Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) öncülüğünde düzenlenen "Türkiye Adaletini Arıyor" mitinglerinin ikincisi İzmir'de yapıldı. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal ve İzmir Baro Başkanı Aydın Öcan'ın da aralarında bulunduğu binlerce avukatın katıldığı miting, İzmir Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk konmasıyla başladı. Miting sırasında, meydana girişlerde arama yapmak isteyen polislerle eyleme katılan avukatlar arasında kısa süreli bir gerilim yaşandı.
Gündoğdu Meydanı'ndaki miting, İzmir Avukatlar Orkestrası Grup Değişik İş konseriyle başladı. Çağlayan Adliyesi'ndenki saldırıda hayatını kaybeden Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı da sahneden anan grubun ardından, farklı illerden gelen baro başkanları sahneye çıktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la polemik yaşayan Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, sahneye "Ey Baro Başkanı" anonsuyla çağrıldı.
'Yetkililer cinayeti aydınlatacaklarına
yeni hedef buldu'
Mitingin açılış konuşmasını, İzmir Baro Başkanı Aydın Özcan yaptı. Özcan, "İç güvenlik yasası, yasalaşırsa ülkede hukuk kalmaz dedik. Yasayı geri çekin dedik ama dinletemedik. Bütün baro başkanı arkadaşlarımız, hangi siyasi görüşte olursa olsun hepsi bildiriyle imza attı. Siyasileri uyardık ama gelin görün ki kendimizi dinletemedik. Bildiklerini okudular. 31 Mart'ta Türkiye karanlığa büründü. Çağlayan üzücü olaya sahne oldu. Cumhuriyet Savcımız, önce rehin alındı, sonra katledildi. Büyük üzüntü çektik. Yetkililer bu cinayeti aydınlatacaklarına yeni bir hedef buldular o da avukatlar, hukukçular oldu. Biz bunu asla kabul etmiyoruz ve onun için bu meydanlardayız. Bizler savunmanın örgütlü güçleri olarak hukukçuları olarak bu hukuksuzluğa asla meydan vermeyeceğiz. İzin vermeyeceğiz. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Yılmayacağız. Bizim bağımsızlığımıza Hasan Tahsin önderlik etti. İzmir'deki Mustafa Kemal ruhu hiçbirir zaman pes etmez. Mustafa Kemal'in ruhuyla sokaklarda olacağız" dedi.
'Sandık sadece siyasi hesap yeridir. Hırsızlıkta sadece hukukta hesap sorulur'
Özcan'ın ardından ise kürsüye İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal çıktı. "Türkiye anayasası askıya alınmış durumda. Hukuk bekleme odasına alınmış durumda. Hukukla oyuncakla oynar gibi oynuyorlar. Siz sandıktan çıktıktan sonra siz millet değilsiniz, milletin üstünde, anayasanın, hukukun üstünde değilsiniz. Bir ülke düşünün ki İçişleri Bakanı 'anayasayı tanımıyorum' diyebiliyor. Ben de diyorum ki yakında biz sana tanımadığın o anayasayı, TCK'yı tanıtmasını biliriz" diyen Kocasakal, Türkiye'nin artık hukuk devleti olmadığını söyledi. Kocasakal, "Bugün Türkiye bırakın hukuk devleti olmayı, onun daha gerisindeki kanun devleti olmaktan da çıkmış durumda. Bir kişi var kendini her şeyin üstünde görüyor. Anayasanın 6'ncı maddesi 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyor. Meclis'indir demiyor. Meclis'indir demek başka, milletindir demek başka. Hırsızlıklar hukuksuzlukların, yolsuzlukların hesabı sandıktan sorulmaz. Sandık sadece siyasi hesap yeridir. Hırsızlıkta sadece hukukta hesap sorulur" ifadelerini kullandı.
