu da yeniden konuştuk, Çağlayan aynı noktada.

Ankara Sanayi Odası Başkanı iken de çok sayıda işadamının bu sorununu çözmeye çalıştığını, büyük işler yapan çok sayıda işadamının, ‘pasaportuna el konulduğu için’ yabancı ortakları karşısında zor duruma düştüğünü anlattı.

“İşte bu nedenle yine aynı noktadayım” dedi.

Bu sözlerinin, ‘Hayır’ diyenleri dışlayacağı anlamında algılandığını anımsatmak dahi Çağlayan’ın görüşünü değiştirmiyor.


Kastımı aştıysdam

Çağlayan, referandum sohbetini, 12 Eylül döneminde yaşadığı sıkıntıları, ailesinin çektiklerini şu örnekle anlatarak sürdürdü.

“11 Eylül günü mide rahatsızlığı nedeniyle Ayaş’ta bir kaplıcaya gittik. Yolun ortasına bomba süsü verilmiş bir kutu konmuştu. Babam kutuya tekmeyi attı, yola devam ettik. Bomba olsa o gün büyük bir felaket yaşardık. 12 Eylül günü sabah havuza girdik. Radyoda, ‘Yine de şahlanıyor’ türküsüyle Hasan Mutlucan başrollerde. Babam ne olduğunu sordu. Cüsseli bir adamdı. Suratı falan gitti. ‘Eyvah, bu ülkeye ne olacak?’ dedi. Çünkü 1960 sendromunu yaşamıştı. Ertesi gün bu ülkede olaylar bitti, oysa binlerce insan öldü. Binlerce insan işkenceye maruz kaldı. Çoğunun dengesi bozuldu, çoğu idam edildi. Bir sağdan, bir soldan astılar. Bu, adam asma balansı mı? Arabanın balans ayarı mı? Ne demek bu?”

Sözlerinin devamında, “Konuşmam kastını aşmış olabilir; ama demek istiyorum ki Türkiye’de böyle şeyler olmasın artık” dese de şöyle devam etti.

“Ha yok, bunun kalkmasına katkı yapmıyorsan faturasını da ödersin. Ben bunlar kalksın; çocuklarım, torunlarım demokrasi içinde yaşasın, demokrasi standartları yükselsin istiyorum. Ülkemin sıçrayacağını gördüğümden psikolojik olarak engelleyici tutumlardan etkileniyorum."


YAŞ’I konuşan anayasayı da konuşur

TÜSİAD’ın, YAŞ toplantısında yargı etkisi bulunduğu yönündeki açıklamaları da gündeme gelince Çağlayan, sözlerini daha da sertleştirdi.

TÜSİAD’ın diğer kuruluşlardan farklı olduğunu; Kürt sorunu, imam hatipler konusu başta olmak üzere ülkenin en keskin sorunlarında görüş açıkladığını, radikal tepkiler verdiğini anlattı, TUSİAD’a şöyle seslendi:

“Oysa YAŞ toplantısıyla ilgili görüş belirtiyor. Sen YAŞ’a mı katıldın; oraya katılan Başbakan’ın, Genelkurmay Başkanı’nın, bakanların ifadeleri mi oldu mübarek TÜSİAD? Oraya davetli miydin; üye mi? Bu söylediğini gelip ispatlaman lazım. Bunu anlamak mümkün değil. Olmadığı bir toplantıda bu konuda görüş söyleyen biri çıkıp anayasa konusunda da görüş söyler.

Üstelik, Başbakan bu konuları kendileriyle konuştu, orada ben de vardım. Başbakan çıkıp illa ‘evet’ denilmesini de istemiyor. TÜSİAD’ın, gelecekle ilgili cesaret vermesi lazım. Oysa TÜSİAD tam tersinden söylüyor. Yapılan da bu. Yargıda siyasallaşmayı önlemenin yolu, onun yapısını daha özerk kılmaktır. Üye seçimleri yargının kendi içinde olacak. Bunda ne var?”