Gündem

Kılıçdaroğlu: MİT yasasıyla devleti illegal bir çeteye teslim ediyoruz

Kılıçdaroğlu, hazırlanan yasa teklifinin hukuk devleti ilkelerine aykırı olabileceğini söyledi.

16 Şubat 2012 14:42

T24 - CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MİT görevlilerinin ifadeye çağrılmasının ardından hazırlanan tasarının devleti illegal çeteye teslim edeceğini söyledi.
 
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu NTV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç'ın sorularını yanıtladı.

MİT mensuplarının ifadeye çağrılmasının ardından yaşanan süreçle ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, hazırlanan yasa teklifinin hukuk devleti ilkelerine aykırı olabileceğini söyledi.

Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

"Kişiye özel düzenleme olmaz. CHP olarak 'Şu savcı niye görevini yapmadı' diye bir eleştiri getirmedik. Savcılar bilgisine başvurmak istedi, hükümet apar topar bir yasa çıkarmaya çalıştı. MİT mensuplarıyla ilgili bir düzenleme var. Burada Başbakan’ın özel olarak görevlendirilen kişiler var. Kim bunlar, bilmiyoruz. 2005 Telekominasyon İletişim Başkanlığı’yla (TİB) ilgili yasa gelmişti. TİB’in denetlenmesi öngörülüyordu. Buna Anayasa Mahmesi'ne götürdük, oy birliğiyle yasaya aykırı olduğuna karar verildi. Aynı ifade bu yasada da getiriliyor. Getirilen sınırlama çok tehlikeli bir sınırlama, hangi konularda sorgulanamayacak? Suç işlemek, düşmanla işbirliği yapmak, cumhurbaşkanına suikast yapmak, suç örgütü kurmaktan yargılanamayacaklar. Bu olmaz. Cumhurbaşkanı’nın dokunulmazlığının bile istisnası var. Yeni teklif, hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Kimseye böyle bir yetki verilemez, bu diktatörlüklerde olur. Şimdi geldiğimiz noktada devleti resmen illegal bir çeteye teslim ediyoruz. Tasarı yasalaşırsa Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz."

Kılıçdaroğlu, "Yargı, MİT ve emniyet arasında bir çatışmanın varlığından söz ediliyor. Bu tartışmalar arasında cemaatte gündeme geliyor. Sizce bir kavga var mı, varsa kimler arasında?" soruşunaşu yanıtı verdi:

"Gazeteler yazıyor ama elimizde somut veri yok. Bir bakan 'Suça başlamadan törör örgütüne sızılamaz' diyor. Böyle bir anlayış olabilir mi? Bu, gayrımeşru devleti meşrulaştırmak için çabalamaktır. Böyle devam ederse kimse Türkiye’yi hukuk devleti saymaz.

Biz kişi makam ve unvanlarla ilgili değiliz. Demokrasi ve hukuk devleti bağlamında bakarız. Belli kişiler başbakan tarafından özel görevlendiliyor, bunlar MİT mensubu değil. Bilgi alınmak istendi hükümet paniğe kapıldı. O arkadaşlar gider savcıya açıklama yapardı. Olaylara şu cemaat, şu MİT Müsteşarı diye bakmıyoruz. Biz kim olursa olsun, tüm yurtaşların belli güvencelerinin olmasını isteyen bir partiyiz. 'Şu benden, bu benden değil' diye bir ayrım yapar, devlet kurumlarını da bu şekilde ayırsanız devlette bölünme olur.

Özel yetkili mahkemeler eski sıkıyönetim mahkemeleridir. Bu mahkemeler DGM oldu, daha sonra adı değişip özel yetkili mahkeme oldu. Bunlar operasyon mahkemeleridir, talimatla görev yapıyorlar. Yargının bağımsız olması, güçler ilkesinin tam oturması açısından çok önemlidir. Herkes yargının bağımsız olmadığını kabul ediyor.

Özel yetkili mahkemelerin sağlıklı çalışmadığını bilmeyen mi var. İddianemeler çarşaf çarşaf yayınlandı, savunmalar haber bile olmuyor.

