Mehmet Baransu
Taraf- 16 Ocak 2013
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na gönderdiği mektuplar, tarihe tanıklık etmesi açısından son günlerin en önemli haber malzemelerinden biri. Türkiye 2007-2009 yılları arasında yeni bir darbenin kıyısından dönmüş. Özel Kuvvetler’de görevli bir subayın yazdığı mektuba göre, 2007-2008’de darbe hazırlığı yapan “Ergenekon üstü yapı” dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’tan erken emekli olmasını, darbe tarihini öne çekmesini istemiş ve karşılığında da paşaya Köşk’ü teklif etmiş. Mektupta, Büyükanıt’ın henüz ikna edilmediği de belirtilmiş.
Taraf darbeyi önledi
Kamuoyu açısından bu bilgi şaşırtıcı olabilir. Doğrusunu söylemek gerekirse bu “yeni” bilgiye hiç şaşırmadım. Çünkü; “2007-2009 yılları arasında bir darbe hazırlığı olduğunu, bunun Taraf ’ın haberleriyle engellendiğini” son üç yıldır hem yazılarımda, hem Karargâh kitabımda hem de çıktığım televizyon programlarında onlarca kez dile getirdim. Bu darbe planının içinde bulunan isimlerden bazılarını da ifşa ettim. Balyoz’un tartışılan listelerini de darbe yapmak üzere bu kişilerin 2009 yılında güncellediğini yaklaşık 10 ay önce “Balyoz ve Gerçekler” dizimin 1. ve 2. günü yazmıştım.
O günlerde Taraf ’ın darbe hazırlığını önlediğini yazıp, söylemem birilerini rahatsız etmişti. Kamuoyu da satır aralarından verdiğim bazı mesajları algılayamamıştı. Üzerinden birkaç yıl geçtikten sonra şunu artık söyleyebilirim. Haber kaynaklarımdan bazıları Genelkurmay Karargâhı’nın tam da göbeğinde bulunan isimlerdi ve yapılan hazırlıkları gün gün öğrenme şansına sahiptim. Kaynaklarımı deşifre etmeme adına satır aralarında darbecilere, yapılan hazırlıktan haberdar olduğumu hissettirdim. 2008-2009 yılı içinde yaptığımız haberler aslında bu darbeyi deşifre etmeye yönelikti. İşte o haberlerden bazıları:
20 Haziran 2008’de Taraf, “Türkiye’yi Biçimlendirme Planı” manşetiyle okurlarının karşısına çıktı. Adına Lahika denen geniş bir plan yapılmış, darbe öncesi ve sonrasında kamuoyunda yapılacaklar bu planın içerisinde yer almıştı. Plan, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ve Genelkurmay 2. Başkanı Ergin Saygun’un emriyle hazırlatılmıştı.
Lahika darbe planıydı
Haberin ardından Genelkurmay bu planı yalanlayabilmek için vargücüyle çalıştı. Beni ve gazeteyi mahkemeye vermekle tehdit etti. Genelkurmay’a elimizdeki belgeleri kanıtlayacağımızı söylememiz üzerine, Karargâh’tan “Komuta katınca onaylanmış böyle bir belge yok” açıklaması geldi. Kamuoyunun “Komuta katı dışında birileri darbe hazırlığında mı” soruları karşısında sekiz sonra yeni bir açıklama yapıldı ve haber yalanlandı.
Darbe belgelerini imha edin
Ancak bu haberin ardından 17 Kasım 2009’da başka bir habere ve belgelere yer verdim. Taraf ’ın Lahika haberi üzerine Genelkurmay hukuksal bir inceleme yaptırmış ve Lahika’nın bir darbe planı olduğu hukukçular tarafından Genelkurmay’a, ikinci Başkan Ergin Saygun’a iletilmişti. Hukukçular darbe suçunda zamanaşımının 30 yıl olduğunu belirtip, belgelerin imha edilmesi gerektiğini Saygun’a bildirmişti. Bu yazışmaları “Müebbetlik suç işledik belgeleri imha edin” başlığıyla kamuoyuna açıkladık. O tarihten sonra da belgeler imha edilmeye başlandı, Saygun özel bilgisayarını yaktı.
Sayı neden arttırıldı?
Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndaki subayın mektubunda Yaşar Büyükanıt’ın henüz ikna edilmediği yazmasına rağmen, aslında Büyükanıt o günlerde düğmeye basmıştı. 2 Haziran 2008’de “Genelkurmay’ın yeni kontrgerilla planı” manşetiyle bu planı deşifre ettik. Büyükanıt ve Ergin Saygun’un organizasyonunda yapılan plana göre, kontrgerilla örgütlenmesinin yapıldığı Seferberlik Tetkik Kurulu’nun sayısı 12’den 24’e çıkarılacak, sivil insanlar da artırılacaktı.
