Gündem

Mehmet Şevki Eygi: Fuhuş yeri otellerde iftar Kuran'a uygun mu?

Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, geçen hafta 'yargıda, üniversitede ve emniyette kadrolaştığını' belirterek isim vermeden eleştirdiği Fethullah Gülen cemaatine yüklenme

07 Aralık 2011 02:00
T24 - Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, geçen hafta "yargıda, üniversitede ve emniyette kadrolaştığını" belirterek isim vermeden eleştirdiği Fethullah Gülen cemaatine yüklenmeyi sürdürüyor. Gülen cemaatinin adını anmayan, ancak cemaatle özdeşleşen iftar davetlerini eleştiren, Eygi, "Ramazanda lüks ve ihtişamlı iftar ziyafetleri tertiplediniz ve bunlara bazı hahamları, papazları, patrikleri de çağırdınız...  Onlarla bir araya gelebiyorsunuz ama mübarek oruç ayında on büyük İslamî cemaatin liderini, hocasını, şeyhini iftara çağırmadınız... Beş yıldızlı lüks ve israflı, sefahat ve fuhşuyat mahalli otellerde iftar ziyafeti vermek Kur'ana, Sünnete, Şeriata, hikmete uygun mudur" ifadelerini kullandı. Eygi, kendisine "körü körüne düşmanlık" yapmamasını istediği Gülen cemaatine "Siz günahsız ve hatasız mısınız" diye sordu.

Eygi: Cemaat yargıda, poliste, Diyanet ve eğitimde kadrolaşıyor



İslamcı yazar Eygi, Milli Gazete'deki köşesinde "Sitem" başlığıyla yayımlanan (7 Aralık 2011) yazısında, Gülen cemaatinin "dinler/kültürler arası diyalog" girişiminin bir parçası olarak gayrimüslim cemaat liderlerini de ağırladığı iftar davetlerini ağır ifadelerle eleştirdi.

Eygi'nin yazısı şöyle:


Sitem

Siz, "Sizden olmayan" Müslümanlara; hahamlara, papazlara, patriklere, piskoposlara, pastörlere, monsenyörlere, zangoçlara ettiğiniz kadar itibar etmiyorsunuz. Onlarla diyalog yapıyorsunuz ama sizden olmayan Müslümanlarla yapmıyorsunuz.

Ramazanda lüks ve ihtişamlı iftar ziyafetleri tertiplediniz ve bunlara bazı hahamları, papazları, patrikleri de çağırdınız.

Onlar İslam dininin hak din olduğunu kabul etmezler.

Onlar Kur'anın ilahî kitap olduğunu kabul etmezler.

Onlar Muhammed Mustafanın (Salât ve selam olsun ona) Son Peygamber, Resulullah olduğunu kabul etmezler.

Onlarla bir araya gelebiyorsunuz ama mübarek oruç ayında on büyük İslamî cemaatin liderini, hocasını, şeyhini iftara çağırmadınız.

Çağırdıklarınız oruç tutmuyordu, çağırmadıklarının tutuyordu.

Arada meşreb, cemaat, tarikat farkı varmış... Olabilir... Bu çağırmadıklarınız hepsi Tevhide inanmış, Ehl-i Kıble, musalli kimseler değil midir?

Teslisçilerle iftar ediyorsunuz da Tevhid ehli ile niçin etmiyorsunuz.

Biz keyfimiz nasıl isterse iftarlara ona göre adam çağırırız mı diyorsunuz?

Soruyorum: Benim şu tenkitlerimde bir haksızlık var mıdır?

Sizi uyarmak suç mudur?

Siz mâsum (günahsız ve hatâsız) mısınız?

Şu yazdığım satırlarda yalan, iftira varsa gerekçeleriyle ispat edin, ben de sizden özür dileyeyim.

Beni iftara niçin çağırmadınız demiyorum. Ben kimim ki... Kendi halinde bir yazarı elbette çağıracak değilsiniz.

Lakin, Müslüman kesimden bir kısım hocaları, şeyhleri, liderleri, üstadları, ağabeyleri çağırmış olsaydınız, ne kadar güzel ve isabetli bir jest yapmış olacaktınız.

Müslümanlar param parça vaziyette. Aralarında hiçbir irtibat bulunmayın cemaatler, tarikatlar, gruplar, hizipler, fırkalar... Bunların bir kısım liderlerini bir araya getirmiş olsaydınız küçük de olsa birleşmeye, birliğe giden bir adım atmış olacaktınız.

Doğru ve olumlu tenkitler yaptığım için niçin bana kızıyorsunuz?

İnsanlar, liderler, cemaatler hiç yanılmaz mı?

Herkes yanılır, biz hiç yanılmayız mı diyorsunuz?

Beş yıldızlı lüks ve israflı, sefahat ve fuhşuyat mahalli otellerde iftar ziyafeti vermek Kur'ana, Sünnete, Şeriata, hikmete uygun mudur?

O oteller içki dolu.

O otellerde domuz eti yeniliyor.

O otellerin ızgaralarında domuz pirzolası ile dana bifteği birlikte pişiriyor, yağı suyu birbirine karışıyor. Bazen böyle ziyafetlere sen de gidiyorsun diyebilirsiniz. Evet haklısınız, nâdiren ve kerhen gidiyorum. Suçumu ve kabahatimi itiraf ediyorum. Eğri otursam da doğru konuşuyorum. Ben zaten pür hâtâ bir kimseyim. Siz bana değil, yazdıklarıma bakınız.

Lütfen bana körü körüne düşmanlık etmeyiniz.

Doğru mu yazıyorum, yanlış mı, ona bakınız.