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasıyla ilgili olarak ise şu ifadeleri kullandı: "Bu ülkede yetişmiş deneyimli bir devlet adamı. Kendisini ordu komutanı yapan bu hükümet, dönüp dolaşıyor 'sen terör örgütünün başısın' diye içeri atıyor. Şu soruyu kendimize soralım; PKK Doğu'da gider bir evi basar 'yiyecek verin' der. Öldürülmemek için yiyecek verir. 'Terör örgütüne yardım ve yataklık yaptı' diye içeri alınırlar. Başbuğ, 'Terör örgütünü Kara Kuvvetleri Komutanı'yken kurdu' deniyor. Peki yardım ve yataklık yapanlar yargılanmayacak mı? İstediğimiz şu; biz kimse yargılanmasın demedik. Ben suçsuzsam, aklandım deme özgürlüğüm olmalı. O yargının verdiği karar kamu vicdanında kabul görmeli."

Türkiye'de işlerin iyiye gitmediği gerçeği var. Türkiye iyi yönetilmiyor. Herkes neredeyse terörist. Herkese o gözle bakılıyor. Çin'den sonra en çok gazeteci bizde hapishanede. Basılmamış kitabın yasaklandığı düzene siz hukuk düzeni diyebilir misiniz? İnsanlar hasta, siz bunları tedavi etmiyorsunuz. Kuddusi Okkır'ı hatırlarsınız. Terör örgütünün kasası olarak suçlandı."

Kemal Kılıçdaroğlu, yapacakları kurultayı "demokrasi şöleni"ne benzetti. Partideki kırıcı tartışmaları sona erdirecek adımlar atacağını söyledi.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Eğer tüzük değişikliğini örgütün istediği şekilde daha demokratik yapı için yapıyorsak bu CHP'yi yıpratmaz. Değişikliğin temelinde bu yatıyor. Tüzük komisyonu kurmak için temsilcileri davet ettik. Ben buna bir demokrasi şöleni diyorum. Bir başka kurultay da yine tüzük kurultayı. CHP'nin içinde tartışmaların parti içinde sorun varmış gibi yantısıltılması çok doğru değil. Kurultay aslında demokrasinin gereği. Bu ayıp bir şey değil. Siz delegeye başvuruyorsunuz. Taban da karar veriyor. Bunu herkesin saygıyla karşılaması lazım. CHP'de öteden beri tartışmalar olur, bunun demokrasilerde sağlığın işareti olarak algılanması gerekir. İki şeyi ayırmak lazım. Tartışma her zaman sağlıklıdır. Bu yönetime dolaylı da olsa katkıdır. Ama kırıcı, kısır tartışmalar olursa bunlar doğru değil. Bunlara izin vermeyeceğim ama bir süre sonra şimdi değil."

Eski başkan Deniz Baykal'ın tüzük konusundaki görüşlerinin kendileri için önemli olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Hazırlanan ilk taslağı internet sitesine koyduk, örgüt tartıştı. 81 ilden gelen temsilcilerle olgunlaştırıldı. Cuma günü Parti Meclisi'nde tartışılacak. Cumartesi onlarla toplantı yapacağız. Daha sonra tüzük komisyonu bu çalışmaları değerlendirecek. Baykal'ın da görüşleri bizim için önemli. Henüz gelmedi, ondan da öneriler gelecektir" dedi.

 

Sav'a hak verdi


Eski Genel Sekreter Önder Sav'ın "CHP Kemal Kılıçdaroğlu'na kalmaz" sözünün çok doğuru olduğunu ifade etti.

Kılıçdaroğlu, "Hiçbir makam hiçbir kişiye kalıcı değildir. Mustafa Kemal partiyi kurdu. Çok sayıda genel başkanlar geldi, gitti. Şu anda genel başkan benim. CHP sadece Türkiye'nin değil, dünyanın sayılı köklü partilerinden biridir. CHP büyük dönüşümlere imza atan partidir" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Sav'ın "17 üye CHP'de değildi" şeklindeki iddasının hatırlatılması üzerine, "Ben de sizden duyuyorum. Bugün gazetede de bir haber var. Partiye yeni gelmek isteyenler ama parti üyesi olmayanlar var. Ben parti üyesi olmadan bilim platformunda çalıştım. Sosyal anlayışı kabul eden herkesi bağrımıza basarız" dedi.

