Müzisyen Mazhar Alanson, ABD'de taksiciden nasıl azar işittiğini anlattı. "Parasını ödüyorum, 30 Cent üstünü veriyor. Ben ‘Kalsın’ diyorum, şoför bir anda deliriyor. Hiddetle ‘Sen bana 30 Cent mi veriyorsun’ diye beni azarlıyor" diyen Alanson, "Ben turistim’ filan demeye çalışıyorum. ‘Hangi şey ettiğimin planetinden geliyorsun’ diye bağırıyor ve yüzüme fırlattığı 30 Cent’in ezikliğiyle taksiden iniyorum" ifadesini kullandı.
Alanson'un Tuhaf Dergi'nin haziran sayısında yer alan yazısından bazı bölümler şöyle:
Dumanlar çıkıyor asfalttan
"New York 1984… New York’a ilk gidişim. Bir kültür şoku… Daha doğrusu kültür tokadı… Sanki ayrı bir planete gelmişim gibi… Dumanlar çıkıyor asfaltlardan... Önümde yürüyen deli bir adam çöplükteki spagettiyi yedi. İlk gecem, arkadaşımın tek odalı evinde, Manhattan’da avokado yiyorum. Hemen hangi filmler var, hangi gruplar çalıyor diye merakla New York rehber kitapçığını karıştırıyorum. Bu arada televizyonda Manhattan isimli bir kanalda tamamen çıplak bir kadın ve bir erkekle röportaj yapıyorlar. Adem ile Havva’nın bile yaprakları vardı önlerinde. Bunlar tamamen ‘dalşafaklar’. İlk gecenin şokları bunlar.
"Ertesi sabah hemen Chet Baker’ın Let Get Lost diye dökümantal siyah beyaz bir filminin peşine düşüyorum. Taksiye biniyorum. Şoför ‘Trafik var, seni şuradan götürmeliyim’ diye bir cadde ismi söylüyor. Benim hiçbir şeyden haberim yok ve ne dediğini anlamıyorum. ‘İşte sinema burada’ diyor. Parasını ödüyorum, 30 Cent üstünü veriyor. Ben ‘Kalsın’ diyorum, şoför bir anda deliriyor. Hiddetle ‘Sen bana 30 Cent mi veriyorsun’ diye beni azarlıyor. ‘Ben turistim’ filan demeye çalışıyorum. ‘Hangi şey ettiğimin planetinden geliyorsun’ diye bağırıyor ve yüzüme fırlattığı 30 Cent’in ezikliğiyle taksiden iniyorum. Bilet sırası derken giriyorum sinemaya. Film çok güzel. Babam da senfoni orkestrasında baş trompet çaldığı için duygulanıyorum ve ağlıyorum. Çıkışta bir kadına adres sorayım diyorum. Kadın hemen uzaklaşıyor. İnsanlar insanlardan korkar olmuş."
Yazının tamamını Tuhaf Dergi'nin Haziran sayısında