Malta’ya eşiyle barışma umuduyla gittiğini belirten Funda Şirinkal, “Oysa önceden planlanmış bir oyunun içine düştüm. Bana köpek muamelesi yaptılar. Yemek vermeyi dahi kestiler. Evde temizlik yaptırdılar” dedi
Ayrı yaşadığı eşiyle barışma umuduyla Malta’ya giden ve eşinin çocuğuna yurtdışı engeli koydurtması nedeniyle Malta’da rehin kalan Oyuncu Funda Şirinkal, 25 günlük Malta ‘esaretini’ Milliyet’ten Esra Alus’a anlattı. Malta’da hem kocasının hem de kayınvalidesinin fiziki şiddetine maruz kaldığını öne süren Şirinkal, “Rüyalarımda hâlâ kayınvalidemin bana vurduğunu ve silkelediğini görüyorum.” diye konuştu.
İnternette tanıştık
“Bir İstanbul Masalı”, “Yalan Dünya” gibi dizilerde rol alan oyuncu Funda Şirinkal, yaklaşık 1 yıl önce Maltalı Rene Cannao ile evlendi. İstanbul’da yaşayan çiftin bir de çocuğu oldu. Fakat çift, 5.5 ay önce ayrılma kararı aldı ve Cannao Malta’ya döndü. Şirinkal ise 5,5 aylık oğlu Leonard Deniz Cannao ile İstanbul’da kaldı. Şirinkal barışma umuduyla Malta’ya gitmesinden sonra yaşananları Milliyet’e anlattı.
Eşi Cannao ile 2009’da internet ortamında tanıştığını ve 2012’de çıktıkları dünya turunda hamile kaldığını söyleyen Şirinkal, Malta’ya neden gittiğini şu sözlerle açıkladı:
“Avusturalya’da hamile kaldım. Rene, Katolik olduğu için çocuğu aldırmak istemedi. 3 aylık hamileyken İstanbul’a geldik ve Leonard 7 aylıkken çok zorluklarla doğdu. Bu nedenle ben ona mucizemiz derim. Oğlum 5 aylıkken Rene bizi terk etti. Üstelik o sürede babam da rahatsızdı. Terk ediş nedenini ise hâlâ bilmiyorum. Ancak mart ayından sonra yazışarak iletişimimiz devam etti. Beni Malta’ya çağırdı. Barışırız ümidiyle gittim ve çocuğumuzun 1. yaş gününü kutlayacaktık. Oysa Malta’da önceden planlanmış bir oyunun içine düştüm. Çocuğunun pasaportunu çantamdan almışlar ve yurt dışına çıkışını engelleyen karar aldırmışlar.”
Şirinkal, sonrasında yaşananlara ilişkin de şu iddiaları dile getirdi:
“Eşim Malta’da annesinin evinde kalmamızı istedi. Oysa her gittiğimde otelde kalırdık. Annesinin evinde beni farklı odada bebekle yatırttı. Kendi odasının kapısını kilitliyordu. İlk mahkemede bunu kullandı benim deli olduğumu onu öldüreceğimden korktuğunu söyledi. İlk Sabah annesinin evine postacı bazı kağıtlar getirdi. Bunları bana kimse okumadı. Ancak Rene eve geldiğinde, ‘Bu oyun buraya kadardı. Delilerle çocuk büyütmem’ dedi ve çocuğu kucağımdan aldı. Bana köpek muamelesi yaptılar. Yemek vermeyi dahi kestiler. Evde temizlik yaptırdılar. Çocukla dışarı çıkmak istediğimde Rene’nin annesi kapıyı tuttu ve çıkmama izin vermedi. Bana Tokat ve tekme attı. Balkona çıktım beni kurtarın diye bağırdım. Karakola gitmek için çıktım. Rene, arabayla yolumu kesti. Ailecek çocuğu kucağımdan aldılar. Karakoldan sonra mecbur eve döndük. Evde beni külkedisi gibi kullandılar.”
Rahibelerle kaldım
CHP’li milletvekili Melda Onur’un aracılığıyla Türk Konsolosluğu’ndan yardım aldığını ve bir avukat tuttuğunu belirten Şirinkal, kazandığı hukuk mücadelesini ise şu şekilde özetledi:
“Nicole Briffa adında iyi bir aile avukatına yönlendirildim. Durumu anlatınca bana kardeşiymişim gibi yardım etti. Hatta şoförlüğümü yapıp, Leonard’a baktı. Tanrı Leonard’a Nicole’ü yolladı. Hakim psikiyatrı da dinledikten sonra oğlumun benimle kalmasına karar verdi ve kadın sığınma evine gittim. Meyve bahçesinin ortasında 13 ailenin aldığı bir yerdi. Kilisenin içinde, rahibelerle kaldım. Diğer kadınlar da Maltalılarla evlenmiş ve benim durumuma düşmüş kişilerdi. Herkes dönüşümlü iş yapıyordu. Çocukların oyun odası her şey mükemmeldi. İkinci davaya kadar her gün eşim iki saat oğlunu gördü. Mahkemede karşı tarafın çocuğa bakamayacağıma dair iddialar çürütüldü ve yurt dışına çıkış yasağı 3. duruşmada kaldırıldı.”
‘Havalimanında eşim yumruk attı’
Şirinkal, Türkiye’ye dönüşünü de şöyle anlattı:
“Türkiye’ye dönmeden önce eşimin oğlunu görmesi için oğlumu sabahtan ona verdim. Bebeği çok geç getirdi. Polise onu şikâyet ederek süreci uzatmam için son kozlarını oynadı. Ertesi sabah ise Türkiye’ye döneceğim için çocuğu vermedim. Olay çıkacak diye korkuyordum. Konsolosluğu aradım araç istedim. Ancak konsolosluk risk varsa hiçbir elemanlarını riske atarak araba yollayamayacaklarını söyledi. Korkudan titrediğim sırada rahibeler beni son model siyah camlı bir arabayla, dualarla uğurladılar. Rene havalimanına geldi bebeği kucağına aldı. Tam check-in yaptıracağım sırada ortadan kayboldular. Deli gibi arıyoruz havalimanında. Dışarıda bulduk. Çocuğu aldım ve bu sırada karnıma bir yumruk attı. Polisler geldi. Polise şikâyetçi olmadığımı söyledim. O sırada göçmen ofisinden bir kadın polis geldi ve beni uçağa aldı. Burada hukuk mücadeleme devam edeceğim. Yaşadığım şiddet hâlâ rüyalarıma giriyor.”