Gündem

Merve Kavakçı: Bu Meclis Cumhuriyet'e rağmen oldu!

'Sözcü'nün o haberini okuyorum, güleyim mi ağlayayım mı bilemiyorum…'

30 Haziran 2015 16:06

Fazilet Partisi'nden 1999 seçimlerinde milletvekili olarak Meclis'e giren ve TBMM'ye başörtülü geldiği gerekçesiyle DSP'lilerce yuhalanıp Bülent Ecevit tarafından "Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz" tepkisiyle karşılaşan Merve Kavakçı, Sözcü'nün 25 Haziran 2015 tarihli ilk sayfasında yer alan aralarında başörtülü kardeşi Ravza Kavakçı'nın ve bazı milletvekillerinin görsellerinin paylaşıldığı habere tepki gösterdi. "Atatürk'ün kurduğu bu Cumhuriyet'in değerini bilin" başlığıyla yayımlanan haberdeki ifadeleri eleştiren Kavakçı, "Vekillerin resimlerini sıralamış, biri Öcalan, diğerleri Ezidi, Ermeni ve Romen vekiller, bir de Ravza Kavakçı’nın başörtülü resmi. Manşetse evlere şenlik! 'Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyet’in değerini bilin'. Okuyorum, güleyim mi ağlayayım mı bilemiyorum… Sanırım bir typo var yani yazım hatası 'Cumhuriyet’e rağmen... olacaktı sanırım" dedi.

Merve Kavakçı'nın Yeni Akit'te "Değişti mi değişmedi mi?" başlığıyla yayımlanan (30 Haziran 2015) yazısı şöyle:

Birkaç sene önce liberallik rüzgârına kendini bırakmış bir Kılıçdaroğlu bir programda, Kavakçı olayı ile ilgili gelen ısrarlı soruya, “milletin seçtiğine saygı göstermek lazım” diyerek cevap vermiş, hem konuyu geçiştirmiş, hem de kendince CHP’deki değişim sinyallerine işaret etmeye çalışmıştı. Sonraki dönemde bunu teyit anlamında İslamcı olduğunu söyleyen Bekaroğlu’nu partisine transfer etti. Aynı CHP’nin bir başka milletvekili Durdu Özbolat geçen haftaki yemin töreninde sahibi olduğu gazete vasıtasıyla bana ve kardeşim Ravza’ya saldırdı, Meclis’e taktığı başörtüsünü “intikam kostümü” olarak manşetten verdi. Bir haftadır CHP’de tık yok. Şimdi Kılıçdaroğlu ve Bekaroğlu’na soruyorum, “intikam kostümü” için ne düşünüyorlar? Partileri değişti mi değişmedi mi? Sonra, tuzu kuru iken “hata ettik Merve Kavakçı Olayında Faziletliler olarak hepimizin istifa etmesi gerekirdi” gibi laflar etmek kolay, buyrun, şimdi konuşun! Bekliyoruz…

 

Değişti mi değişmedi mi?

 

Yetmiş küsur yaşında Baykal, Meclis’in en yaşlı üyesi olarak başkanlık koltuğunda, sağında ve solunda yirmili yaşlarında olan en genç milletvekilleri, biri Apo’nun yeğeni Dilek Öcalan, diğeri başörtülü vekil Sena Nur Çelik. Baykal da çıt yok. Oysa Baykal aynı Baykal, seksenine merdiven dayamış bir siyasetçi. Bu ülkede resmi ideolojinin baş temsilcisi. Ki o resmi ideoloji Öcalan ve Çelik gibiler üzerinden onyıllarca iç düşman üretti. Baykal ve partisi de bu iki iç düşmana had bildirmekle meşguldü. Şimdi aniden hidayete erip, değişime uğrayıp eskiden tahammül etmediği başörtüsü ve Kürt kimliğine birden müsamahakar hale geldiğini mi düşünmeliyiz Baykal’ın?..

 

Değişti mi değişmedi mi?

 

Meşhur The Economist başörtülü vekillerin ant içme zaferini kutlamış ve “Müslüman kadınlar ‘laik dinozorlar’ rahatsız etmeden yemin etti” yazmış. Wow! ki ne wow! Economist’in başına taş mı düşmüş ki, laiklere şimdi dinozor der olmuş… Bir anda içte dışta herkes hoşgörü abidesi oluverdi, maşallah(!).

 

Değişti mi değişmedi mi?

 

Şirin Payzın Cindoruk’la konuşurken tabiri caizse bir tek kelime Türkçe bilmeyen HDP milletvekilini pek bi “şirin” gösterme çabasında. Sanki gözüyle şahit olmuş Doğan medya mensubu, Türkçe bilmemesini tuhafsadığını söyleyen Cindoruk’a “…gerçi elinden geldiğince Türkçe öğrenmeye çalıştı” diye laf yetiştiriyor, tatlı giden bir sohbet bağlamında. Oysa Payzın’ın maaşını aldığı Doğan medyasıdır “Türkiye Türklerindir” mottosunu taşıyan….

 

Değişti mi değişmedi mi?

 

Sözcü’nün manşetini gören her akıl sahibi ortasından çatlar herhalde. Bu nasıl bir mantık ve izan yoksunluğudur, ağzı açık kalır herhalde. Vekillerin resimlerini sıralamış, biri Öcalan, diğerleri Ezidi, Ermeni ve Romen vekiller, bir de Ravza Kavakçı’nın başörtülü resmi. Manşetse evlere şenlik! “Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyet’in değerini bilin”. Okuyorum, güleyim mi ağlayayım mı bilemiyorum… Sanırım bir typo var yani yazım hatası “cumhuriyet’e ‘rağmen’...” olacaktı sanırım… Bu küstahlık, bu cür’et, bu bükemediğim eli öperim ama onu da kendimi bilmezliğimin içine gömülmüşcesine yaparım’cılık nasıl olur da okur bulur şu ülkede ben de bunu anlamam… Öyle ya, 16 sene önce başörtülü vekil girdiğinde cumhuriyet yoktu…

Bukalemunlar!