CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "İYİ Parti ile aramızda oturup ciddi, tartışarak, görüşerek bir iş birliği yaptık. Saadet Partisi'yle de dirsek temasımız var, onu da sayın Karamollaoğlu ifade etmişti zaten. Biz asıl ittifakı sandıkta yapıyoruz" dedi.
Seçim çalışmaları kapsamında meydanların nabzının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Meydanlarda mitinglere aslında fazla ağırlık vermiyorum. Çünkü asıl olan mitinge gelmeyen vatandaşlarla daha fazla birlikte olmak, kanaat önderleriyle birlikte olmak. Nabız çok iyi, daha önceki dönemlerde gördüğümüzden çok daha güzel bir ilgi var" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "HDP ile iş birliğine kendi tabanınız nasıl bakıyor?" sorusuna, "İş birliği yapmadık ki tabanımız baksın" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile Denizli ve Balıkesir'de ortak miting yapacaklarını duyurdu.
Yeni parti iddialarına ilişkin Kılıçdaroğlu, "Ben de gazetelerden okuyorum. Ne kadar doğru veya yanlış onu bilmiyorum. Gazeteler haber yapıyorlar. Yeni parti kurulabilir. İnsanlar yan yana gelirler, belli bir hedef koyarlar, bir program hazırlarlar, kamuoyunun önüne çıkarlar. 'Biz yeni bir parti kuruyoruz.' derler. Bize de sadece kurulan yeni partiye 'hayırlı olsun' demek düşer." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Didem Arslan Yılmaz yönetimindeki Türkiye'nin Nabzı programında soruları yanıtladı.
"Nabız fena değil, iyi"
Vatandaşların ekonomik anlamda şikayetlerini dile getirdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, onlara yerel yönetimlerde yapacaklarını ve projelerini anlattıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla baktığınız zaman nabız fena değil, iyi. Bizim açımızdan iyi. Vatandaş çok dertli. Bu dertlerinin dile getirilmesini istiyor." ifadesini kullandı.
Günde bir miting yapmak yerine, günde 4 toplantı yaptıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "O toplantıların şöyle bir yararı var. O toplantılara Cumhuriyet Halk Partililer gelmiyor. Bize biraz daha mesafeli olan, diyelim ki oyunun rengini değiştirmek durumunda olan, bize sorular sormak istiyor. Biz de onların sorularını alıyoruz. Biz de onlara samimi olarak düşüncelerimizi aktarıyoruz. Böylece karşılıklı bir güven ilişkisi de oluşturuyoruz." dedi.
Kılıçdaroğlu, "Siz biraz listelerin kesinleşmesini beklediniz. Çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan meydanlarda epey de miting yaptı. Sizden daha önce yol aldı gibi görünüyor?" sorusuna, "Ne kadar yol aldığını ben biliyorum. Önce devletin imkanlarıyla kalkıyorsunuz seçim propagandası yapıyorsunuz. Bu ahlaklı bir şey mi? Devletin parasıyla yapıyorsunuz. Uçak devletin, uçağı, araba devletin arabası, benzin devletin benzini, vali devletin valisi, kaymakamı devletin kaymakamı. Her şeyiyle devletin organize ettiği bir yerde seçim propagandası yapıyorsunuz ve bunun da adil olduğunu söylüyorsunuz." şeklinde yanıt verdi.
"Biz asıl ittifakı sandıkta yapıyoruz"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu seçimde tekrar ittifakla girmeyi tercih ettiniz. Neden? İYİ Parti ile bir ittifak mı, iş birliği mi diyelim." sorusuna, şu yanıtı verdi:
"İş birliği diyelim. Çünkü, deyimleri de madem hukuk devletiyiz biz, yasaların öngördüğü şekilde kullanmalıyız. İttifakla ilgili yasa çıktı. İttifak yapıldı. Yani Millet ittifakı ile Cumhur İttifakı bir şekilde gerçekleşti. Yasal altyapısı vardı ve yapılan işlemlerin tamamı yasaldı. Şimdi siyasal partilerin yerel yönetimlerde ittifakı söz konusu değil, iş birliği olması lazım. Yasal altyapısı yok ama Cumhur İttifakı'nda bir parti tümüyle kendisini öbür tarafa ihale ettiği için artık ona ittifak mı derler, başka bir şey mi derler onu bilmiyorum. Ama burada İYİ Parti ile aramızda oturup, ciddi, tartışarak, görüşerek bir iş birliği yaptık. Saadet Partisi'yle de dirsek temasımız var, onu da Sayın Karamollaoğlu ifade etmişti zaten. Biz asıl ittifakı sandıkta yapıyoruz. Eğer bir ittifak olacaksa, biz ittifakı sandıkta yapacağız. Yani yönetimden bugüne kadar yaşanan uygulamalardan, ekonomiden, mutfaktaki yangından, işsizlikten şikayeti olan vatandaşlarla birlikte sandıkta ittifak yapacağız. Ne demek sandıkta ittifak, AK Partili kardeşim de gelip oy verecek, diğer partilerden diyelim ki ülkücü kardeşlerim de gelip oy verecekler. Cumhuriyet Halk Partililer gelip oy verecekler ve sonuçta biz, bizim adaylarımızın lehine sandığa her görüşten insanımızın gelip oy vermesini istiyoruz."
