Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Kavaf, feminizmin iki cins arasındaki ayrımı artırdığını ve çatışmaya zemin hazırladığını söyledi.
“Tek bir feminizm yok, birkaç tipi var. Ama ben feminizmin dünyada iflas ettiğini düşünüyorum. Uzlaşmadan yanayım. Çatışma insanları tüketiyor. Feminizm keskinliği ve sert söylemleri ile iki cins arasındaki ayrımı artırıyor ve çatışmaya zemin hazırlıyor” diyen yeni bakan Akşam gazetesinden Nagehan Alçı’nın sorularını yanıtladı.
İşte röportajın (8 Mayıs 2009) tamamı…
Çok zor bir dönemde bakan oldunuz. Koltuğa oturur oturmaz Mardin'deki dehşet yaşandı. Bu vahşetin esas nedeni ne sizce?
Hukuk devletinde yaşıyoruz. İnsanlar kendi aralarındaki problemleri konuşarak ve hukukla çözmeliler ama buna rağmen bu korkunç olay yaşandı. Eskiye göre çok nadir görülen şeyler bunlar ve bundan sonra hiç görülmemesini temenni ediyorum.
Bölgede ne gibi çalışmalar başlattınız?
Vali ve oradaki il başkanımızla görüştük. Oradaki ekiplerimizi yönlendirdik. Sağlık Bakanlığı ile ortak ekiplerimiz gitti. Ekstra talepler oldu. Bu gün 10 kişilik bir rehabilitasyon psikolojik destek ekibi oraya gidiyor. Kadınlarımızın ve çocuklarımızın normale dönmelerini sağlamak için her şey yapılıyor.
Siz ne zaman gideceksiniz Mardin'e?
Daha tarih belirlemedim. Henüz orada asayiş ve güvenlik boyutu devam ediyor. Durum biraz netleşsin, gideceğiz.
Töre dendi, koruculuk sistemi dendi... Sizce temel neden ne?
Ben gidip görmedim. Buradan fikir beyan etmek duyguların üzerinden doğru olmaz. Ama temel sorun eğitimsizlik. Eğitimsizlik iletişimsizlik doğuruyor. İletişim kanalları açık olsa insanlar mutlaka orta yol bulurlardı.
Ataerkil sistemin bir rolü yok mu?
Ataerkillik demek çok doğru olmaz ama kapalı devre yaşamanın getirdiği sıkıntılar.
‘Evde ego çatışması yok’
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'nı bekliyor muydunuz? Yoksa sürpriz mi oldu?
Her bakanlar kurulu değişimi sırasında basında bir takım isimler yazılıp, çizilir. O çerçevede çok sık olmamakla birlikte benim de adım geçiyordu. Ama ben siyasette şunu öğrendim: Hiçbir şeye çok angaje olmamak lazım. Siyaset hizmet üretmek için aracı bir kurum. Hizmet üretmek için siyasete talip olduysanız bulunduğunuz makam çok da önemli değil. O yüzden görev noktalarına çok angaje olmamıştım.
Ama bakanlık koltuğuna siz oturdunuz. Bu nasıl bir his? Bir sabah kalkıp da 'Ben bakanım' demek insana kendini farklı hissettiriyor mu?
Hayır. Bakanlar Kurulu cuma akşamüzeri açıklandı, biliyorsunuz. Ertesi iki gün hafta sonuydu. Devir teslim hemen olmadı. O iki gün gelişmeleri evden izledik. Hayatımızda hiçbir değişiklik yoktu. Rutinimiz devam etti. Ama tabii omuzlarımdaki yükün arttığını hissettim.
Haberi aldığınızda neredeydiniz?
Eymir Gölü'nde kardeşlerimle yürüyüş yapıyordum.
Sizi ilk kim tebrik etti?
Denizli'den bir seçmen.
Eşinizden de mi önce?
Evet. Eşim yurtdışındaydı zaten.
Bakanlıkla birlikte temponuzun hayli artacağını tahmin ediyorum. Evdeki düzen bu tempodan nasıl etkilenecek?
Ben siyasete başladığımda oğlum ilkokul beşteydi. O zamana kadar her şeyi onunla birlikte yapmıştık. Sonra birden anne evden yok oldu. Sadece neredeyse kıyafet ya da valiz değiştirmek için eve uğrar oldu. Oğlum bundan etkilendi. Sağ olsunlar babası, ailenin diğer fertleri ve öğretmenleri ilgilendi ama zor bir dönemdi.
Bu 7 yıldır böyle mi devam ediyor?
Yok, bir kere oğlum artık büyüdü. Bir de benim tempoma alıştılar, beni böyle kanıksadılar. Ona göre bir düzen kurdular. Benden beklentilerini minimuma indirdiler. Ama bu arada birlikte geçirdiğimiz zaman az da olsa onu kaliteli geçirmeyi öğrendik.
Şimdi daha da az zaman geçireceksiniz birlikte.
Evet ama oğlum artık 18 yaşında. Üniversite sınavlarına hazırlanıyor.
Başarılı, ön planda ve güç sahibi olmanıza eşiniz ne diyor?
Ben siyasete girmeden önce eşimle oturduk ve olabilecekleri uzun uzun konuştuk. Ailemizin birliği ve bütünlüğü her şeyden önemli bizim için. Böyle bir tempoyu ne kadar tolere edebiliriz diye baktık. Şimdiye kadar tolere ettik. Bundan sonra da sorun çıkacağını sanmıyorum.
Eşinizle ego çatışması yaşamıyor musunuz?
Hayır, hiç. O da kendi alanında başarılı.
‘Feminizm iflas etti’
Kendinizi feminist olarak tanımlar mısınız?
Tek bir feminizm yok, birkaç tipi var. Ama ben feminizmin dünyada iflas ettiğini düşünüyorum. Uzlaşmadan yanayım. Çatışma insanları tüketiyor. Feminizm keskinliği ve sert söylemleri ile iki cins arasındaki ayrımı artırıyor ve çatışmaya zemin hazırlıyor.
'Kadından Sorumlu Bakan' tanımlamasını doğru buluyor musunuz?
Buna belki bir sosyal sorumluluk bakanlığı olarak bakmak doğru olabilir.
'Kadından Sorumlu Bakanlık' kadına birilerinin göz kulak olması gerektiği anlamını içeriyor. Buna itirazınız var mı?
Kadınların ve kız çocuklarının eğitimi ve istihdamı konusunda problemler var. Kadınların sorunlarının aşılması ve erkeklerle aralarındaki farkın kapanması adına bu bakanlık böyle bir görev üstlenmiş. Terminoloji tekrar düşünülebilir çünkü kalkınma top yekün gerçekleşen bir şey...
'Kadın bakan' tanımlamasından rahatsız oluyor musunuz?
Rahatsız değilim ama kişilerin önce insan olarak değerlendirilmeleri gerekir.
‘Gece de tenis oynarım’
Tenis ve basket oynadığınızı biliyoruz.
Evet, ortaokuldan beri spor alışkanlığım var. Basketbol, masa tenisi, sonra da tenis oynamaya başladım. Sağlık açısından bunu sürdürmek istiyorum. Ruhen ve zihinsel olarak spor beni zinde tutuyor.
Bakan olmanın getirdiği yoğunluktan spora vakit bulabilecek misiniz?
Valla gece 12'den sonra da tenis oynarız. Kortlar açık. Türk Demokrasi Tarihi'ni okuyorum. İlber Hoca'yı okurum...