Magazin

Kavgada son raunt!

Canan Öztürk, Yaşar Nuri Öztürk’ün Şahane Sultan Müftüoğlu ile birlikte olduğunu mesajlarla da kanıtladı

03 Nisan 2009 03:00
Canan Öztürk, Yaşar Nuri Öztürk’ün Şahane Sultan Müftüoğlu ile birlikte olduğunu mesajlarla da kanıtladı.

Kanal D’de Esra Ceyhan’ın programına çıkan Canan Öztürk, eşi Yaşar Nuri Öztürk’e sevgilisinden geldiğini iddia ettiği mesajları açıkladı

Yaşar Nuri Öztürk’ün eşi Canan Öztürk evliliğinde yaşadığını iddia ettiği ihaneti Kanal D’de yayınlanan Esra Ceyhan’la programında anlattı. Canan Öztürk, Yaşar Nuri Öztürk’ün Şahane Sultan Müftüoğlu ile birlikte olduğunu mesajlarla da kanıtladı. İşte Canan Öztürk’ün programda söyledikleri:

“Oğlum Amerika’da yaşıyor. Bizi ziyarete geldi. Hocayı çok sever. Hatta hocayla evlenemizi neden olan oğlumdur. Oğlumla biz İstanbul’daki evdeydik. Hoca Ankara’daydı yanımıza geleceğini söyledi ama 18’inde gelmedi. Uçağı kaçırdım dedi gelmedi. 19’unda geldi ve ona o gün iki mesaj geldi. Bunları Türk halkıyla paylaşacağım çünkü yutmaktan mürekkep balığına döndüm. Onun yazdığı mesajlardan bir tanesi: ’Canınıza kurban olayım. Kendimi sizin ağzınızdan çıkan sözcüklerden dinlemek ne büyük onur. Sonra ingilizce yazıp Son gerçek gösteriyorki sen benim kalbimsin’ve eşim uçağı kaçırdığını söyleyerek İstanbul’a gelmiyor. Bundan sonra benim şüphelerim iyice arttı.

Göğüs dekoltesi karşımdaydı

24 Kasım’da oğlum Amerika’ya dönüyordu onu havaalandından uğurladık. 24 kasım günü ben Ankara’ya gittim. Eşim aradı ’Hakan’ı uğurlandın mı’dedi. Evet ben eve gidiyorum dedim. O benim İstanbul’daki eve gittiğimi sandı. Halbuki ben Ankara’ya gittim. Oğlum ve Nusret Sevenoğlu bana dediki ” Lütfen anahtarınızı kullanmayın, çok farklı bir şeyle karşılaşabilirsiniz, kaldıramayabilirsiniz, bir yerinize bir şey olabilir. Siz normal zili çalın girin “ dedi. Ben de dediklerini tuttum.

Şimdi bunları burada anlatıyorum ve insanlar ne kadar rahat anlatıyor diyebilir ama o günler çok sıkıntılı günlerdi, hiç kolay değildi. Gittim. Eşime telefon açtım ’Ben geldim’dedim. O da bana ’Aaa öyle mi ben de biraz sonra çıkıyorum’dedi. ’Hayır’dedim ’Ben geldim ve kapının önündeyim, lütfen kapıyı aç’dedim. Kapı maalesef 10 dakika sonra açıldı. Eşimin kıyafeti düzgün bir kıyafet değildi. Üzerine bir pantolon bir gömlek geçirmiş. O sırada banyodan trak trak iki tane kilit sesi geldi. Doğru banyoya fırlayıp ’çıkın dışarıya’dedim. Bu hanım saçı başı ıslak, üstünde göğüs dekoltesi açık, zaten tutuğum an içinde de hiçbir çamaşır olmadığını gördüm. Altında bir tayt ve ayakları çıplak. Saç baş yüz ıslanmış.

İtişmeye başladık

Çıkın dışarı dedim ve tartışmaya ve itişmeye başladık. Kendisinin yüksek topuklu ayakkabıları vardı dolabta, onlar şu anda bende. Üzerine tüylü bir mont gibi bir şeyi vardı üzerine onu aldı, ben onu ittirerek kapıdan dışarıya attım. Bir takım şeyler söylemeye çalışıyor ama söylenecek bir şey yoktu çünkü ben göreceğimi gördüm. Hoca bir şey diyemedi, yüzü gözü sapsarı oldu. Ben doğru yatak odasına koştum, tabi ortalık karışmış. Bir baktım eşimin başucunda Carmen pozu dediği sırtı açık yanından göğüsü görünen daha küçük yaşlarına ait bir resim çerçevelenmiş ve eşimin başucuna koymuş. Bunları Türk halkı bilecek insanların nasıl tezgahlara komplolara çekilebildiğini bunları bilecek. Bunlar ibret bir vakadır. Resmi elime alıp eşime ’bu ne oluyor’dedim. Olayların bu gidişi o kadar hale geldiki bu kadın bana mendebur adını taktı.

Bana Mendi teyze diye hitap etmeye başladı yolladığı mesajlarda. Şimdi size bir mesaj daha okuyacağım: ’Çok özledim sizi göremediğim için sinirlendim o yüzden sessiz kaldım.’’Hasretinize dayanamıyorum görüşememize sebep olmalarına tahammül edemiyorum’Bu mesaj gece yarısını geçe geldi. Şimdi hanımefendi bir mesaj daha yazmış:

”Beraber yemek yapmayı, traş olurken öpüp dudaklarımı köpük yapmayı koltukta kaykılıp ne olur uyuma demeyi beraber film izlemeli tartışınca trip atıp yanına gelmeyi beklemeyi, terlik giy demeni, beni komik kıskanmalarını çok özledim “ Üstündeki mesajı okumuyorum çok ağır iğrenç çirkin bir şey var. Devam ediyorum ” Seni kıskanınca masa altından tekme sallamayı, koy onu oreye (alay ediyor eşimin Trabzon şivesiyle) demeni. İki bardak yıkayınca çok bulaşık yıkamış gibi havaya girmeni , ayrı kaldıktan sonra her biraraya geldiğimizde gözlerime beni ilk defa görüyormuş gibi bakmanı I Love You Karadut demeni çok özledim.

Bakın esra Hanım her şeyi helal ederim ama ağır alerjik, öksürük nöbetleri içinde sabahlara kadar gözyaşları içinde yaptığım binlerce sayfa deşifreyi hiçbir şekilde helal etmiyorum. (Ağlıyor) Kesinlikle hakkımı helal etmiyorum.“