CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kimi anketlerde yaklaşık yüzde 9'luk oranlarda gözüken kararsız seçmen ve anketörlere cevap vermekten kaçınan 'utangaç seçmen' hakkında "Onların oyu hayır aslında" dedi. "Aslında kararsız veya utangaç seçmen olarak tanımladıklarımız bana göre kararını vermiş ama baskı nedeniyle düşüncelerini rahatlıkla ifade edemeyen kesimler. Onların oyu ‘hayır’ aslında. Bilinen bir gerçek" görüşünü dile getiren Kılıçdaroğlu, yarınki referanduma ilişkin olarak "Sandığa gideceklerdir ve oylarını kullanacaklardır. Çünkü tek adam rejiminin Türkiye için ne kadar büyük riskler oluşturduğunu onlar da gerek aile içinde gerek sosyal çevrelerinde konuşarak tartışıyorlar ve görüyorlar" diye konuştu.
'Hayır'lı Dakikalar: Son dakikalar
Cumhuriyet gazetesinin sorularını cevaplayan Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
- 17 Nisan sabahı sizin ilk işiniz ne olacak, siyasi olarak veya kurucu Meclis’e gitmek, Anıtkabir’e gitmek gibi sembolik bir eylem yapacak mısınız?
Hayır çıkarsa bunu büyük bir soğukkanlılıkla karşılayacağız. Örgütlerimiz de sorumlulukla karşılayacak. Bunu bir partinin zaferi olarak asla görmeyeceğiz. Türkiye’de halkın zaferidir. Hayır oyunu kullanan sadece CHP’liler değil, bütün partilerden vatandaşlarımız Türkiye’nin geleceği açısından hayır oyu kullandılar. Tüm oyları CHP’ye mal etme gibi bir düşünce asla taşımıyoruz.
"Sandıklardan sorumluyuz"
- Sandık güvenliği tartışmaları çok yapılıyor, siz ‘tüm sandıkları tutacağınızı’ söylediniz. Oy güvenliği çalışmasının altyapısı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Daha önce, sandık çevresi sorumlusu diye bir uygulama başlattık ve eğitimini, örgütümüze vermeye başladık. Başında da Mersin milletvekilimiz Aytuğ Atıcı var. Referandum bunun üzerine denk geldi. Şu anda 81 ilde eğitilmiş, sandıklardan sorumlu arkadaşımız var. Dolayısıyla hiçbir vatandaş “sandığa gidersem oyumu çalarlar” endişesine kapılmasın. Sandıkların güvenliğinden CHP olarak biz sorumluyuz ve güvenliği de sağlayacağız.
- CHP ve HDP’li sandık görevlilerinin gözaltına alındığı haberi geldi. Baskı artacak mı?
Sandık sorumlularının gözaltına alınması bir anlamda gözdağı verme amacını taşıyor. Bu bizi yıldıramaz. Eğer bir sandık sorumlumuz gözaltına alınırsa ikinci, üçüncü, beşinci, onuncu yine buluruz ve o arkadaşımız sandıkta görevini yapar.
"Utangaçlar da ‘Hayır’cı"
- Kararsız ve utangaç kesimden söz ediliyor, hâlâ kararını vermemiş seçmene bir mesajınız var mı?
Aslında kararsız veya utangaç seçmen olarak tanımladıklarımız bana göre kararını vermiş ama baskı nedeniyle düşüncelerini rahatlıkla ifade edemeyen kesimler. Onların oyu ‘hayır’ aslında. Bilinen bir gerçek. Sandığa gideceklerdir ve oylarını kullanacaklardır. Çünkü tek adam rejiminin Türkiye için ne kadar büyük riskler oluşturduğunu onlar da gerek aile içinde gerek sosyal çevrelerinde konuşarak tartışıyorlar ve görüyorlar. Ama yoğun baskı nedeniyle düşüncelerini ifade edemiyorlar. O çevrenin bir kısmı sandığa gidip gitmeme konusunda da endişeli. Ama onlara şunu söylemek isteriz; mutlaka sandığa gidin ve oy kullanın. Eğer hayır oyunu gerçekten yüksek oranda çıkartabilirsek, bütün dünyaya önemli demokrasi mesajı vereceğiz ve o vatandaşımızda herhangi bir seçime gittiği zaman baskı ile karşılaşmayacak. Gelecekte daha ağır baskılara karşı bugünden direnmek gerekiyor.
"Millet rüşvete itibar etmez"
- ÖTV, torun maaşı gibi vaatler oluyor. Rüşvet ve oy satın alma gibi bir değerlendirme var. Siz buna katılıyor musunuz?
Bu referandum rüşveti ama millet bu rüşveti yiyecek kadar gözü kapalı değil. Herkes her şeyin farkında aslında. 15 yıldır iktidardalar. Niye vermediler de referandum öncesi veriyorlar. Bu bir korkunun ortaya çıkardığı başka gerçek. Hayır çıkacağını görüyorlar, ‘evet’e dönüştürmek için vatandaşa nasıl bir rüşvet verebiliriz, bunun arayışı içerisindeler. Kendi paralarını değil, vatandaşın ödediği vergiler üzerinden bireysel çıkar sağlama peşinde koşuyorlar. Bunu doğru bulmuyorum ama vatandaşın da bu tür davranışlara itibar edeceğini sanmıyorum.
- 'Kontrollü darbe’ ifadesini çok önce söylemiştiniz ancak iktidar kanadından ilk kez söylenmiş gibi bir tepki doğdu.
Gerçekten üzülüyorum. Bir ülkenin cumhurbaşkanının, başbakanının içine düştüğü durum acınacak bir durum. Oysa bir referandum ve anayasa değişikliği var. Bunun anlatılması gerekir halka. Ama anlatamıyorlar, onlar da yapılan düzenlemenin vatandaşı ikna eden bir düzenleme olmadığını görüyorlar.
- Hayır çıkması durumunda yenilenme olasılığı var mı?
Binali Yıldırım “aksaklıklar varsa düzeltilir” diye ifade etti. Bu mevcut anayasa değişikliklerinde aksaklık olduğunun, yanlışlıklar olduğunun itirafıdır. Sormak gerekiyor aslında bu kadar parayı, zamanı, insanın emeğini neden harcıyorsunuz.