Bunun altyapısını oluşturmaya çalıştıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, hangi siyasi partiye oy verirse versin bütün vatandaşlara hep saygı duyduğunu, siyasi partileri veya yöneticileri eleştirdiğini ancak oy veren vatandaşları eleştirmediğini anlattı.
Kılıçdaroğlu, insanları kutuplaştırmadıklarını ve karşı karşıya getirmediklerini belirterek, "Demokrasiden yana olanlarla, demokrasiye karşı olanların seçimi bu seçim. Biz demokrasiden yanayız. Demokrasiyi savunuyoruz. Mutfakta yangın varsa, bunun giderilmesinden yanayız. Kutuplaştırmaktan, insanları düşmanlaştırmaktan yana değiliz. İnsanları terörist ilan etmekten yana değiliz. Yani hal esnafı ne zamandan beri terörist oldu veya bakkal ne zamandan beri terörist oldu veya soğan üreticisi ne zaman stokçu, terörist olmaya başladı. Yani aklın alacağı şey değil bunlar. Biz fakirin, fukaranın, yoksulun, mazlumun yanında olan bir siyasi anlayıştayız. Bu anlayıştan yana olanlar zaten beraber hareket ediyorlar." dedi.
"Bu iş birliği çıkarsız bir iş birliğidir"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu seçimde vatandaşların adaylara oy vereceklerini, İstanbul'da da Ekrem İmamoğlu'na oy vereceklerini düşündüğünü söyledi.
İyi Parti ile yapılan iş birliğine CHP tabanının nasıl baktığı sorusuna da Kılıçdaroğlu, "Gayet iyi bakıyor. Tabanımız açısından da oturduk, konuştuk. Onlardan 2 genel başkan yardımcısı, bizden 2 genel başkan yardımcısı. Aynı zamanda onlar da örgütlerinin nabzını tuttu, biz de kendi örgütlerimizin nabzını tuttuk. O çerçevede güzel bir iş birliğini gerçekleştirdik. Bu iş birliği çıkarsız bir iş birliğidir. Bu iş birliğinin özünde demokrasiyi güçlendirmek vardır. Yani ne bizim açımızdan, ne iyi parti açısından özel bir çıkar nereden, nasıl sağlarız diye bir arayış asla olmamıştır." şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin olduğu gibi, İYİ Parti'nin de fedakarlıkları olduğunu belirterek, demokrasi tarihinde örnek olacak bir iş birliğini gerçekleştirdiklerini, bu iş birliğinin de partiden ziyade demokrasiye kazandıracağını söyledi.
‘FETÖ'yle mücadele
Kemal Kılıçdaroğlu, uluslararası istatistiklere bakıldığında demokratik standartlardan geriye düşüldüğünü herkesin gördüğünü, bunu görmemek için de kör olmak gerektiğini ifade ederek, "Hukuk devleti miyiz biz? Hayır. Birisi biz hukuk devletiyiz diyor. Biz de inanacağız. Garibanlar niye hapiste? Sırtı kalınlar dışarıda. Söyledim, Fettah Tamince niye dışarıda? Hangi gerekçeyle dışarıda. Efendim 17-25 bizim için ölçü. Gayet güzel.17-25'ten sonra Fettah Tamince Pensilvanya'ya niye gitti? Bank Asya'ya niye paralar yattı?" diye konuştu.
