Diyarbakır Lice'de, Ramazan Baran ve Baki Akverdi adlı yurttaşların vurularak öldürüldüğü yol kesme eylemi sonrasında hazırlanmış tutanakta, jandarmanın havaya uyarı ateşi açtığı ileri sürüldü. Bir asker, sırtından iki kurşunla vurularak öldürülen Baran'ın 'göstericiler tarafından açılmış ateşle vurulmuş olabileceğini' iddia etti.
Jandarma tarafından hazırlanan tutanağa göre, 1. Jandarma Tabur Komutanlığı 3. Komando Bölüğü emrinde görev yapan üç ve dördüncü timler 28 Mayıs’ta Lice-Bingöl karayolundaki Kevribel Tepesi’nde emniyet tedbiri aldı.
İsmail Saymaz’ın Radikal’deki haberine göre, birinci jandarma komando timi de 29 Mayıs’ta isimsiz Meşelik Tepesi’ni tuttu. İddiaya göre, ‘Şeref’ adlı 10-11 yaşlarındaki çocuk jandarma timlerine Çalıbükü’ndeki su deposunun olduğu bölgeden birliklere ateş açılacağını söyledi. On yaşındaki çocuğun verdiği “istihbarat” üzerine üçüncü ve dördüncü timler geri çekilirken, yerini Ankara’dan gelen Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı’nda görevli iki time bıraktı. 4 Haziran’da Kıralan köyünde tedbir alan Bingöl Özel Hareket Birliği, iddiaya göre saldırıya uğradı. Çatışmalar 45 dakika sürdü.
Havaya ateş açmışlar
Tutanağa göre, 7 Haziran’da Kevribel Tepesi’nin doğusunda emniyet tedbiri alan dördüncü jandarma komando timindeki makineli tüfek mevzisine, “kayalık ve sık meşelik alandan yüzleri sarı kırmızı yeşil bezlerle kaplı olan, yaşları 20-25 yaş arasında olduğu, yaklaşık 25-30 kişi oldukları değerlendirilen saldırgan grubun yaklaştığı” görüldü. Bunun üzerine mevzideki Onbaşı Mustafa Yaşar, “Komutanım, geliyorlar. Bombaaa!” diye bağırdı. Ardından grubun, beton çivileriyle güçlendirilmiş EYP’ler ve ses bombalarını beş metre mesafeden “öldürmek maksadıyla” mevzideki üç askere attığı ileri sürüldü. Üç askerin kendilerini iki metre yükseklikten aşağıya attıkları savunuldu. “Uzun namlulu olduğu değerlendirilen” silahlarla askerlere ateş edildiği, molotof kokteyli, havaifişek, çivi ve çakmaklarla güçlendirilmiş EYP’lerin atıldığı öne sürüldü.
Jandarmanın “Dur, atma” diye ihtarda bulunduğu, karşıdan “Hepiniz öleceksiniz, TC’nin pis askerleri, burası size mezar olacak” denildiği ve saldırıya devam edildiği iddia edildi. Tutanağa göre, “Molotof bombası ve çivi ile güçlendirilmiş EYP ve havafişekle saldırıya devam etmeleri üzerine dördüncü komando timi personeli emir beklemeksizin meşru müdafaa kapsamında havaya uyarı ateşi yapmaya başladığı ve doğu istikametindeki kayalık alandan uzun namlulu silahlarla 20-25 atım ateş edildiği, saldırganların geriye doğru kaçmaya başladıkları, taşıdıkları saldırganı bırakarak kayalıklara kaçtıkları, kaçan gruptan üç dört kişinin terörist kıyafetli olduğu” öne sürüldü. Ramazan Baran olduğu sanılan bu yaralının helikopterle hastaneye sevk edildiği kaydedildi.
Aynı grubun daha sonra, Meşelik isimli tepede emniyet alan üçüncü jandarma komando timine saldırdığı ve Üstçavuş A.Ç.’nin “Durun, gelmeyin” diye bağırmasına karşılık, “Apocular geldi, hepinizi öldüreceğiz” şeklinde yanıt verildiği, 25-30 atım ateş edildiği ileri sürüldü. Tim'in “meşru müdafaa kapsamında havaya ateş ettiği” savunulan raporda, “Terörist grubun ateş etmesi üzerine üçüncü jandarma komando timi personeli meşru müdafaa kapsamında havaya ateş ettikten sonra tekrar ‘Yaklaşmayın uzaklaşın’ şeklinde uyarıda bulunmuştur. Tim personeli tekrar havaya ateş ederek, saldırgan gruba atış yapmamıştır. Yaptığı atışlarda kesinlikle nişan almadığı, bununla beraber 20-25 kişilik saldırgan grup yanlarında getirmiş oldukları molotof bombaları, çivi ile desteklenmiş EYP’ler, havai fişeklerle 10-15 metre mesafeden öldürmek amaçlı olarak doğrudan mevzilere saldırıda bulundukları, beton çivilerinin ağaçlara saplandığı, bir mevzide yangın çıktığı, bir sırt çantasının parçalandığı” savunuldu.
Jandarma: Birbirlerini vurdular
Bu arada, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ölü muayene ve otopsi tutanağında Ramazan Baran’ın sırtından ve kuyruk sokumunun üstünden iki ayrı kurşunla vurulduğu, Baki Akdemir’in ise kasıktan ve sağ uyluktan kurşun yarası aldığı saptandı. Savcılıkta ifadeleri alınan Tim Komutanı E.Ç., “Ramazan Baran’ın arkadan gelen silahla vurulmuş olabileceğini düşünüyorum. Beni ve emrimdeki askerler kesinlikle hedef gözeterek ateş etmedik. Kendimizi korumak maksatlı havaya ateş ettik” dedi. Tim Komutanı A.Ç. de “Karşıdan gelen uzun namlulu silah atışını susturmak için havaya doğru G-3 tüfeği ile yaklaşık 50-55 el ateş ettim. Göstericileri hedef almadım” dedi. 1. Unsur Komutanı C.K. de “Bana ait G-3 tüfeğiyle yaklaşık 30 el havaya ateş açtım. Kesinlikle herhangi bir hedef almadım” diye savunma yaptı.
Diyarbakır İHD yöneticilerinden Avukat Rehşan Bataray Saman, soruşturmada birçok incelemenin henüz sonuçlanmadığını vurgularken, “Ramazan Baran’ın sırtından öldürücü nitelikte iki ateşli silah mermisi ile vurulması, hedef alınmak sureti ile vurulduğuna işaret ediyor. Buna ilişkin önemli emareler dosyada mevcut. Ancak sonuçlanmasını beklediğimiz inceleme ve araştırmalar sonucunda bazı hususların açığa çıkmasını bekliyoruz. Tabi, Türkiye’de güvenlik güçleri tarafından işlenen suçlarda tavizsiz şekilde uygulanan cezasızlık uygulamaları da bu dosya nezdinde kaygılarımızı arttırıyor” dedi.