T24 - Şemdin Sakık’ı yakalayan, uzun yıllar ‘Bordo Bereliler’e komutanlık yapan emekli Albay Mithat Işık, Kuzey Irak’a yönelik yürütülen hava operasyonunu değerlendirdi. Işık, “Örgütün kışa hazırlıksız girmesi sağlanmalı ve bu yüzden operasyonlara devam edilmeli” dedi.
Vatan gazetesinden Deniz Güçer'in "Hava akını kesintisiz sürmeli" başlığıyla yayımlanan (21 Ağustos 2011) yazısı şöyle:
Hava akını kesintisiz sürmeli
* Son olarak Çukurca’dan gelen şehit haberleriyle sarsıldık. Terör örgütü daha mı pervasız oldu?
Son iki yıldır sınır ötesine kara ve hava hareketi olmadı. PKK, dünyadaki diğer örgütlerden farklı olarak daima ana karargahını, üs merkezini yurtdışında tesis etmiştir. Önce Bekaa Vadisi; 1993’ten sonra Kandil oldu. Bir örgütün ana karargahı yurtdışındaysa, bulunduğu ülke onu yakalayıp komşusuna teslim etmiyorsa, o zaman yapılması gereken mutlaka ana karargahtaki lider kadrosunu etsikisiz kılmaktır. Türkiye bunu son iki yıldır yapmadığı için, örgütün yönetici kadroları çok rahat hareket etmeye başladı. Basını çağrıyor, röportaj veriyor. Böyle olunca militan kadrosuna ve BDP kitlesine çok büyük bir moral ve motivasyon sağlandı. Diğer tarafta ise ‘devletin yanındayım’ diyen insanlar ‘ne oluyoruz’ demeye başladı. Onlar da tarafsız kaldı ki, orada tarafsız kalmak cesurane bir tutumdur. Örgüt Kandil’de rahat edince, Kandil -Hakkari -Harkuk- Çukurca - Şemdinli arasında güvenli bir koridor oluşturdu. Öyle ki yürüyerek gelen teröristler, zamanla artık araçlarla sınıra geçmeye başladılar. Örgüt başlangıçta stratejik alan kabul ettiği araziyi taktik alana çevirerek, esas hedefi şehirlere kaydırdı. Yüksekova, Şemdinli, Van gibi. Buralarda da kitleselleşmeye gitti.
* Stratejik alanın değişmesinin sonucu ne gibi bir farklılık yaratıyor?
Silahlı militanlarının çoğu şehre girerek insanların arasına karıştı. Örgüt, KCK denilen bu kitleselliği yönetecek bir yapılanma içine girdi. KCK, devlet otoritesine alternatiftir. KCK denilen bu yapılanma hem dağ kadrosuna silahlı militan olacak kişileri seçti, hem de KCK yapısı içinde, özellikle yerel yönetimlerde etkili kadrolara getirmeye çalıştı. KCK operasyonları maalesef kamuoyuna iyi anlatılmadı. “Ben otoriteyim, burada istediğimi yaparım”a kadar geldiler.
* Hava harekatının zamanlaması doğru oldu mu? ‘Yine dağı taşı bombaladık’ diyenler var?
Bence kimse bu harekatı beklemiyordu. Çok doğru bir zamanlama oldu. Hayır efendim, biz dağı taşı değil, örgütün ana kampını, ana üssünü bombalıyoruz. Bombalama ile örgütün tertiplenme ve teşkilatlanması bozulmuş, haberleşme sistemi sekteye uğratılmıştır. Örgüt bir panik havasına girmiştir. Ama şu iyi anlaşılmalı: Kamp dediğimiz zaman, izci kampı değil. Dağlık bir arazi içerisinde, 17 yıldır kimsenin dokunmadığı mağaralar geliştirilmiş. Hava fotoğraflarıyla bunların yerini tespit edersiniz. Kandil ana üsse Zap, Harkuk, Garadag bunlar örgütün yedek üstleridir. , ‘30 yıldır dağları bombalıyoruz’ diyorlar da biz dağları taşları bombalayarak örgütün liderini yakaladık. 1999’da örgütün birinci ve ikinci adamları yakalandı, Türkiye’ye getirilip yargıya teslim edildi.
* Sakık’ı yakalayan isimsiniz. Örgüt liderlerinin yakalanmasının mücadeleye artısı oldu mu?
Biz bunu değerlendiremedik. Öcalan ve Sakık yakalandığında, örgütün silahlı kanadı ne Irak, ne Türkiye’de hareket edemeyecek durumdaydı. “Ne hata yapıldı?” derseniz, reformlar yapılabilirdi. Operasyonlar devam ettirebilirdi. Örgütün yurtiçindeki kalıntıları temizlenebilir ve yurtdışına nokta operasyonlar yapılarak, örgütün yeniden teşkilatlanması, Kandil’e yerleşip, kök salması engellenebilirdi.
* Hava harekatı başladı, örgüt de cevap veriyor. Bundan sonra ne yapılmalı?
Türkiye bu hava akınlarını kesinlikle kesmemeli. “Dağı taşı bombalıyoruz” diyen, gitsin oradaki en güvenli mağarada kafasına bir bomba düşsün bakalım ne oluyor... Sınıra yakın yerlerde bir iki günlük baskın operasyonları yapılmalı. Örgütün sınırımıza yakın yerlerdeki teşkilatlanmasını bozarsak, kışa hazırlıksız girmesini sağlarız. Örgütün yurtiçinde terk etmediği bölgeler var. O bölgelerde güvenlik birimleri aktif alan kontrolüyle beraber nokta operasyonu yapmalı.