FETÖ'yle mücadelede ölçünün ne olması gerektiği sorusunu ise Kılıçdaroğlu, "Adalet, hukukun üstünlüğü. Kinle, öfkeyle... Suçun miladı mı olur. 17-25 Aralık'tan önce adam öldürmek suç değil, sonra suç. Neye göre? Böyle bir yasal düzenleme yok. Birisinin takdirine ve arzusuna göre. Nereden çıktı bu? Hukuk yok ortada. Yasa yok ortada. Birisinin iradesi var. Yandaş hakimler de alıyorlar o iradeyi, mahkeme kararına dönüştürüyorlar. " şeklinde yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'da Türkiye'nin yaşadıklarına ilişkin de, "Parlementoda bulunan bütün partiler 15 Temmuz'a karşı çıktı. İki 15 Temmuz var yalnız, bir 15 Temmuz yok. Bir halkın15 Temmuz'u. Darbeye karşı direndi. Parlamento oturdu. 16 Temmuz'da toplantı yaptı ve 16 Temmuz'da yaptığım konuşmada hukukun üstünlüğü çerçevesinde bir mücadelenin yürütülmesi gerektiğini söyledim. Baştan AK Partililer, herkes ayakta alkışladı. Sonra 15 Temmuz'u fırsat bilip 20 Temmuz'da başka bir darbe yaptılar. Şu anda Türkiye bir sivil darbenin içinde. Kimse bana Türkiye'de bir sivil darbe dönemi yaşamıyoruz diyemez." ifadelerini kullandı.
‘FETÖ'yle nasıl bir mücadele yöntemi uygulanması gerektiği sorulan Kılıçdaroğlu, "Önce bunları devletin içine yerleştirenlerin hesap vermesi lazım. Bunları devletin içine kim yerleştirdi? Kim vali yaptı? Kim kaymakam yaptı? Kim paşa yaptı? Kim üniversiteye rektör yaptı? Kim dekan, sayıştay denetçisi, vergi müfettişi yaptı bunları. KPSS sorularını kim çaldı? Bunları yapanlara bir şey oldu mu? Hayır. Boğaziçi Köprüsü'nde gencecik bir askerin boğazı kesildi. Görüntüler vardı. Kararname çıkardılar onu öldürenlerle ilgili dava açılamayacağına dair. Bana diyorlar ki siz susun, siz konuşmayın. Siz bu gerçekleri halka anlatmayın. Bende vicdan var. Ben bunları nasıl anlatmayacağım." ifadesini kullandı.
"Kim dedi arınma süreci yaşanıyor diye?"
Kılıçdaroğlu, "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Türkiye 15 Temmuz gerçeğini yaşadı. Etnik ve mezhebi bazı provokasyonlar olabilir' endişesini dile getirdi. Bir yandan da FETÖ'yle ilgili bir arınma süreci yaşanıyor." denmesi üzerine, "Kim dedi arınma süreci yaşanıyor diye. Az önce söyledim. Fettah Tamince..." dedi.
"FETÖ şu anda devletin tüm kurumlarında duruyor mu?" şeklindeki soruya da Kılıçdaroğlu, "Onu ben bilmiyorum. Siyasi ayağı çıktı mı FETÖ olayının. Siyasi ayağı çıkmadı. Bu darbeyi yapacak kişiler herhalde yaparken ertesi gün kimin cumhurbaşkanı, kimin başbakanı olacağını tespit etmişlerdir değil mi? Çıktı mı bu ortaya. Niye çıkmadı?" şeklinde yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin ‘FETÖ'den tamamen arınıp arınmadığı sorusuna da, "Benim istihbarat örgütüm yok. Bize gelmez zaten devletin istihbaratı, ilgili birimlere gider. Biz de olsa derler ki 'şu adam şudur' diye bize bir yazı yazarlar. Biz de gereğini yaparız. Kanıt gösterirlerse. Bize gelen herhangi bir şey yok. O istihbarat işidir." cevabını verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin provokasyon uyarısına ilişkin düşünceleri sorulan Kılıçdaroğlu, "Hiçbir şey olmaz. Türkiye'deki bütün insanlar huzur içinde yaşamak istiyorlar. Provokasyon yaparlarsa bunlar yaparlar. Vatandaş niye provokasyon yapsın." şeklinde konuştu.
