Sağlık

Korkular kalıtsal olabilir

Çocuklarda daha çok 4 ila 12 yaşlarında nöbet biçiminde görülen "gece korkularının" kalıtsal olabileceği bildirildi.

04 Aralık 2008 02:00
Çocuklarda daha çok 4 ila 12 yaşlarında nöbet biçiminde görülen "gece korkularının" (pavor nocturna) kalıtsal olabileceği bildirildi. 

Stres çocuklarda daha olumsuz etkiler bırakıyor

Şiddet görüntüleri çocukları olumsuz etkiliyor

Kanada'nın Montreal kentindeki Uyku Bozuklukları Merkezi’nden bir ekibin yaptığı araştırma, "gece korkularının" yüzde 40'ının soya çekimle açıklanabileceğini ortaya koydu.

En büyüğü 30 aylık 390 tek ve çift yumurta ikizleri üzerinde yapılan araştırma, tek yumurta ikizlerinden biri böyle bir sorun yaşadığında diğerinde bu bozukluğun görülme ihtimalinin yaklaşık yüzde 68 olduğu görüldü. Çift yumurta ikizlerindeyse bu riskin yüzde 24'e düştüğü belirlendi.

Araştırmacılar, ebeveynleri bu davranış bozukluğuna sahip çocuklarda "gece korkularının" görülme riskinin daha fazla olduğu sonucuna vardı.

Önceki araştırmaların da kalıtsal etkenlerin, uyurgezerlik ya da uykuda konuşma vakaları gibi bazı uyku bozukluklarının nedeni olabileceğini gösterdiğini belirten araştırmacılar, ateş, uyumadan hemen önce yemek yemek, idrar torbasının dolu olması ya da ailede stresli bir olayın yaşanması gibi başka etkenlerin de "gece korkularına" yol açabileceğini vurguladılar.

Tüm durumlarda gece korkularının (sık ve sürekli olduğu durumlar hariç) psikolojik veya sosyal sonuçlar doğurmadığına dikkati çeken araştırmacılar, bu bozukluğun yaş ilerledikçe kendiliğinden kaybolabileceğini belirttiler.

Araştırma Pediatrics dergisi ve Fransız Nouvel Observateur gazetesinin internet sitesinde yayımlandı.

Pavor nocturna nedir?

"Gece korkuları" çocuklar uykuya daldıktan 1–2 saat sonra nöbet biçiminde görülen önemli bir bozukluk. "Gece korkuları" olan çocuk panik şekilde çığlık atarak uyanır, terlenir.

Çocuğun yatakta derin soluk alıp verdiği ve kalbinin hızlı çarptığı gözlenir. Bu nöbet 10 dakika içinde kendiliğinden geçer. Bozukluk, genellikle, yaş ilerledikçe kendiliğinden kaybolabiliyor, ancak bazı durumlarda tedavi gerekebiliyor.

(AA)