MİT özeleştiri yapmalı
* Özel harekat timlerinin yeniden bölgeye gönderilmesi işe yarayacak mı?
Çok doğru bir karar. 1999’da çok güzel görevler yaptılar. Yanlış yapanlar çıktı ve bölgeden çekildiler. Bence çekilmemeliydiler. Çünkü toplumsal olayları ancak polisle önleyebilirsiniz. Artık polis bölgeye daha tecrübeli gidiyor. Asker neticede arazide. Bir de örgüt stratejik alanını şehre kaydırdığı için, polise çok büyük görev düşüyor. Arazide 8 tane teröristin peşine polisi takmanın anlamı yok. Bundan sonra örgüt şehirde kitlesel olayları öne çıkarmak suretiyle halkı güvenlik güçleriyle yüz yüze getirmeye çalışacaktır. Artık polis özel harekat timlerini şehirlerde kullanmalıyız. Onlar da istihbarat temin etmeleri için halkla ilişkilerini çok iyi geliştirmeleri lazım.
* İstihbaratta sıkıntı var mı?
Ülkenin ana istihbaratından sorumlu olan unsur MİT’tir. MİT’in bir özeleştirisi yapması lazım. Bilgiyi veriyor ama kullanılmıyorsa, ona da bakmak lazım. Ancak baktığınızda terörle mücadelede gerçekten düşündüğümüz manada etkili bir istihbaratımız oluşmamış. Çünkü nokta operasyon sayımız çok az. Biz arazide arama yaparken teröristle karşılaştığımızda çatışmaya giriyor ve ilk anda zaiyat veriyoruz. Halbuki örgütün bulunduğu nokta belirlense, TSK unsurları etraflarını kuşatsa, profesyonel birlikler o çemberin içine girip yarım saatte onları yok eder. Bence Türkiye’nin özellikle insana dayalı istihbaratı geliştirmesi lazım.
* “90’lara dönüyoruz” deniliyor ama PKK artık şehir yapısı içindeyse Türkiye daha dezavantajlı değil mi?
O zamanlar da ERNK vardı ama bu kadar etkili değildi. Dezavantajla başlamıyoruz. Çünkü o bölgede devlete sadık yüzde 95’lik bir kitle var. Devletin en büyük eksiği vatandaşın güvenliğini sağlamak. Hür olarak kendisini ifade etmesi için güvende olmalı.
* Tampon bölge nerede olmalı?
Türkiye -İran sınırı gibi sanıyorum dünyada hiçbir ülkenin böyle sarp, bozuk sınırı yoktur. 1996 yılında batıda Türkiye bir tampon bölge oluşturdu. Habur’dan başlayıp, Zaho’nun kuzeyinden devam ediyor, Üzümlü Karakolu’na uzanıyor. Örgüt militanları o bölgeden giriş yapamadığı için orada pek eylem yoktur. Diğer tampon bölge ise bence Çukurca ile Yüksekova arasında oluşturulmalı. O bölgeye 8, 10 bin kişilik bir kuvvet koyarak Harkuk civarına yerleşip, çıkışı engellememiz lazım. Harkuk’u tıkadığımız zaman Kandil’den çıkan örgüt militanları batıya geçemez. Bence terörün bitirilmesinde en önemli etkenlerden biri budur.
* Karayılan’ın yakalanması veya Türkiye’ye teslimi nasıl bir etki yapar?
Karayılan, örgütün hem siyasi, hem askeri lideri. Her ne kadar şu anda KCK içinde muhtemel bir lideri varsa da Karayılan’ın yakalanması örgütün siyasi ve askeri yapısında bir çöküntüye neden olacaktır. Cemil Bayık’ın silahlı grubu yönetebilecek bir liderlik nosyonu Karayılan kadar yok. Behroz Erdal ise tamamen şiddete dayalı. Karayılan’ın yakalanması örgütün dağılmasında fayda sağlar.
* Öcalan bu tartışmaların neresinde size göre?
Hepsinin üzerinde. Türkiye bence stratejik bir hata yaptı. Öcalan’a çok büyük mükafat verdi yani hayatını bağışladı. Hala “benim yerim dar, pencereden hava alamıyorum” düşüncesiyle hareket etmesi son derece yanlış. Öcalan’ın örgütü üzerinde etkisi varsa, kullanmalı eğer yoksa kenara çekilmeli. Öcalan çok konuşuyor, psikolojik harp yapıyor. Onun baskısına itibar ettiğiniz sürece terörü çözemezsiniz.
Profesyonellik bize uygun değil
* Profesyonellik Türk insanın yapısına uygun değil. Çünkü biz profesyonel bir millet değiliz. Ayranı çabuk kabaran bir milletiz. Bir anda kavga eder, adamı öldürür, sonra cenazesine gidip ağlayabiliriz. Profesyonellik farklı bir şey. Ben Türkiye’nin 800 bin kişilik ordusundan seçilmiş 800 kişisinin komutanıydım. Profesyonel olsa mesela düğün tarihini iznine göre ayarlar değil mi? Ama bizde öyle olmuyor, ‘Evlenmeye gideceğim komutanım’ diyor. Çok yaşadım bunları. Ama sen de, ‘Sen profesyonelsin’ diyemiyorsun. Çünkü insansın. Onca eziyeti karısı, çocuğu için çekiyor diyorsun.