Vatandaşın karnının aç olduğunu, işsiz sayısının 7 milyona dayandığını dile getiren Kılıçdaroğlu, 360 bin kişinin işsiz kaldığını, bundan kimsenin söz etmediğini dile getirdi.
Tanzim satışları
Tanzim satışlarına ilişkin düşünceleri de sorulan Kılıçdaroğlu, "Çiftçi niye malını pahalıya mal eder. Keyfinden mi? Mazota, benzine, ilaca, gübreye, fideye zam yapıyorsun. Çiftçiye diyorsun ki üret ama eski fiyattan satacaksın. Batacak bu adam. Üretmiyor şimdi." değerlendirmesini yaptı.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Tanzim satışlarından sonra enflasyona kısmi de olsa küçük bir düşüş yaşandı. Siz olsaydınız tanzim satışları uygular mıydınız? sorusu üzerine de "Ben olsaydım Türkiye bu hale asla düşmezdi. Cennet gibi ülkeyi cehenneme çevirdi bunlar. Bu ülkede ne yetişmez. Nohut yetişir, fasulye yetişir. Yozgat'ın o kokulu mercimeği yetişir. Canlı hayvanı olur, her şeyi olur bu ülkenin. Biz bütün bunların tamamını ithal ediyoruz. Ne için? Hangi gerekçeyle. Ben olsaydım çiftçiyi desteklerdim." diye konuştu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın attığı Tweet sonrası Türkiye'nin ekonomik kuşatma içinde olup olmadığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Türkiye'yi kim borçlandırdı. Kim her şeyi dolarla yaptı? Trump mı yaptı? Yani Trump kalktı Erdoğan'ı şunu mu söyledi. Ey Erdoğan, bütün ihaleleri dolar bazında yap. Yetmedi dolar bazında yaptığın bu ihalelerin teminatlarını, güvencelerini hazineden onu da dolarla yap. Hadi o da yetmedi, köprü geçişleri, yol geçişleri bunları da dolarla belirle. Trump mı söyledi bunları? Kim söyledi?" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bir beka sorunu olup olmadığı sorusuna da "Hayır. Türkiye o kadar zayıf bir devlet mi? Bütün bunlara rağmen Türkiye bölgesinin en güçlü devletidir. En dinamik devletidir. Çalışkan insanları var. Bakmayın, çoğu işsiz gencecik fidan gibi çocuklarımız taşı sıksa suyunu çıkartacak. Yöneticilerin beka sorunu var, Türkiye'nin beka sorunu yok." ifadelerini kullandı.
"Böyle devlet yönetimi mi olur?"
Doğruları söylediği için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine tahammül edemediğini savunan Kılıçdaroğlu, "Zillet ittifakı" tanımlamasına ilişkin soruya, "Ben milletin bölünmesinden, ayrıştırılmasından yana değilim. Millet bizim milletimiz, doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde. 'Yarısı düşman, yarısı dost...' Böyle bir devlet yönetimi mi olur? Onun için diyorum bunların beka sorunu var diye, yoksa Türkiye'nin beka sorunu yok." karşılığını verdi.
"Yöneticileriniz HDP yöneticileriyle görüşme gerçekleştirdi mi? Bir araya geldiniz mi? Temasınız oldu mu?" soruları üzerine Kılıçdaroğlu, "Hayır. Meclis'te diğer partiler nasıl görüşüyorsa, tokalaşıyorsa biz de öyle yapıyoruz." dedi.
Kılıçdaroğlu, "HDP ile iş birliğine kendi tabanınız nasıl bakıyor?" sorusuna, "İş birliği yapmadık ki tabanımız baksın." yanıtını verdi.
Bir siyasal parti olarak CHP'nin de oy kullanan vatandaşların tamamının oyuna talip olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Biz en çok oyu, geçmişte AK Parti'ye oy veren vatandaşlardan alacağız. Kentli modern muhafazakarlar, Türkiye'nin gidişinden ciddi endişe duyuyorlar. Demokrasi, birlikte yaşama talepleri var, Türkiye'nin gidişinden memnun değiller. Düne kadar AK Parti'ye oy veriyorlardı. Zaman zaman yaptığımız toplantılarda karşılıklı konuşuyoruz. Kent yoksulları da bize oy verecekler. Bunlar düne kadar AK Parti'ye oy veriyorlardı." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, İznik'te bir kahvede oturdukları sırada bir vatandaşın, "İnşallah martın sonunda bahar gelir memlekete" demesi üzerine, "Martın sonu bahardır" sloganını bulduklarını dile getirdi.
