CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıkların kaldırılması ile ilgili olarak, “TBMM’nin bir kararıdır. Bizim tavrımız ta başından beri belliydi. Bu yasayla terörü bitirin de görelim” dedi. Kılıçdaroğlu, “CHP’yi terörle bir göstermek isteyenler veya çaba içinde olanlar, namussuz, alçak, şerefsiz insanlardır” ifadelerini kullandı.
Şehitlerimize kelle diyen adam için bunlar ne yaptılar?
Kılıçdaroğlu, dün şehit cenaze töreninde protesto edilmesiyle ilgili, "Sanıyorlar ki iki yumurta atacağız, Kılıçdaroğlu bir daha gelmeyecek. İnadına geleceğim. Şehide de, ibadete de, ibadet yerine de saygısızlık yaptılar. Bir de bunlar Müslüman geçiniyor" dedi. "Bu alçaklara bir şey söylemek istiyorum" diyen Kılıçdaroğlu, "Şehitlerimize kelle diyen adam için bunlar ne yaptılar? Önünde diz çöktüler. Kalkmış şimdi bizi protesto ediyorlar. Siz kim, şehit kim, Müslümanlık kim" ifadelerini kullandı.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya'da gerçekleştirilen partisinin 26. Dönem 1. Yasama Yılı Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
‘CHP'yi terörle göstermek isteyenler, açık ve net söylüyorum namussuz, alçak, şerefsiz insanlardır’
Bir kişi önce, 'Bu şehit cenazesinde sizin ne işiniz var?' diye soru sordu. Arkasından protestolar gelmeye başladı. Şu konuya özellikle değinmek isterim. Şehit ailelerine gittiğimiz zaman, onlar bize zaman zaman sitemde bulunurlar. Niye bu terörü bitirmiyorsunuz diye her gittiğim şehit evinde bu soru bana sorulmuştur. Niye bu terörü bitirmiyorsunuz diye. Siz Meclis'tesiniz, siz Cumhuriyet Halk Partisi'siniz, niye bir araya gelip, bu terörü bitirmiyorsunuz? 'Acı bizim ocağımıza düşüyor, doğru. Acı, ateş onların ocağına düşüyor. Neden bunu yapmıyorsunuz? Biz de dilimizin döndüğü kadar kendimizi anlatmaya çalışıyoruz. Ama dün farklı bir tabloydu. Ceplerine yumurta koyup şehit cenazesine gelmişler. Bakın altını çiziyorum. Şehit cenazesine, ceplerine yumurta koyup geliyorlar. Niçin? Şehidin cenazesini kılmak için değil, şehidi istismar etmek için geliyorlar ve yumurta atıyorlar. Şehitlere saygısızlık bizatihi en büyük terör eylemidir. Bütün Ankara'daki savcılara açık ve net çağrıda bulunuyorum; Bu teröristleri yakalamak, ey savcı senin görevindir. Ey emniyet senin görevindir. Bu alçaklara hesabını sormak zorundasınız. Akıllarınca şöyle bir şey yapacaklar. Efendim CHP'nin terörle bağlantısı var, bunu halkın kafasına yerleştirmek istiyorlar. Daha önce söyledim, grupta söyledim, şimdi Antalya'da söylüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi'ni terörle bir göstermek isteyenler veya böyle bir çaba içinde olanlar açık ve net söylüyorum, namussuz insanlardır, alçak insanlardır, şerefsiz insanlardır. Böyle bir şerefsizliği yapıyorlar.
Şehit cenazelerine katılırım. Bana orada gazeteciler soru sorarlar, şu cevabı veririm; Burası camidir, caminin avlusudur. Burası siyaset yeri değildir, ben burada siyasi sorulara cevap vermem derim. Neden? Oradaki bütün inançlı insanlara duyduğumuz saygıdandır. Ama bunlar şehit cenazelerini istismar ediyorlar. Hayatımın her döneminde mücadele yaptım. Sanıyorlar ki iki yumurta atacağız, Kılıçdaroğlu bir daha gelmeyecek. İnadına geleceğim, inadına. Şehide, ibadete, ibadet yerine de saygısızlık yaptılar. Şehide de, ibadete de, ibadet yerine de saygısızlık yaptılar. Bir de bunlar Müslüman geçiniyor. Böyle bir saygısızlık ilk kez oluyor. Sizin yakından uzaktan Müslümanlıkla hiçbir ilginiz yok." Bunların birer piyon olduğunu biliyorum. Arkasındaki alçaklara sesleniyorum; Neden fareler gribi karanlıklara gizleniyorsunuz? Neden erkekçe, adam gibi karşıma çıkmıyorsunuz, birer birer de değil istiyorsanız topunuz gelin. Böyle bir rezalet olabilir mi? Saklanacaksın piyon kullanacaksın.
Bu alçaklara bir şey söylemek istiyorum. Şehitlerimize birisi kalktı kelle dedi. Şehitlerimize kelle diyen adam için bunlar ne yaptılar? Yumurta mı attılar, protesto mu ediyoruz dediler?" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, "Önüne gidip diz çöktüler, ellerini öptüler. Şehide kelle diyen adamın önünde diz çöktüler. Kalkmış şimdi bizi protesto ediyorlar. Siz kim, şehit kim, Müslümanlık kim.
