Yaşam

Mahpus yata yata bitti, şimdi yemek zamanı!

Bir zamanlar kurtulmak için gün saydıkları cezaevi restorana dönen eski mahkumlar, şimdi anıları eşliğinde yemek yiyor.

31 Ocak 2009 02:00
Bir zamanlar kurtulmak için gün saydıkları cezaevi restorana dönen eski mahkumlar, şimdi anıları eşliğinde yemek yiyor.

Karabük'ün Safranbolu ilçesinde, Osmanlı padişahlarından 2. Abdülhamid tarafından 1906'da yaptırılan tarihi cezaevi restoran olarak hizmet veriyor.

Bazı eski mahkumlar da bir dönem kaldıkları koğuşlardan dönüştürülen yemek salonlarında anıları eşliğinde yemek yiyorlar.

1906'da inşa edilen ve 1994'e kadar kadın ve erkek mahkumların kaldığı tarihi cezaevinde, koğuşların yanı sıra yıllarca voltaların atıldığı havalandırma alanlarını şimdi yemek masaları süslüyor.

2005 yılında restore edildi

Kapanmasının ardından bir süre atıl durumda kalan ve 2005'de restorasyonu yapılan cezaevi, ceşitlli organizasyonlara ev sahipliği yapmasından sonra 2008'in aralık ayından itibaren “Hoş Sefa” adlı restoran olarak turistlerin yanı sıra eski mahkumların ilgisini çekiyor.

Duvarlarında “Sabrın sonu selamet”, “Mapus yata yata, yollar gide gide biter” ve “Bu da geçer arkadaş sakın üzülme” gibi yazıların yer aldığı levhalar konulan restoranda bazı mahkum fotoğrafları da dikkat çekiyor.

Restoranın işletmecisi Yusuf Baykan, iç dizayn çalışmalarını yaparken cezaevinin izlerini yansıtmaya özen gösterdiklerini, restoranın 150 kişiye hizmet verdiğini söyledi.

Cezaevinin konum olarak çok önemli bir yerde bulunduğunu, yanlarında tarihi saat kulesi ve eski hükümet konağı bulunduğunu anlatan Baykan, şöyle dedi:

“Kaymakamlıktan kiraladığım cezaevini restorana dönüştürdüm. Emekli astsubay olmam nedeniyle bu tür yerlerin yapısını iyi biliyorum. İç dizaynını cezaevi unsurlarına özen göstererek yaptırdık. Safranbolu'ya ve Kayseri'ye özgü yöresel yemeklerle hizmet veriyoruz. Bazı eski mahkumlar, restoranıma gelerek eski günlerini gözlerinin önünde canlandırarak yemeklerini yiyorlar. Örneğin, burada 1994'te 7 ay kadar mahkum olarak kalan Satılmış Teman isminde bir vatandaşımız da yemek yemeğe geldi. Zaman zaman lokmalarının boğazında düğümlendiğini hissettim. Çünkü, cezaevinde edinilen ve paylaşılan dostluklar da unutulmuyor.”