MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İmralı canisinin mesajlarının okunduğu ihanet meydanında, bir tek Türk bayrağının dahi olmaması Başbakan ve hükümetinin hangi kirli ve alçak amaçlar için faaliyet gösterdiğini, kimlerle uygun adımlar eşliğinde yürüdüğünü açıkça ve bir kez daha resmetmiştir. İnkâr edilemez bir gerçektir ki, AKP teröre kucak açmış, terörist başına cesaret ve cüret aşılamıştır" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin düzenlenecek açık hava toplantıları öncesinde uyulması gereken kurallarla ilgili teşkilatlarına bir genel gönderdi.
Bahçeli gönderdiği genelgede ilk olarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, "Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan 90 yıl sonra bölünmeyi putlaştırmış, bölücülüğü kutsamış ve teröristleri özümsemiş bir iktidar kofluğuyla yüz yüze kalmıştır.
Karşımızdaki vahamet düzeyi yüksek olayların hızı, hacmi, hareketi ve hedefleri tahammülleri bitirmiş, sabırları çatlatmış ve öfkeleri alarm verici bir noktaya taşımıştır" dedi. Çözüm süreci için 'ihanet adımları' diyen Bahçeli, sürecin Türkiye'nin bahtını bağlamak, milletin birliğini bozmak üzerine temellendirildiğini belirterek şunları kaydetti:
"Gelişmeler bölücülüğün meşrulaşmasına hizmet etmekte, terörün masumiyet kisvesine bürünerek amaçlarına ulaşmasını çabuklaştırmaktadır. Başbakan Erdoğan İmralı canisiyle Türk milletinin tüm değerlerini pazarlık konusu yapmaktadır.
Türk devletinin ilke ve kuruluş ruhunu fosilleşmiş, köhnemiş ve çürümüş zihniyetiyle heba etmektedir.
AKP, Türkiye'yi sıkıştırmaktadır ve Türk milletini tehditlerle, korku pompalayarak, yalan ve riyayı rehber edinerek esaret altına almaya çalışmaktadır. Aziz milletimiz çözüm rumuzlu felakete çivilenmek ve hapsedilmek istenmektedir.
İmralı canisi, Nevruz Bayramı bahanesiyle, AKP'nin yardım ve yataklığıyla mesajlar vermekte ve sanki siyasal bir aktör gibi Türkiye gündemini meşgul etmektedir. Türk milleti İmralı canisinin vasiliğine ve kanlı niyetlerine tıpkı bir meta gibi devredilmiş durumdadır.
İmralı canisinin örgütüne soluk aldırmak, derleyip toplamak için fırsat ve ara bir istasyon olarak gördüğü çöküş süreci, varlığımızı imha ve inkar noktasına doğru götürmektedir. Başbakan Erdoğan gafilce, benliğini ve millet vekâletini ipotek ettirmiş bir ruh haliyle, İmralı canisinin sözlerini olumlu karşılamış, hatta alkışlamış ve adeta yabancı ülkelerden hürmetle selamlamaktan geri durmamıştır.
İmralı canisinin, bağımsız Kürdistan'ın sözde kuzey ayağını zımnen tescilleyen, milleti bölen ve yok sayan sözleri Başbakan'da umut uyandırmış ve heveslenmesine yol açmıştır. Görülmektedir ki, İmralı canisiyle Başbakan aynı ihanet kabından içen ve bölünme kampanyasına eşbaşkanlık yapan bir sefilliğin içine yuvarlanmıştır. Başbakan'ın tek millet sözleri yalandan, tek bayrak ifadeleri aldatmadan, tek devlet beyanları retorikten ibaret olduğu kesin ve keskin bir biçimde anlaşılmıştır."
'Bursa'da kurtuluş mitingi'
Bahçeli açıklamasında dün Diyarbakır'da kutlana Nevruz'da Türk bayrağı olmamasına dikkat çekerek, "İmralı canisinin mesajlarının okunduğu ihanet meydanında, bir tek Türk bayrağının dahi olmaması Başbakan ve hükümetinin hangi kirli ve alçak amaçlar için faaliyet gösterdiğini, kimlerle uygun adımlar eşliğinde yürüdüğünü açıkça ve bir kez daha resmetmiştir. İnkâr edilemez bir gerçektir ki, AKP teröre kucak açmış, terörist başına cesaret ve cüret aşılamıştır" diyerek şöyle devam etti:
"Başbakan ve İmralı canisi, Türkiye'nin dağılması ve Kürdistan'ın inşa edilmesi konusunda kararnamesiz memur tayin edilmişlerdir.
Bu ortam içinde, Türk milletine akla ve hayale sığmaz kumpaslar, tuzaklar kurulmakta, çözüm kabından zemzem niyetine zehir içirilmektedir. Geçtiğimiz günlerde, başta AKP Genel Merkezi olmak üzere, değişik yerlere yapılan ve sipariş üzerine olduğu aslında tümüyle sabit olan terörist saldırılar bile istismar edilmiş ve sözde çözüm süreci için paravan işlevi görmüştür. Elbette Milliyetçi Hareket Partisi her türlü terör eylemini şiddetle reddetmekte ve kınamaktadır. Ancak Başbakan ve hükümetinin, mal bulmuş mağribi davranarak mütecaviz terör eylemlerinden nemalanma arayışı, çözüme karşı bir hareket olarak tevil etme kurnazlığı nasıl bir açmaz ve çaresizliğin içine düştüklerini göstermesi bakımından oldukça anlamlıdır. Bundan sonra terör örgütleri, müzakereci AKP'den rezil taleplerini almak için bombalı, silahlı saldırılarını yoğunlaştırabileceklerdir. Terörün karşısında pes etmiş, geri adım atmış, boyun bükmüş pespaye hükümet etme anlayışı, farklı örgütlerin kanlı saldırılarıyla bir başka pazarlık kanalı açmaya zorlanacak ve sonunda tıpkı PKK'da olduğu gibi teslim bayraklarını çekmek durumunda kalacaktır. Türkiye'nin bu hassas ve tehlikeli döneminde, Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin düşmeyen tek siperi, taviz vermeyen tek gücü ve mücadeleden çekinmeyen tek umudu haline gelmiştir. Bu kapsamda partimiz, Türkiye'nin dokuz bölgesinde, 'Milli Değerleri Koru ve Yaşat' adı altında ve ilk kez konulu açık hava toplantıları düzenleyerek aziz milletimizle buluşacak ve ihanete karşı milli varlığın sözcüsü ve nefesi olduğunu gösterecektir. Ve bunlardan ilkini de 23 Mart 2013 tarihinde Bursa'da, 'Kuruluş Mitingi' adıyla büyük bir coşku içinde gerçekleştirecektir."
'MHP mitingleri'
İzmir'de "Bayrak Mitingi"
Adana'da "Vatan Mitingi"
Erzurum'da "Birlik Mitingi"
Konya'da "Türkçe Mitingi"
Elazığ'da "Kardeşlik Mitingi"
İstanbul'da "Demokrasi Mitingi"
Samsun'da "Kurtuluş Mitingi"
Ankara'da "Türkiye Mitingi"