Ergenekon davasının ikinci iddianamesinin ek klasörlerinde yer alan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’in günlüklerinde dönemin komutanları Aytaç Yalman, Şener Eruygur ve Özden Örnek’in birbirlerine güvenmedikleri ve karşılıklı manevralar yaptıklarına ilişkin bilgiler de yer alıyor.
Bu arada günlükler, sadece Şener Eruygur’da ele geçirilen belgeler arasında değil, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’dan ele geçirilen belgeler arasında da bulunuyor.
Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in, 17 Ağustos 2004 gününe ilişkin notları arasında, Yaşar Büyükanıt’ın Kara Kuvvetleri Komutanı olmasını engellemeye yönelik ilginç bilgiler de var.
Buna göre, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman’ın görev süresi bir yıl daha uzatılarak, Büyükanıt’ın emekliye sevk edilmesinin hedeflendiği anlaşılıyor.
Günlüklerde yer alan 4 Aralık 2004 tarihine ilişkin notlara göre, Yalman, Örnek’le görüşmesinde dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın kendisine anlattıklarını aktarıyor. Buna göre Doğan, Eruygur’un Yaşar Büyükanıt aleyhine çalıştığını bildiriyor. Büyükanıt’ı Kara Kuvvetleri Komutanı yapmamak için uğraştıklarını ama engel olamadıklarını belirterek bundan sonra Genelkurmay Başkanı olmasını önlemeye çalışacaklarını söylüyor.
Günlüğün bu bölümünde ayrıca Yalman, Örnek’e Şener Eruygur’un ikili oynamasından yakınıyor ve hükümete karşı gibi gözükmesine rağmen Kara Kuvvetleri Komutanı olmak üzere girişimde bulunuyor. Bu amaçla dönemin Adalet Bakanı’yla (Cemil Çiçek) yakın ilişki kurduğunu anlatıyor. Günlüklerin ilgili bölümlerinde yazılanlar özetle şöyle:
‘Demek Yaşar için tezgâh kurulmuş’
“Akşamüstü Burak geldi ve beraberce veda etmek için Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na gittik. Burak Cumartesi akşamı vereceğimiz yemeğe katılamayacağı için bugün veda etmek istedi. Kendisi ile konuşurken Burak, Aytaç Paşa’ya “Sizi bu sene uzatmak istediklerine dair bir dedikodu var ne diyorsunuz” dedi. Ben bizim oğlan yine yumurtlamaya başladı derken Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman sen nereden duydun diye Burak’a sormaz mı? Sonra ilave etti. Aman bu konu çok hassas kimse duymasın dedi.
Olayın doğru olduğunu orada öğrendim. Demek gerçekten Yaşar’ı emekli edebilmek için bir tezgâh kurulmuş ve Aytaç Paşa’yı bir yıl daha uzatacaklar ve Yaşar’da otomatik olarak emekli olacaktı. Bunu kim yapabilir. Genelkurmay Başkanı böyle bir düzenlemeyi kabul etmiş olabilir mi? O kabul etmeden böyle bir şey olamazdı. Eğer o da kabul ettiyse zaten bizim işimiz bitti sayılırdı. Her neyse Burak’a elli bin kez tembih ettik aman kimse duymasın, bu konuyu hiç konuşma hele Yaşar hiç duymasın diye defalarca söyledik. Bu benim için büyük bir sürpriz olmuştu.”
‘En büyük yanlış emekli paşaları bir yere toplamaktı’
“Aytaç Paşa’yı görmeye gittim. Ankara’ya geliş maksadı İstanbul’da yapılacak olan sınıf arkadaşlarının toplantısından kaçmak olduğunu öğrendim. Şener onun aleyhinde bütün sınıf arkadaşlarına dedikodu yapmış. Sadece Şener değil Tuncer Kılınç ve Çetin Doğan da bu dedikodunun yayılmasına neden olmuşlar. Bu nedenle onların yanında kalmamak için kaçmış. Bana ‘Neler oluyor, benimle ilgili dedikodu var mı’ dedi. Ben de kendisine son söylediğimden bu yana bir gelişme olmadığını ve bu konuyu uzatmamasını söyledim. Ama kendisi çok alınmıştı ve kolay kolay unutacağa benzemiyordu.
Şener’in Yaşar’ın aleyhinde yaptıklarını olayları açıklamadan anlattı. ‘Yaşar’ı Kara Kuvvetleri Komutanı yapmamak için uğraştılar ama mani olamadılar, şimdi de Genelkurmay Başkanı olmasını önlemeye çalışıyorlar, belki de önleyecekler’ dedi. Bu arada Şener’in nasıl ikili oyun oynadığını, hükümete karşı gibi gözükerek nasıl bazıları ile iyi geçindiğini ve onların desteğini alarak Kara Kuvvetleri Komutanı olmak üzere teşebbüse geçtiğini, Adalet Bakanı ile nasıl yakın ilişki kurduğunu anlattı. Geldiğinden beri Genelkurmay Başkanı’nı aramamış ve aramaya da niyeti yoktu.
Sedat Peker davasından dolayı ona çok kırgındı; konuşmalarımız sırasında bana Fenerbahçe’de bulunan emekli Or’ların Kasımpaşa’nın belediyeye devredilmesi konusunda dedikodu yaptıklarını anlattı. Nasıl ve niye verilirmiş orası çok kıymetliymiş gibi. Haber Salim paşa’nın söylediklerini gerçekliyor. Bu adamların bir işin doğrusunu öğrenmektense dedikodu yapmayı tercih ediyorlar dedim ve Kasımpaşa projesinin ne olduğunu anlattım. Ben anlattıkça o da başını sallayarak tasdik etti. “Bunların hiçbirini bilmiyorlar” dedi, ben de onlara anlatmaya mecbur değilim dedim. Herhalde TSK’da yapılan en büyük yanlışlıklardan biri emekli orgeneralleri koruma lojmanları adı altında bir yere toplamak oldu.”