Gündem

Meclis dört defa çağırdı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan gitmedi

CHP ve MHP'li bazı vekiller Hakan Fidan'ın komisyona gelip gelişmelerle ilgili bilgi vermelerini istedi

12 Mayıs 2016 12:48

Meclis'te kurulan Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu'nun bugüne kadar dört toplantı yaptığı ancak MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu ve Emniyet Genel Müdürü Celallettin Lekesiz'in toplantılara katılmadığı belirtildi.

Sözcü'de yer alan habere göre, Başkanlığını AKP Milletvekili Emrullah İşler'in yaptığı Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu'nda, CHP'li üyeler Engin Özkoç, Barış Yarkadaş, Tuncay Özkan ve Hilmi Yarayıcı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın komisyona gelip gelişmelerle ilgili bilgi vermelerini istedi.

Bu isteğe MHP Milletvekili Mehmet Erdoğan da katıldı. Müsteşar Hakan Fidan'ın davet edildiğine ilişkin açıklama, komisyon başkanı İşler'den izin alınıp açıklandı.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan komisyona davet edilmesine rağmen, mazeretsiz olarak toplantıya katılmadı ve bundan sonraki toplantılara da katılmayacağı bilgisi verildi. Bunun üzerine Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu'nun komisyona bilgi vermesi istendi. Ancak, Dervişoğlu'nun da gelemeyeceği bildirildi. Fidan ve Dervişoğlu gelmeyince, Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz'in komisyona davet edilmesi kararlaştırıldı. Celalettin Lekesiz de komisyona gelmek istemedi ve yerine yardımcısını gönderdi.

 

Daire başkanları rapor sundu

 

Ayrıca komisyon toplantılarına İstihbarat Dairesi Başkanı'nın yanı sıra konularına göre ilgili daire başkanları gelip bilgi sundu. Komisyona, bürokratların ayrıntılı bilgi vermeyip, daha çok basında yer alan genel bilgileri ve istatistikleri aktardıkları bildirildi. Komisyon üyelerine, içeride yapılan görüşmeleri açıklamayacaklarına ilişkin yemin ettirilmişti.

 

Faaliyetleri rapor edilmedi

 

TBMM'de kurulan Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu'nun görevleri arasındaki dikkat çekici maddeler şöyle: “Başbakanlıkça; MİT Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen güvenlik faaliyetlerine ve istihbari nitelikteki faaliyetlere ilişkin olarak hazırlanacak yıllık raporlar üzerine hazırlanacak ve mart ayı içinde komisyona sunulacak yıllık rapor hakkında, raporun kendisine intikalinden itibaren doksan gün içinde inceleme ve görüşmelerini tamamlayarak bir rapor hazırlamak ve raporu bu süre içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na sunmak. Güvenlik ve istihbarat konularında uluslararası alanda kabul gören gelişmeleri izlemek.”

 

"Onlar kim oluyor da beni ifadeye çağırıyor"

 

28 Şubat Davası sanığı Jandarma eski Komutanı emekli Orgeneral Teoman Koman, 14 Aralık 2013 tarihinde, 77 yaşında yaşamını yitirdi.

Teoman Koman 28 Şubat soruşturması sırasında en çok konuşulan ve tartışılan isimler arasında yer almıştı. 29 Ağustos 1988 ile 27 Ağustos 1992 tarihleri arasında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı da yapan Teoman Koman, Susurluk olaylarının yaşandığı dönemde yeniden Türkiye'nin gündemine oturdu.

Kendisini dinlenmek üzere çağıran TBMM Susurluk Komisyonu'na “Onlar kim oluyor da beni ifadeye çağırıyor. Hiç kimseye ifade vermem…' cevabıyla tartışma yarattı. Orgeneral Koman'ın TBMM Susurluk Komisyonu'na gönderdiği 22 Ocak 1997 tarihli belge Ergenekon dava dosyasına girdi. Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen Koman, “Susurluk Komisyonu'na usulüne uygun davet etmedikleri için gitmedim. Ancak bir klasör hazırlayıp gönderdim” demişti. “ Koman'ın imzasının yer aldığı belgede Susurluk iddialarına “Susurluk kazası ile ortaya çıkan adam kaçırma, cinayet, kara para aklama, uyuşturucu ticaretinin takibi ve kumarhane faaliyetleri gibi hususlar zabıta görevi olup, teşkilatı ilgilendirmemektedir” ifadelerine yer verildi.

Koman, özellikle MİT Müsteşarlığı görevinde sık sık gündeme geldi. 1992'de kendisine Hizbullah'ı soran gazetecilere Koman şu cevabı vermişti: “Hangi Hizbullah? Bir İran'daki Hizbullah vardır bir de PKK'nın baskılarına karşı kendini koruyan, dini inançları kuvvetli vatandaşlar.” Hizbullah'ın Güneydoğu'daki adıysa ‘Hizb-ul Kontra'ydı. Koman, bu açıklamaları nedeniyle çokça tartışıldı.