Ekonomi

Kızılot: Vergi affında düzenlemeye ihtiyaç var

Şükrü Kızılot: Vergisini ‘ödemeyenin kazandığı’ bu sistemden bir an önceden vazgeçilmesi gerekiyor

05 Haziran 2014 18:35

Hürriyet yazarı Şükrü Kızılot, TBMM’ye sunulan vergi affı düzenlemesinde eksiklikler bulunduğunu söyledi. Kızılot, vergisini düzenli ödeyenler ile vergi affından yararlanmayı alışkanlık haline getirenlerin belirlenmesi gerektiğini de vurguladı.

Şükrü Kızılot’un Hürriyet’te “Ödemeyen kazanıyor” başlığıyla yayımlanan (5 Haziran 2014) yazısı şöyle:

 

'Ödemeyen kazanıyor!'

 

Vergi ve sigorta primlerini düzenli yatıranlar isyan ediyor.

Önceki affın 18 aylık son taksiti bittikten tam 3 ay sonra yenisi çıkıyor. Vergisini ‘ödemeyenin kazandığı’ bu sistemden bir an önceden vazgeçilmesi gerekiyor.

“Böyle bir kazanç olur mu?” demeyin.

Türkiye’de oluyor!

Her af yasası çıktığında, “Bu son, bir daha çıkmayacak” deniliyor. Ardından, önceki affın son taksiti bitiyor ve iki-üç ay sonra, yenisi çıkıyor. Son vergi affının 18’inci taksiti Mart ayında ödendi.

İki ay geçti, “yeni bir af” için hazırlıklara başlandı..

Bu ay içinde o da yasalaşır.

Daha sonraki affın tarihini de tahmin edebilirsiniz!

 

Alışkanlık haline geldi

 

Vergisini ve sigorta primlerini düzenli ve tam olarak ödeyenler, ödemeyenlere getirilen affa büyük tepki gösteriyorlar.

Dün bir okuyucumuzun yazdıkları ilginçti. Birlikte okuyalım:

“Ben vergimi ve çalışanların sigorta primlerini düzenli ödeyen biriyim. Gerektiğinde, bankadan kredi kullanır, ödemelerimi zamanında yaparım. Bitişik komşum ise tam tersi. Parası olduğu halde ödemez. Gider arsa alır, lüks araba alır. Bana da ‘Niye ödüyorsun? Nasıl olsa af çıkıyor. Bak ben bir arsa aldım, üç kat değer kazandı. Yarın af çıkar, borcumun bir kısmını silerler. Kalanına da 36 ay vade yaparlar’ diye, güya akıl veriyor.

Şimdi, adam yine haklı çıktı. Daha ötesi bana bir de ‘Sen enayi gibi vergini sigortanı düzenli ödedin de ne oldu?’ demez mi?

Gittim aynaya baktım ve ‘Ben enayi miyim?’ diye düşündüm. Galiba komşum haklı!..”

Okuyucumuzun yazdıkları çok şeyi özetliyor.

İki grup mükellef var.

1. Gerçekten zor durumda olan ve borcunu ödeyebilmesi için bir kolaylık sağlanırsa, işini sürdürebilecek, yanında işçi çalıştırmaya devam edebilecek olanlar: Bunlara ödeme kolaylığı getirilmesi ve ayakta durmalarının sağlanması doğru bir olay.

2. Vergi ve sigorta primi borçlarını ödememeyi alışkanlık haline getiren ve ödeyenlere de “enayi” gözüyle bakanlar: Bunların kim olduğunu dosyalarından tespit etmek kolay. Bakarsınız dosyasına..

Adam 5 ya da 6 ayrı aftan yararlanmış. Biriktirip biriktirip, borcunu afla ödemiş. İşte bunları ayırmak ve indirimi daha düşük tutmak, kolaylıklardan asgari ölçüde yararlandırmak gerekir. Vergi Usul Kanunu’nun 376’ıncı maddesinde, “Vergi ziyaı cezasında 1/2’lik indirim bir kez” uygulanıyor. Daha sonraki cezalarda 1/3 indirim yapılıyor. Benzeri bir düzenleme, “borcunu ödememeyi alışkanlık haline getirenler” için yapılmalı.

 

Teklifteki ciddi eksiklikler

 

Yasa teklifinin gerekçesinde, “borçluların kamu ile olan mali ilişkisinin belli bir plan dahilinde çözümlenmesi suretiyle, faaliyetlerine devam etmelerinin amaçlandığı” belirtildikten sonra, yatırım ortamını iyileştirmek, özel sektörün kamuya borcunu azaltmak amaçlandığı yer alıyor.

1. İnceleme, Uzlaşma Aşaması ve İhtilaflı Vergiler:

Daha önceki yasalarda yer alan bu düzenlemelerin, teklifte açıkça yer almayışı ama yargıdaki davalardan söz eden çelişkili ifadeler dikkati çekiyor.

Yargıdaki ihtilafların yüzde 80’inin mükellef lehine olduğu da göz önüne alınarak, gerekçeye de uygun olacak net ve kapsamlı bir düzenlemeye, tasarıda yer verilebilir

2. Stok, Stoksuzluk ve Demirbaş Affı:

Yasa teklifinde kasadaki hayali paralara ve ortakların şirkete borçlarına, “yüzde 3 vergi” karşılığı af getirilirken; stok, stoksuzluk ve demirbaş affına yer verilmeyişi çelişki arz ediyor.

3. Matrah Artırımı:

2013-2009 yıllarına ilişkin gelir, kurumlar, KDV ve stopaj yönünden matrah artırımının da tasarıda yer alması, sayısı 10 bine çıkartılan denetim elemanlarıyla yapılacak denetimler öncesi, diğerleriyle birlikte “barış çubuğu” olabilir.

Emlak vergisi gibi 23 milyonu ilgilendiren vergi ile ilgili düzenlemenin, teklifte açık ve net belirtilmesi gerekiyor.