"Kendi dünya görüşüne göre bir yol, yöntem belirler ve çalışır"
Bütün partilerden oy beklediklerini aktaran Kılıçdaroğlu, "Bizim partililer gidecekler İYİ Parti'ye oy verecekler, İYİ Partililer bazı yerlerde CHP'lilere oy verecek. Şanlıurfa ve Adıyaman'da Saadet Parti'nin belediye başkan adaylarına oy vereceğiz." dedi.
Kılıçdaroğlu, Mehmet Fatih Bucak'ın adaylığının tartışmaya yol açtığı yönündeki soru üzerine, medyada yer aldığı şekilde büyük tartışmalar olmadığını ifade etti.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun istifasının kendi düşüncesi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Kendi düşündüğü, beklediği olmadı, sonra baktı ki hatalı davrandı, geri çekti. Bu kadar basit." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "HDP'nin büyükşehirlerde aday çıkarmamasını nasıl yorumluyorsunuz?" sorusuna, "Onu HDP'lilere sormanız lazım. Aday çıkarmadığı zaman oylar hangi partilere gider onu bilemiyoruz."ifadelerini kullandı. "İYİ Parti'yle olan iş birliği HDP seçmenini size yönlendirir mi?" sorusuna da Kılıçdaroğlu, "Onu bilemiyorum. Onu HDP'nin eş genel başkanını davet edersiniz, bunları sorarsınız, o da size partisiyle ilgili ayrıntılı bilgi verir." karşılığını verdi.
İki genel başkan yardımcısının çok önceden DSP'ye gittiğine değinen Kılıçdaroğlu, "DSP'yi 'Niye böyle davranıyorsun?' diye suçlamak gibi bir amacımız yok. O da bir siyasal parti, kendi dünya görüşüne göre bir yol, yöntem belirler ve çalışır." dedi.
Kılıçdaroğlu, oy bölünmesi kaygısı taşımadığını ifade ederek, "Siz, 2-3-5 dönem belediye başkanlığı yapmışsınız, yeni bir arkadaşın gelmesi lazım oraya. Siz kendinizi vazgeçilmez görüp, ayrılıp başka bir partiden giriyorsanız, bu siyaseten etik değil." diye konuştu.
"CHP, toplumun ezilen, yoksul kesimlerinin yanında olmuştur"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yakın zamanda 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmediğini ifade ederek, 6-7 ay önce dış politika üzerine düşüncelerini öğrenmek üzere bir görüşme gerçekleştirdiklerini kaydetti.
CHP'nin ekseninin sağa kaydığı eleştirilerine ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Sokakta 6 milyon, ekmek kazanan insan var, simitçiden çöpten kağıt toplayana kadar. 6 milyon kişi aileleriyle beraber 23-24 milyon kişi demektir. Bunlara sahip çıkan biziz. Taşeron işçileri Türkiye'nin gündemine getiren biziz. Onlara kadro verilmesine yol açan biziz. Hala kadro almayan 100 binin üzerinde taşeron işçisi var. Onların haklarını savunan biziz. Asgari ücretin bin 500 lira, daha sonra 2 bin 200 lira olmasını söyleyen biziz. Asgari ücretin altında aylık alıp geçimini sağlayan 1 milyon 700 bin kişinin sorunlarını dile getiren biziz. CHP, toplumun ezilen, yoksul, düşük gelir elde eden kesimlerinin yanında olmuştur. Onların hepsine sahip çıktık ve sahip çıkmaya da devam edeceğiz. CHP, kendisini halkın yanında konumlandırmak zorunda. Halktan yana tavrımızı alıyoruz, almaya da devam edeceğiz. Emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını biz dile getiriyoruz. Peki onlara 'Türedi.' diyen kim? Kendi hak isteyen vatandaşına 'Türedi.' diyen bir insan düşünün. Emeklilikte yaşa takılan, kendisine 'Türedi.' diyen bir partinin genel başkanına oy mu verecek? Oy veriyorsa, o talepte bulunmayacak, 'Evet ben türediyim.' diyecek ve bir köşede oturacak. Oy verecekse hakkını kim savunuyorsa, o partinin adayına oy verecek."
