CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın yeni tip Koronavirüs'e karşı takındığı tavrı eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Daha da derinleşen ekonomik ve sosyal buhranla karşı karşıya kalabiliriz" uyarısında bulundu.
Gazetesi Murat Yetkin'in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Gerçekçi, olmak gerekirse ikinci dalgada hem Türkiye hem de dünya daha tutarlı bir mücadeleyi sürdürecektir. Çünkü kısa bir süre önce yaşadığı gerçeklerden edindiği deneyimler, dersler vardır. Doğal olarak Türkiye’de, ikinci dalgada sağlık açısından bir başarı elde edebilir. Ancak ekonomide derin sorunların yaşandığı bir süreçte ekonomik ve sosyal yaşamda maalesef başarıyı yakalama şansı yoktur. Hele hele siyasal iktidar bugünkü anlayışını sürdürmeye devam ederse… Daha da derinleşen ekonomik ve sosyal buhranla karşı karşıya kalabiliriz. Çok daha acı tablolarla karşı karşıya kalabiliriz. Bilim insanlarının yeni bir dünya, ya da düzenden söz etmeleri, sosyal patlamalara dikkat çekmelerinin özünde bu var…Yapılması gereken öncelikle mevcut politikaların değişmesidir. İktidarla vatandaş arasındaki güven büyük yara almıştır. Devlette liyakat sistemi tümüyle çökmüştür. Tarımda ciddi sorunlarımız var. Önümüzdeki süreçte bir kıtlıkla karşılaşırsak şaşırmamak gerekiyor. 11 Ağustos 2018’de Türkiye’nin ekonomik krizden nasıl çıkacağını 13 madde halinde açıklamıştım. O maddeler bugün için de geçerli" yorumunu yaptı.
Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığı'nın belediyelerin bağış kampanyasını durdurmasına ilişkin, "Sayın Erdoğan’ın 'Millî Dayanışma' adıyla bir bağış kampanyası başlatmasının öncelikli nedeni CHP’li belediyeler. Çünkü CHP’li belediyeler, genel merkezin de koordinasyonunda salgına ve salgının yarattığı mağduriyetlere karşı gerçek bir sosyal devlet anlayışıyla mücadele başlattı. Kimseyi ötekileştirmeyen, bir elin verdiğini diğer bir elin görmediği, bilimsel, vicdani ve ahlaki bir yardım kampanyası yürütüyor, arkadaşlarımız. Bu kampanyalar, Ak Partili kardeşlerimiz de dahil herkes tarafından memnuniyetle karşılanıyor. Bu durum Sayın Erdoğan’ı rahatsız etti." görüşünü savundu.
Kılıçdaroğlu'nun değerlendirmeleri şöyle:
Ama bir başka gerçek daha var. Hazinenin durumu… Bu bağlamda bağış kampanyasının bir diğer amacını da anlıyorum… Çünkü Hazine tamtakır… Sayın Erdoğan’ın “tekalifi milliye emirleri”ne yollama yapmasının da nedeni bu… “Memleket yanıyor, hazine tamtakır, para yok, para verin…” Halkın bu kampanyaya geniş katılımını ben de arzularım… En azından işsizlere ihtiyaç sahibi ailelere katkı olsun diye… Ama siyasal iktidar halka bu güveni verebilir mi bilmiyorum. Göreceğiz. Çünkü burada ciddi bir sorun var. Daha önce şehit yakınları için toplanan paraların akıbeti hala belli değil… Çünkü burada ciddi bir sorun var. Daha önce şehit yakınları için toplanan paraların akıbeti hala belli değil…
Öte yandan, aynı amaçla CHP’li belediyelerin bağış kabul etmelerinin yasaklanması tamamiyle hukuk dışı, açıkça Belediye Yasasına aykırı… Bazı sivil toplum örgütleri hiçbir yerden izin almaksızın bağış kampanyası açabiliyorken, CHP’li belediyelerin bankadaki bağış hesaplarının bloke dilmesi siyasal iktidar açısından acınacak bir durumdur. Önyargıya, çaresizliğe, çözümsüzlüğe teslim olmaktır, acizliktir.
Toplanan para, Türkiye’yi yaşadığı açmazdan kurtaramaz. Bu, siyasal iktidarın sorunların derinliğinin farkında olmadığını da göstermektedir. Zaten bağışı yapanların büyük bir kısmı kamu kurumlarıdır. Ayrıca bu bağışların vergi matrahından düşüleceğini de unutmamak gerekiyor… Yani gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri verildiğinde, yapılan bağışların tamamı vergi matrahından indirilecektir. Dolayısıyla vergi yükümlüleri tarafından yapılan bağışlar, gerçek yani karşılıksız bir bağış değildir…
Yazının devamı için tıklayın