T24 - Erzincan Cumhuriyet
Başsavcısı İlhan Cihaner'in evi ve makamının aranması ve sonrasında
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kararlarıyla yaşananlarda bugüne
nasıl gelindiğini özetleyen Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin,
yaşananların her anlamıyla hukuk fakültelerinde okunabilecek
zenginlikte bir laboratuvar işlevi gördüğüne dikkat çekiyor.
İlhan Cihaner’in
İsmailağa cemaatinin faaliyetlerini izlediği dönemde cemaate mensup
bazı işadamlarının hükümet çevreleriyle kurduğu ilişkilerle karşılaşmış
olmasının dikkat çekici bir husu olduğunu belirten Ergin, yapılan yasal dinlemeler sırasında cemaat mensubu
işadamlarının dönemin bazı bakanlarıyla muhtelif ihale konularında
yaptıkları konuşmalar da teknik takibe takıldığını belirterek “t24.com.tr” haber sitesinde Doğan Akın’ın bu konuda kaleme aldığı
analize dikkat çekiyor.
Hürriyet gazetesi yazarlarından Sedat Ergin'ni kaleme aldığı "Mikro ölçekte yargı krizi" (20 Şubat 2010) başlıklı yazısı şöyle:
Mikro ölçekte yargı krizi
Türkiye'nin
gündemini kaplayan yargı krizini tetikleyen olaylar dizisi, Erzincan’da
bir dini cemaati hedef alan bir soruşturma sürecinin uzantısı olarak
patlak verdi.
* Soruşturma sürecinin sahne olduğu çatışmalar,
mikro düzeyde bakıldığında Türkiye’de yerel düzeyde yargının nasıl
işlediği, savcılıklar arasındaki yetki sorunları ve siyasal iktidarın
Adalet Bakanlığı aracılığıyla yargı üzerinde oynadığı role ışık tutması
bakımından hukuk fakültelerinde ders olarak okutulabilecek zengin bir
laboratuvar işlevi görüyor.
Erzincan dosyasını bu şekilde masaya yatırdığımızda karşımıza çıkan öykü ana başlıklarıyla şöyle beliriyor:
ERZİNCAN-ERZURUM ÇATIŞMASI NASIL BAŞLADI
*
Olaylar dizisi, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in bu
ildeki köktendinci İsmailağa cemaatinin faaliyetlerini izlemeye alıp,
soruşturma açmasıyla başlıyor. Soruşturmanın başladığı tarih 27 Kasım
2007.
Cihaner, soruşturma çerçevesinde 23 Şubat 2009 tarihinde
yaptığı baskında 29 kişiyi gözaltına alıyor. Bu baskınlarda 4-6 yaş
arasındaki çocuklara yasadışı bir şekilde din eğitimi verildiği suçüstü
yapılarak ortaya konuyor.
Erzincan Başsavcısı’nın yürüttüğü soruşturma ve yaptığı tutuklamaların Ankara’da rahatsızlık yarattığı anlaşılıyor.
*
Erzurum-Erzincan çatışması bu noktada patlak veriyor. Erzurum
Cumhuriyet Başsavcılığı, 2009 Mart ayında devreye girerek, terör
suçlarını ilgilendirdiği gerekçesiyle bu soruşturmaya ancak özel
yetkili savcıların bakabileceğini belirtip, dosyanın kendilerine
gönderilmesini istiyor. Erzincan’da özel yetkili savcılık bulunmuyor.
Cihaner, cemaatin silahlı olmadığını belirterek itiraz ettiyse de uzun
bir çekişmeden sonra dosya 2009 Mayıs ayında Erzurum’a gönderiliyor.
ADALET BAKANLIĞI DEVREYE GİRİYOR
*
Erzurum’a gitmesinden sonra İsmailağa dosyasının akıbeti ne oldu?
Dosyayı Özel Yetkili Savcı Osman Şanal üstlendi. Şanal’ın İsmailağa
iddianamesi 22 Haziran 2009’da açıklandı. Cihaner’in daha önce verdiği
görevsizlik kararında 235 şüphelinin ismi geçerken, iddianamede 16
sanık yer aldı. Bu arada, daha önce tutuklanmış olan sanıklar da
serbest bırakıldı.
Burada ilginç bir nokta var. 2009 ilkbaharında
dosyanın Erzurum’a gidişi sırasında yaşanan çekişme sırasında,
Cihaner’in Gülen cemaatinin faaliyetleri hakkında da ayrı bir
soruşturma başlattığı ortaya çıkıyor.
* İsmailağa dosyasının
Erzurum’a gitmesinden sonra yaşanan bir başka gelişme de, mayıs ayı
sonunda Adalet Bakanlığı’nın gelen şikâyetler üzerinde Cihaner hakkında
teftiş başlatması. Adalet Bakanlığı müfettişleri Cihaner’i
sorguladıktan sonra hazırladıkları fezlekeyi Tunceli Ağır Ceza
Mahkemesi’ne gönderdi. Mahkeme, bu fezlekeyi esas alarak hazırladığı
iddianame ile görevi kötüye kullanmak, evrakta tahrifat yapmak
iddialarıyla Cihaner hakkında 26 yıl hapis talebiyle dava açtı. Yasa
gereği başsavcılar hakkındaki davalar Yargıtay’da görülüyor. Yargıtay
11’inci Ceza Dairesi’ndeki dava nisan ayında başlayacak.
CİHANER ERGENEKON SANIĞI OLUYOR
*
Cihaner, bunlara ek olarak Ergenekon sanığı olmasına uzanan bir hukuki
sürecin de öznesi oldu ve geride bıraktığımız hafta içinde gizli
tanıkların ifadelerine dayanılarak tutuklandı. Kendisini bu dosyada
soruşturan savcı, İsmailağa dosyasında karşı karşıya geldiği Özel
Yetkili Savcı Şanal’dan başkası değildir. Bu arada cemaat
soruşturmalarında Cihaner ile birlikte çalıştığı öne sürülen
Erzincan’daki MİT yetkilileri ve Jandarma görevlilerinin de muhtelif
iddialarla daha önce tutuklandığını biliyoruz.
Son olarak bu konuda
dikkate alınması gereken bir husus, Cihaner’in İsmailağa cemaatinin
faaliyetlerini izlediği dönemde cemaate mensup bazı işadamlarının
hükümet çevreleriyle kurduğu ilişkilerle karşılaşmış olmasıdır. Yapılan
yasal dinlemeler sırasında cemaat mensubu işadamlarının dönemin bazı
bakanlarıyla muhtelif ihale konularında yaptıkları konuşmalar da teknik
takibe takılmıştır.
* Cihaner, görevsizlik yazısını Erzurum’a
gönderirken, bu konudaki şüphelerini de bir yazıyla kayda geçirerek
devlet arşivine kayıt düşmüştür. “t24.com.tr” haber sitesinde Doğan
Akın’ın bu konuda kaleme aldığı analiz, konunun bu yönünün
anlaşılmasına yardımcı olan önemli bir gazetecilik çalışması.