Kılıçdaroğlu, işsizin, düşük gelirlinin hakkını savunmak zorunda olduklarını belirterek, "İşsizliğin ne olduğunu sarayda oturanlar bilir mi? Hayatı boyunca işsiz kalmamış, cebinde dolardan başka para bulundurmayan bir damat, işsizliğin, yoksulluğun ne olduğunu bilir mi? Nasıl tasarruf yapılacağına dair bir komite kuracaklardı. 17 yıldır devleti yönetiyorlar, nasıl tasarruf yapılacağına oturup karar verecekler." diye konuştu.
"Anakent başkanlarını, yerelde başarı gösterenlerden seçmeye başladık"
Kemal Kılıçdaroğlu, 12 maddeden oluşan "Yerel Yönetimlerde Temel İlkeler" belirlediklerini, her belediye başkanının bu maddelere uyacağını vurguladı.
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ile hedeflenen oy oranına ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, "İstanbul'u alacağız. Herkesin oyunu alacağız. Ekrem Bey toplumun her kesimine sıcak mesajlar veren bir arkadaşımız. AK Partiliyi, MHP'li, HDP'liyi, Saadet Partiliyi, DP'yi, DSP'yi rahatsız eden bir demeci var mı? Hayır. Toplumun her kesimini kucaklayan bir kişi. Ekrem Bey, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde büyük başarılara imza attı. Yemyeşil vadiyi gördüğüm zaman, 'İşte belediye başkanı budur.' dedim. Burayı böyle yaptıysa kıt kanaat imkanlarla, İstanbul'un devasa bütçesiyle İstanbul'a ne yapılmaz? Her şey yapılır." değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'nin neden aday gösterilmediği sorusuna, "Muharrem Bey'in belediye başkanlığı yoktu. Belediye başkanlığı farklı bir olay. Ekrem Bey'in belediye başkanlığı var. 'Arkasında bir başarı hikayesi olacak.' diye bir cümle kurmuştum. Anakent belediye başkanlarını, yerelde başarı göstermiş belediye başkanlarından seçmeye başladık. Bu kriteri başlatıyoruz. Belediyeciliği yaşayacak, görecek, başarısını kanıtlayacak, yüzde 100 kazanacağı yerden fedakarlık yapıp, bir üste talip olacak." yanıtını verdi.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan, anketlere güvenmediğini söylüyor. Siz güveniyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Anketlere güvenmesinler, halka güvensinler, halka inansınlar. Sokağın ne olduğunu ben görüyorum, onlar görmüyorlar. Ekrem Bey, '150 bin kişiye istihdam yaratacağım.' dedi. Kıyameti kopardılar belediye istihdam mı yaratır diye. Sonra Binali Bey çıkıp, '200 bin kişiye istihdam yaratacağım' dedi. Sen başbakanken niye yaratmadın? Devletin bütün imkanları vardı. Ekrem Bey'in mi hatırlatması lazım?" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, "Derman belediyeciliği"ni, "Vatandaşın derdine derman olmaktır. Bir hanenin geliri açlık sınırının altındaysa elektrik, doğal gaz, su parasının belli bir miktarı alınmayacak. Bunu yaparken de birilerini afişe etmeyeceğiz." şeklinde açıkladı.
"Akşener'le ortak miting"
CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş'la ilgili bir karalama kampanyası başlatıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, akıl, mantık ve ahlak dışı söylemlerle vatandaşın Mansur Yavaş'a oy vermesinin engellenmek istediğini savundu.
Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile Denizli ve Balıkesir'de ortak miting yapacaklarını duyurdu.
CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer'in babası üzerinden bir tartışma çıkabileceğini düşünmediğini, babası yüzünden oğlunun yargılanmasını doğru bulmadığını belirten Kılıçdaroğlu, Soyer'in Seferihisar'da başarılı belediye başkanlığı yürüttüğünü anlattı.