Çağlayan Aliyesi'nde yaşananlara da değinen Kocasakal, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Üzücü olay yaşadık. Ben de meslektaşımızı, bir görev şehidimizi savcımızı rahmetle minnetle saygıyla anıyorum. Ona yapılan saldırı bize de yapılmış demektir. Biz nasıl ki bir hakime savcıya saldırıyı, saygısızlığı kendimize yapılmış sayıyorsak hiç kuşku yok ki hakim ve savcılar da, avukata yapılan saldırıyı kendisine yapılmış kabul eder. Kabul etmesi gerekir. Çünkü hepimiz yargı görevi yaparız. Kol kola bu ülkeye adaleti getirmemiz gerekiyor. Siyasi iktidar bu olaydaki kendi sorumluluğunu cüppenin altına saklamaya çalışıyor. Bu sorumluğu örtebilecek büyüklükte bir cüppe yok. 'Sen teröristlerle ne konuştun?', Ey Cumhurbaşkanı benim orada ne konuştuğumu, etrafımda o sırada bulunan emniyet güçlerince biliniyor. Peki sen Oslo'dan bu yana terör örgütüyle, terör örgütünün başıyla ne konuştun? Sen, teröristlerle bu ülkenin bölünmesini mi, konuştun? Halen de onu mu konuşuyorsun? Bana kim saldırırsa hak ettiği cevabı alacak ve almaya devam edecektir. Hukukun onurunu avukatlar ve barolar ayakta tutuyor. Bu cüppe çok şerefli, bu cüppenin düğmesi yok. Kimsenin önünde iliklenmez. Cebi yok kimse cebine bir şey koyamaz. Dev kasalarımız yok. Hukuka saygımız var. 'Çıkar cüppeni gel' diyen var ya ben isteğim zaman şerefli cüppeyi çıkarır karşına gelirim. Kaçacak delik ararsın. Ama sen istesen de bu şerefli cüppeyi hiçbir zaman giyemeyeceksin. Cüppe giyenler ülke sorunlarıyla ilgili bir şeyler sorabilirler. Hedef saptırmalarınız hedef göstermeleriniz üstü kapalı tehditleriniz bizleri mücadelemizden alıkoyamaz."
Son konuşmayı Feyzioğlu yaptı
"Türkiye Adaletini Arıyor" mitinginin son konuşmasu, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu tarafından gerçekleştirildi. Bütün bir ülkenin de avukatlarla birlikte adalet aradığını söyleyen Feyzioğlu, "Biz 77 milyonuz. Refahta mutlulukta, hukuki güvenlikte, birlemiş 77 milyonuz. Bu böyle biline. Biz ne arıyoruz? Adalet arıyoruz. Niçin arıyoruz? Biz olmak için, tek yumruk olmak için. Tıpkı Samsun'dan İzmir'e yürüyüşümüz gibi. Biz Mustafa Kemal Atatürk'ün evlatlarıyız. Onun milletiyiz. Sahıslarla, kurumlarla kavgamız yok. Popülizim peşinde de değiliz" dedi.
Savcı ve hakimlerin devlet görevlisi olduğuna ancak vatandaşların temsiliyetinin avukatlarda olduğuna değinen Feyzioğlu, konuşmasına şekilde devam etti:
"Ortak bir geçmişten gelen, geleceği birlikte kucaklama arzusunda olan bir büyük milletini nesilleriyiz. Devletin savcısı hakimi vardır. Vatandaşın avukatı. Biz avukatlar vatandaşı temsil ederiz. Biz halkını içindeyiz. Halkın avukatıyız. Halktan başka arkamızda hiçbir güç yok. Sadece sizin dualarınız bizi korur. O yüzden karşımızda o varmış, bu varmış, o şu lafı etmiş, bu lafı etmiş doğru yaptığımızdan eminsek, arkamızda siz varsanız. Hiç önemli değil. Herkesin dünya görüşlerinde farklılıklar olabilir. Ama bizim konumuz Türk milletidir. Bu millete etnik kökeni dine, cinsiyete göre tanımlanmaz. Farklılığı yoktur. Bu milletin her ferdi gurur ve güven duyun. Hedefimiz, gururlu bir geçmişten, aydınlık bir geleceğe omuz omuza yürümektir.
'Bir baskı ve karanlık dönemin
Türkiye'de artık sonuna gelmiştir'
"Tünelin ucu görünmüştür. Hiçbir faşist rejim sonuna kadar yaşayamaz. En sonunda özgürlük her zamana kazanır ve yine kazanacaktır. Buradan müjdeliyorum. Bir baskı ve karanlık dönemin Türkiye'de artık sonuna gelmiştir. Artık bu halk sadece kendine güvenmeye öğrendiği için karanlık bir dönemin sonuna geldi diyorum. Biz geldik, omuz omuza sonuna geldik. Türkiye uyumuyor, biz uyumuyoruz dimdik ayaktayız. Bu yola çıktığımızda bizler sanıyorduk ki yalnızdık. Biz aslında kendini yalnız sanan milyonlarmışız. Gördük ki hiç de yalnız değiliz, en büyük kuvvetiz. Yeter ki bunun farkına varalım. Hak için adalet için demokrasi için evlatlarımızın parlak bir geleceğe sahip olması için mücadele günüdür. Bu cüppe bizim namusumuzdur yeri gelir kefenimiz olur. İki borcumuz var biri millete. Bir de Allaha can borcumuz var. Onu da günü gelir verir gideriz. Onun dışında da hiç kimseye eyvallahımız yok. Topuyla tüfeğiyle medyasıyla üzerimize gelsinler hiç umurumuzda değil. Sizin dualarınızla Allaha emanet olun" dedi.