Mecut tüzüğün partidekileri mutlu etmediğini söyleyen Kılıçdaoğlu "Var olan tüzük kimseyi mutlu etmedi. Bu tüzük CHP'nin kaldırabileceği türden bir tüzük değil" dedi.

Kılıçdaroğlu, üç dönem üst üste vekilliğin kabul edilebilir olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Kurultay böyle bir öneriyi kabul ederse niye olmasın..." dedi.


'Oylarımız artmadı ama azalmadı da'


Kılıçdaroğlu, seçimden sonra oylarının artmadığını ancak azalmadığını ifade etti.

Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Anketlerden yararlanmaya çalışıyoruz. Bize ulaşan bilgilere göre belirgin bir artış yok ama gerileme de yok. Neden oyumuzu artıramadık, onun sorgulamasını yapmalıyız. Daha fazla çalışmamız, daha fazla halka gitmemiz gerekiyor. Van depreminden sonra o bölgeye en fazla CHP gitti. Suriye'de yanan dramın sınır kentlerindeki sorunlar nedir, rapor hazırlayanlar CHP'lilerdir. CHP gelirse şu sorunları çözer güvenini vermemiz lazım.”


Dersim tartışmaları


Kılıçdaroğlu, Dersim tartışmalarıyla ilgili bir soru üzerine şunları kaydetti: “Devrimler her yerde sancılıdır. Biz geçmişimizle övünüyoruz. Utanç duymadık ki. Biz Türkiye'de üç büyük devrime imza atan bir partiyiz. Yargının bağımsızlığını önce dile getiren partiyiz. Varsa bir şey geçmişimizle hesaplaşırız. Başbakan'a biz çağrı yaptık. ‘Açın, öğrenilsin’ dedik.”


'Böceği oraya koyanlar belli'


Kemal Kılıçdaroğlu, Danıştay’da çıktığı edilen dinleme cihazlarını oraya yerleştirenlerin belli olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, “Evimizde bir önlem almadık. Böcek bulunabilir. AKP'nin iktidar olduğu bir ülkede bunlar normaldir. Kılıçdaroğlu adım adım izleniyorsun dedi. Kim eleştirdi bunu? Nefes alışımı bile izlediğini söylüyor. Bu ülkenin başbakanı söylüyor. Anayasada özel yaşamın gizliliği diye bir kavram var. Danıştay'da böceği koyan belli. İçişleri Bakanı çıktı konuştu. Özel şeyleri telefonla konuşmayın diye. Ne demek bu” dedi.


‘Başbakan'ı uyardım'


Başbakan Erdoğan’la yaptığı telefon konuşmasıyla ilgili bilgiler de veren Kılıçdaroğlu, kendisini “Size hata yaptırmak istiyorlar” dediğini aktardı.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“İnsani boyutla siyasi boyutu ayırmamız lazım. Bir başbakanın görevinden ayrı kalması doğru bir olay değil. Ameliyat sonrası AKP Merkezi'nde ziyaret ettim. Ama siyasi boyutu farklıdır. Başbakan çıkıp bir kişiyi korumak için özel bir yasa getirirse, bunun doğru olmadığını söylüyoruz. Başbakana ‘Size bir hata yaptırmak istiyorlar, bu hatayı yapmayın’ dedim. Niye aynı hatayı yapıyorsunuz? Bir başbakan ısrarla aynı hatayı yapmaya devam ederse, ülkeyi sağlıklı yönetemez. ‘Anayasa Mahkemesi'nin yapısını değiştirdim’, yasayı iptal etmez. Buna güveniyor. Başbakanın danışmanları yanlış bilgi vermemeli. Bu ‘Doğru değil’ demeliler.”


‘AKP’de herkes asker gibi


Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasinin olmadığını söylediği AK Parti’nin kendilerine örnek verilmemesini istedi.

Kılıçdaroğlu, “Güzel bir kurultay olacak. Bütün siyasal partiler bizim tüzüğü örnek alacaklar. AKP'de kimse ses çıkarıyor mu? Bir kişi konuşuyor, herkes asker gibi. Biz öyle olamayız. AKP’de demokrasi yok ki... Bize örnek göstermesinler. Bizim bir parti programımız var. Bunu da değiştireceğiz. Yeni bir programla halkın önüne çıkacağı” dedi.