"Yaşar Okuyan da yargılandı"
Nurettin Soyer'in milliyetçilerle ilgili hazırladığı iddianamenin ve hakkındaki işkence iddialarının İYİ Parti tabanında bir rahatsızlık yaratıp yaratmadığına ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Bilmiyorum ama Sayın Yaşar Okuyan o dönemde yargılanan birisiydi. Bir gün görüştüğümüzde dedi ki 'O konulara Tunç Bey hiç girmesin. O davalarda yargılanan benim. O işleri bana bıraksın.' dedi. Ayrıca bu suçlamaları yapanlar, Peygamberimizin Veda Hutbesi'ni okusunlar. Ne kadar yanlış bir iş yaptıklarını o Veda Hutbesi'nde görmüş olurlar. Veda Hutbesi'nde baba nedeniyle suçlanamayacağı var. Daha ne olsun. Yüzyıllar önce söylenmiş." diye konuştu.
"O geceyi iyi yönetemedik"
"Seçim güvenliğine yönelik özel bir çalışmanız var mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Çalışmalar yapıyoruz. Bazı meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleriyle iş birliği de yapılıyor. Yarın deneme çalışmaları yapılacak. Sanki seçim oldu, seçimlerden sonuçlar nasıl bildirilecek, onun denemesi yapılacak." yanıtını verdi. 24 Haziran akşamında medyanın abarttığı gibi bir durumun olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, ıslak imzalı tutanakların yüzde 96'sının iki gün içinde elde edildiğini ifade etti.
Sistemlerinin çökmediğini, bu söylemlerin doğru olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "O geceyi iyi yönetemedik. Çıkıp vatandaşa belli aralıklarla bilgi verilmesi lazımdı ama bu bilgi tek taraflı verildi. Bunun kusuru varsa, kusuru bize ait. Vatandaşı suçlayamayız." dedi.
Bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'ye kırgın olmadığını ifade etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Seçim güvenliğini sağlamak, sandık başında olmak için gitmek isteyen, bıçaklanan, bir ilçeye sokulmayan arkadaşlarımız var. Biz bunları biliyoruz, bunları yaşadık ama bunlara rağmen mücadelemizi sürdüreceğiz." diye konuştu.
"İstanbul gerçek anlamda dünya markası yapacağız"
"31 Mart sonrası CHP'yi ne bekliyor?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, "Bahar bekliyor" yanıtını verdi. CHP'nin demokratik kuralları işleten bir siyasal parti olduğunu ve büyükşehirleri kazanmayı hedeflediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Bunları bırakıp, 'özel hesap yapalım' diye özel bir çabanın içinde olmayız." dedi.
İstanbul'u aldıklarında düşünülenden çok fazla turist getireceklerini ve gerçek anlamda dünya markası yapacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Ulaşım sorununu çözdüler mi? Binali Yıldırım ulaştırma bakanıydı. Şimdi çözeceğini söylüyor. Koca ulaştırma bakanıydınız, niye çözmediniz? Çözeceğim iddiasında kim var? Ekrem Bey var. Nasıl çözecek? Akılla. Bu işin uzmanlarıyla beraber oturacak, 'Bana kentin ulaşım sorununu çözün, projelerinizi getirin.' diyecek. Devasa bir bütçesi var buranın." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu ülkede yaşayan insanlar ne zamandan beri 'şer ittifakı' oldu"
"İstanbul, Ankara ve İzmir'i alırsanız sistem tartışmasını başlatır mısınız?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bir genel başkan halkı suçlar mı Allah aşkına? Sandığı koyuyorsunuz, bir kişi geliyor kazanıyor, belediye başkanı oluyor. Ona oy veren insanların tamamını suçlamak, kimin haddine.
Eski sistemden memnun muyuz biz? Hayır, hiç memnun değildik ki. Darbe hukukundan kim memnun olur. 12 Eylül darbe hukukunun değişmesi gerektiğini söyleyen biziz. Onlar hukuk, demokrasi nedir bilmezler. Biz, demokrasinin ve hukukun ne olduğunu biliriz. Her inanca, düşünceye, kimliğe saygımız vardır. Kimseye de 'şer ittifakı' demeyiz. Bu ülkede yaşayan insanlar ne zamandan beri 'şer ittifakı' oldu. Bu ülkenin insanlarının hepsi saygıdeğerdir."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Hedefinize ulaşamazsanız, kurultayı ne zaman toplayacaksınız?" sorusu üzerine, bir kurultay takvim sürecinin belirlenmediğini, şu anki hedeflerinin yerel seçimler olduğunu söyledi.
