Politika

Mesut Yılmaz açıklamalı bu mektup doğru mu?

Referans gazetesi yazarı Yiğit Bulut, Ergenekon Davası'nın başlayacağı bugün, devlet içinde yuvalanan suç örgütlerini konu alan bir mektubu köşesine taşıyor.

20 Ekim 2008 03:00
Türkiye bugün 'derin yapılanmaları' konuşuyor. Ama lütfen dikkat edin 12 yıl önce zamanın Cumhurbaşkanı, ana muhalefet partisi lideri Yılmaz'ın sözleri ile bu mektubu Erbakan'a yazıyor.
Değerli dostlar, Türkiye "gizli çete" manyağı oldu! Artık herkesten şüphelenir olduk! Bu noktada sizlere bir mektup sunmak istiyorum. Gerçekten aşağıdaki mektup çok ilginç. Dönemin Cumhurbaşkanı, "bir parti liderinin" anlattıkları karşısında dehşete düşüyor ve dönemin başbakanına "Neler oluyor, bunlar nedir, tedbir alalım" tadında bir mektup yazıyor...

İşte o mektuptan bazı bölümler;

"...12 Kasım 1996 tarihinde ziyaretime gelen ana muhalafet partisi Genel Başkanı Sayın Mesut Yılmaz bana özetle aşağıdaki hususları intikal ettirmiştir: "...Aldığımız duyumlara göre bu dairenin bazı elemanları "uyuşturucu, kumarhane, haraç ve adam öldürülmesi" gibi işlere karışmaktadır.

Son olay bunun vehim olmadığını, hatta sanıldığından da kötü olduğunu göstermiştir.
Ömer Lütfü Topal'ı öldürenlerin iftiraları fevkalâde enteresandır.
Bu kişiler suçu itiraf ettikleri halde Ankara'ya celbedilmişler, halen serbest gezmektedirler.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde her türlü döküman hazırdır.
Aşiret reisi, devleti kullanmaktadır...
Suça karışan asgari 100-120 kişi vardır.
Bunlar, devlet emrinde çalışan katillerdir.
Bu işin devlet çapında soruşturulması lazımdır.
Buna seyirci kalınırsa, demokrasinin işleyebileceğinden şüphe ederim.
Bunların meydana çıkarılması halinde devletin zarar göreceğinden de endişe ederim.
Normal devlet mekanizmasına güvenim yoktur.
Devlet Denetleme Kurulu böyle bir şeyi üstlenebilir.

Bu sözlerin üzerine ben kendisine ‘Devlet Denetleme Kurulu'nun bu çeşit iddiaları araştıracak bir yapıya ve kadroya sahip olmadığını, bunları hükümete intikal ettireceğimi, bir ülkede birden fazla hükümet varmış gibi bir durum olmaması icap ettiğini, benim devlet anlayışımın gereğinin bu olduğunu, -varsa- birtakım kötülüklerin ortaya çıkması gerekeceğini bunun, devlete zarar vermeyeceğini, aksine devleti güçlendireceğini' söyledim... Ana muhalefet partisi Genel Başkanı tarafından ortaya atılan bu iddiaların çok ciddî olduğu kanâatindeyim... Bunların tetkik ve tahkik ettirilerek gereğinin ifasını rica ederim...

Soruşturma olmuyor

Değerli dostlar, Türkiye bugün "derin yapılanmaları" konuşuyor. Ama lütfen dikkat edin 12 yıl önce zamanın Cumhurbaşkanı, ana muhalefet partisi lideri Yılmaz'ın sözleri ile bu mektubu Erbakan'a yazıyor. Burada soruyor ve bırakıyorum peki 12 yıldır Türkiye'de neden "doğru dürüst" bir soruşturma olmuyor, neden elle tutulur bir sonuç elde edilemiyor!

Sonuç: Bugün Ergenekon Davası başlıyor. Vatandaş olarak tek bir temennim var; suçlu ile suçsuz net olarak ayırt edilebilir hale gelsin ve Türkiye'nin "karanlıkta kalmış dinamikleri" suçsuzlar "zarar görmeden" aydınlatılabilsin.