'PKK ile görüşenler şerefsizdir demişlerdi'
"PKK ile görüşenler şerefsizdir demişlerdi. Sonra gittiler baktılar ki PKK ile görüşüyorlar. Açıklama yaptılar, AK Parti PKK ile görüşüyor. Bu alçaklar AK Parti PKK ile görüşüyor diyen bakana bir şey dediler mi? Hayır, gidip önünde diz çöktüler. Bunun için bunlara alçak sözcüğünü kullanıyorum. Aslında alçak da onlar için hafif bir sözcük, çünkü onunda bir düzeyi var. Oslo’da gidip PKK ile görüşen kim, Cumhuriyet Halk Partisi mi? Niye protesto etmediler? Niye karşı çıkmadılar? Gelen şehit cenazelerinden onlar sorumlu değil mi? Seslerini çıkarmıyorlar. PKK, Doğu ve Güneydoğu'da mahkemeler kurdu. Ses çıkardılar mı? Vergi daireleri kurdular, trafik kontrolü yaptılar ses çıkardılar mı? Ses çıkarmadılar. Valilere talimat verildi, sakın ha PKK'lılara dokunmayın. Onlardan birisi yine söyledi. Efendim Doğu, Güneydoğu’ya 200 ton patlayıcı yerleştirdiler diye, kim AK Parti'nin Genel Başkan Yardımcısı. Doğu, Güneydoğu'ya 200 ton patlayıcı yerleştirilirken valilere aman ha sakın bunlara dokunmayın diyenlere karşı, bu alçaklar seslerini çıkardılar mı? Çıkarmadılar. Ne yaptılar gidip önlerinde diz çöktüler, el ayak öptüler. Niçin beş, on kuruş para için. Kimliğini ve kişiliğini beş, on kuruş para için satan insanlara ancak ve ancak en hafif deyimiyle alçak denir.
'Şehitlerin bedeni soğumadan görkemli bir törenle nikâh yaptı'
Peki bu şehit cenazesinde bizi protesto edenler seslerini çıkardılar mı? Hayır. Ne yaptılar? Gidip onların önünde diz çöktüler. O nedenle söylüyoruz, bunların yaptığı alçaklıktır diye. Daha da önemlisi, 8 şehidimiz vardı. Daha bedenleri soğumamıştı. Birisi kalktı İstanbul'da görkemli bir törenle nikah yaptı. Bu alçaklar dediler mi, bir dakika, insaf ya 8 şehidimizin daha bedeni soğumadı, bu yapılır mı diye sordular mı sormadılar, soramadılar. Şimdi kalkmışlar bizi protesto ediyorlar. Satılık adamlar, kimliksiz ve kişiliksiz adamlar, size insan demekten gerçekten utanıyorum. İnsan demekten utanıyorum. İnsan bile değilsiniz. Siz insan değilsiniz, sizi oraya taşıyanlar zaten insan değil. Her ortamda direneceğiz. Türkiye'nin yeni bir sürece girdiğini biliyoruz. Gün geri adım atma günü değildir. Gün demokrasiyi, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü, terörle mücadelede en kararlı tavrı ve tutumu alma günüdür. Dolasıyla hepimizin üzerine düşen büyük görev var. Türkiye’nin kurtuluşu CHP'nin ellerindedir. Bütün güçleriyle gelecekler üstümüze. Bir AKP devletine karşı mücadele ettiğimizi herkes bilmeli. İşimizin kolay olmadığını biliyorum ama önemli olan kolayı değil zor işi başarmaktır ve biz zor işi başaracağız. Başarmak zorundayız. Bütün olumsuzlukların üstüne gideceğiz, çünkü CHP’yi CHP yapan bu kararlı tablodur.
‘23 milyon 600 bin insanın oyunun çöp sepetine atıldığı bir sürece demokrasi denebilir mi?'
21. yüzyılın Türkiyesi bir darbe hükümeti tarafından yönetilmemelidir. Şimdi seçimler yapılıyor, daha doğrusu yarın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kongresi yapılacak. Ne deniyor? 'Genel başkan seçeceğiz'. Belli oldu ama genel başkan belli oldu. Ne diyorlar, biz genel başkan adayını istişareyle belirledik. Peki siz istişareyle mi Davutoğlu'nu gönderdiniz? Hayır. Halkı kandırmak için yapıyorlar. Bir kişinin iki dudağına hapsedilmiş bir siyasi parti var. O partinin adı Adalet ve Kalkınma Partisi. O partiye oy veren bütün yurttaşlara, şu açık çağrıyı yapmak istiyoruz. Yüzde 49,5 oy almış, Meclis'ten güven oyu almış Sayın Davutoğlu'nun elinden istifa dilekçesinin alınması sizin vicdanınızı sızlatıyor mu sızlatmıyor mu? Bunun cevabını gerçekten merak ediyorum. Ahlaki olarak da sormak istiyorum; 23 milyon 600 bin insanın oyunun çöp sepetine atıldığı bir sürece demokrasi denebilir mi? İstişareymiş, hangi istişareden söz ediyorsunuz. Efendim, 'biz temayül yoklaması yapıyoruz. Nasıl yapıyorlar, sandığa oy atıyorlar. Açmıyorlar hemen, saraya gönderiyorlar, saray açacak. Bu mu dur temayül yoklaması bu mudur gizli oy açık sayım.”
T24'ün notu: Bu haber metninin ilk halinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Dokunulmazlıkların kaldırılması TBMM'nin kararıdır" sözleri, yanlışlıkla "Dokunulmazlıkların kaldırılması TBMM'nin kaldırılmasıdır" şeklinde yer almıştır.
Düzeltir, özür dileriz.