Milli hazırlığa iştirak edin
Aynı haberde Büyükanıt imzalı bir karta da yer vermiştim. Kartta Büyükanıt bazı sivillere yeni görev tebliğ etmişti: “Vatanımızın bütünlüğüne ve milletimizin varlığa karşı vuku bulacak bir düşman tecavüzü halinde, Silahlı Kuvvetlerimiz ile birlikte yürütülecek harekâtta gizli mücadele usülleri ile barıştan itibaren bazı çalışmalar ve çok gizli hazırlıklar yapılmaktadır. Her Türk’ün seve seve katılacağına inandığım böyle milli bir hazırlık için milli hisleri kuvvetli, yetişmiş, bilgili ve cesur elemanlara ihtiyaç vardır. Yakından izlediğimiz yüksek nitelik ve yetenekleriniz, taktir ile karşılanan müspet davranışlarınız ve milli heyecanınız dolayısıyla sizin de bu çalışmalara katılmanızı uygun gördüm. Gönderdiğim subay size gerekli bilgiyi verecektir. Bu milli konuya ilgi göstereceğinizi ve çalışmalara iştirak edeceğinize inanıyor, başarılı hizmetlerinizin devamını diliyorum.”
Bu haberden üç gün sonra Kıbrıs resepsiyonunda Büyükanıt’a bu belge sorulmuş o da kaçamak şekilde “O çok eski, soğuk savaş konseptiyle ilgili. Halen geçerli bir şey değil” demişti. Hiçbir gazeteci de “Madem eski, neden kontrgerilla içinde yer almak üzere Genelkurmay Başkanı sıfatıyla birilerine bu kartları gönderdiniz” diye soru soramamıştı.
Şu notu düşmekte yarar var. Her darbe öncesi Özel Harp Dairesi’nin sayısı arttırılır ve darbeye giden süreçte bombalama, suikastlar, provokasyonlar bu dairenin sivil elemanları tarafından gerçekleştirilir. Büyükanıt’ın kartı da işte bu gerçekleri bize hatırlatmıştı.
Balyoz CD’lerini bu ekip güncelledi
Lafı fazla uzatmadan Balyoz davasında tartışılan CD’lerdeki listelere geleyim. Zaman çelişkisi haberleri çıktığında şunu söylemiştim. Türkiye 2009 yılında bir darbe atlattı ve bu CD’lerdeki listeler o dönem güncellendi. Güncelleyen isim de Ergin Saygun’du. Saygun o dönem Genelkurmay İkinci Başkanlığı yapmış ardından da Birinci Ordu Komutanlığı’na atanmıştı. Büyükanıt Cumhurbaşkanlığı için ikna edilseydi, Genelkurmay Başkanı olmasının yolu açılacaktı.
Aynı Saygun, 2003 yılında Balyoz darbe planının içinde yer almış, sunum yapmış, 3. Kolordu Komutanı olarak kendisine görev verilmişti.
Hatırlayacağınız gibi Saygun’un ismi Hudson Enstitüsü’ndeki toplantıda de geçmiş, bu toplantıyı organize eden Zeyno Baran, 2008 yılında Türkiye’de darbe olma ihtimalinin yüzde 50 olduğunu açıklamıştı. O toplantıda İstiklâl Caddesi’ne bomba atılması, Anayasa Mahkemesi Başkanı’na suikast düzenlenmesi konuşulmuştu. Saygun ve Bertan Nogaylaroğlu da bu toplantıların göbeğinde bulunmuşlardı.
2008-2009 yılında bir darbe olması halinde Balyoz’da yapılan fişlemelerin olduğu CD’ler kullanılacak ve insanlar gözaltına alınacaktı. Aklıma şu soru takılıyor: Müebbetlik suç işledik haberimden sonra Genelkurmay’da belgeler ortaya çıkmasın diye imha çalışması yapan, bilgisayarı yakan Ergin Saygun, daha sonra Birinci Ordu Komutanlığı’na atanmasıyla korkarak burada da bir temizliğe mi başladı. Yakılmak ve imha edilmek üzere dışarı belgeler mi çıkarıldı? Bavulla bana gelen balyoz belgeleri bu imha edilmeyen belgeler miydi?
Tarih bir gün hem Taraf ’ı hem de 2008-2009’da yaşananları yazacaktır.