NAZLI ILICAK
(8 Mart 2012, Sabah)
Alevi aydınların Sivas Madımak Oteli'nde yakılarak öldürülmesi olayı, 1993'te cereyan etti. Bugün, bütün eski günahlar mevcut hükümete yüklenerek, zaman aşımının hesabı, iktidardan sorulmak isteniyor. Hatalı bilgilerle yapılan bir kara propaganda karşısındayız. CHP de, yangına körükle gidiyor. Sözüm ona zaman aşımını durdurmak için bir kanun teklifi verdiler. Bu teklif AK Parti'nin oylarıyla reddedilince, "Sivas sanıklarını kayırıyorsunuz" diye kıyameti koparıyorlar. Tabii bazı gazeteciler de, buna eşlik ediyor.
Peki gerçek nedir?
1) Madımak Otel yangınından (1993) sonra 111 sanık hakkında kamu davası açılmıştı. 79 sanık, ağırlaştırılmış müebbet hapis ya da süreli hapis cezasına çarptırıldı. 2'si hakkındaki kamu davası düştü; 26 kişi beraat etti. 12 firari sanık hakkında hüküm verildi. Sadece 7 kişinin yargılanması devam ediyor. Bu 7'den 4'ü, Türkiye'de, 3'ü ise firari. Zaman aşımı iddiası sadece yargılanan 7 kişiyle ilgili. Çünkü büyük çoğunluk hapishanede cezasını çekiyor. Firari sanıkların hepsi hakkında da kırmızı bülten çıkarılmış durumda.
2) CHP'nin, Sivas davası sanıklarının zaman aşımından faydalanmasını önlemek için verdiği teklif, bu davayla ilişkilendirilen maddeyi kapsamıyor. Sivas sanıkları, eski TCK'nın 146'ncı maddesinden yargılanıyor. (Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak...) Yeni Ceza Kanunu'nda 146, 309'uncu maddeye tekabül ediyor. CHP'nin kanun teklifinde bu suçla ilgili zaman aşımı kaldırılsın talebi mevcut değil. Söz konusu teklif, kasten adam öldürme (madde 81), öldürmenin nitelikli şekilde işlenmesi (madde 82), işkence (madde 94), ağırlaştırılmış işkence (madde 85), çocukların cinsel istismarı (madde 103) konularını kapsıyor. Görüldüğü gibi, 309'uncu madde aralarında yok.
3) 309'uncu madde, teklifte yer alsa bile, anayasanın 38'inci maddesi çerçevesinde, sanıkların suçu işledikleri dönemdeki mevzuata göre yargılanması gerekiyor. Eğer böyle bir zorunluluk olmasaydı, 2005'te kabul edilen yeni Ceza Kanunu, zaten, 309'dan yargılananlar açısından zaman aşımını 30 yıla çıkarmıştı. Ayrıca süreyi yarısı kadar uzatmak da mümkündü. Dolayısıyla, anayasanın 38'nci maddesi cevaz verseydi, CHP'nin teklifine gerek yoktu. Mevcut TCK'nın 66 ve 68'inci maddelerinin uygulanmasıyla, zaman aşımı 45 yıla kadar uzatılabilirdi.
4) Bir ara "İnsanlığa karşı işlenen suçlardan sayılsın; zaman aşımı olmasın" da dediler. Sonra vazgeçtiler. Çünkü TCK'nın 76 ve 77'nci maddelerinde bu husus yer alıyor. Soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçlar açısından zaman aşımı süresinin işlemeyeceği hükmü mevcut. Mahkeme, Madımak olayını soykırım kapsamında mütalâa etmediği gibi, zaten tekrar edelim, anayasanın 38'inci maddesi de, bunu önlüyor.
Kısacası CHP, "dostlar alışverişte görsün" misali boşa kürek çekti. Bazı gazeteciler de, bilerek ya da bilmeyerek, gerçek dışı haberlere vasıta oldu. Müthiş bir bilgi kirliliği yaratıldı. Ama hakikat, benim yazdığım gibidir.