"Bize sadece 'hayırlı olsun' demek düşer"
Yeni parti iddialarına ilişkin Kılıçdaroğlu, "Ben de gazetelerden okuyorum. Ne kadar doğru veya yanlış onu bilmiyorum. Gazeteler haber yapıyorlar. Yeni parti kurulabilir. İnsanlar yan yana gelirler, belli bir hedef koyarlar, bir program hazırlarlar, kamuoyunun önüne çıkarlar. 'Biz yeni bir parti kuruyoruz.' derler. Bize de sadece kurulan yeni partiye 'hayırlı olsun' demek düşer." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, "Bu yelpazede yeni siyasi partilere yer var mı?" sorusuna, "Ona kuranlar bakacak. Türk siyasal yapısına, tarihsel sürece, bugün içinde bulunduğumuz koşullara ve gelecekteki koşullara bakacaklar. Parti kurmak sıradan bir olay değil, kolay bir olay da değil. Parti kurmak isteyenler, Türkiye'deki gelişmelere ve açmazlara bakarak, kendi geliştirecekleri ya da yazacakları programla bunları topluma umut vererek, gerçekleştirmek isteyecektir. Yeni bir partiye ihtiyaç var mı? Bu bizden çok, kurmak isteyenlerin, bir ihtiyaç hissettiklerinden ötürü kurduklarını kabul etmemiz lazım. Onların siyasete, Türkiye'nin sorunlarına çözümü farklı olabilir." yanıtını verdi.
"Bir siyasi partinin oy oranlarının düşmesinden yola çıkarak, bir siyasi parti kurulur mu?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Açıkça söyleyelim, AK Parti'nin oyları düşerse yeni bir siyasal parti kurulur mu? Bilmiyorum, kurulur mu kurulmaz mı? Bu tür tartışmaları yapmak bence çok erken." dedi.
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine 31 Mart sonrasında CHP'den kopuşların olmayacağını söyledi.
"Ana hedefimiz, kentteki insanların mutlu olması"
Yerel seçimlerde ana hedeflerinin o kentteki insanların mutluluğu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, kentin ihtiyaçları üzerinde çalışmalarını yoğunlaştıracaklarını aktardı. Kentleri beton ormanlarına dönüştürmeyeceklerini, yoksullukların giderilmesi yönünde çalışmalar yapacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, kentleri saydam yönetmek istediklerini, böylece halk ile belediye yönetimi arasında ciddi bir güven ilişkisinin kurulabileceğini söyledi.
Her mahalleye bir kreş yapılması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, tüm projeleri hayata geçirecek bütçenin, İstanbul'da bulunduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, belediyelerin istihdam sorununu çözmek için gerekli çalışmaları yapması gerektiğini belirtti.
"Kızacak bir hal yok ki ortada, sadece gülüyorum"
"Bay Kemal" ve "zillet ittifakı" eleştirilerine ilişkin Kılıçdaroğlu, "Erdoğan konuşunca, bir mizah salonunda tiyatro izler gibi izliyorum. Onun mimikleri, kızgınlıkları beni kızdırmıyor. Nesine kızayım? Kızacak bir hal yok ki ortada, sadece gülüyorum. Düştüğü hale bakıyorum." dedi.
Maç ve televizyon izlemeye vakit bulamadığını anlatan Kılıçdaroğlu, Fenerbahçe'nin durumuna spor sayfalarından baktığını belirterek "Daha iyi bir yerde olmasını arzu ederim. Her takımın, centilmence yaptığı bir mücadelede olmasını isteriz. Spor aynı zamanda bir centilmenlik mücadelesidir. Aynı zamanda iki takım karşılaştığı zaman da iki takımın seyircileri, bir blok tümüyle üzülebilir, bir blok tümüyle üzülebilir. Sevincin ve hüznün aynı ortamda yaşandığı bir ortamdır aslında spor." diye konuştu.
Seçmenlere seslenen Kılıçdaroğlu, "Ayın 31'inde yerel seçimler olacak. Bunun genel seçimlerle hiç bir ilgisi yok. Bunu bir genel seçim havasına sokmak istiyorlar. Bunun genel seçimlerle ilgisi yok. Belediye başkanlarına bakınız, ölçünüz, tartınız. Hangi belediye başkanı kenti daha güzel yönetebilir. Hangi belediye başkanı daha sevecen, daha güzel bir dil kullanıyor gidiniz, oyunuzu ona veriniz." şeklinde konuştu.