Gündem

Kara kutu: Mehmet Ağar

Türk toplumunun bir kısmı Ağar'la 'Gurur' duyarken, bir kısmı da geçmişteki karanlık işlerden onu sorumlu tutuyor

10 Şubat 2009 02:00
Susurluk kazasından bu yana en çok tartışılan isim olan Mehmet Ağar, aranan kişilere yeşil pasaport ve silah ruhsatı vermekten, MİT muhbiri Tarık Ümit’in ortadan kaybolmasına ve Topal cinayetine kadar çok sayıda suçlamayla ilgili artık sanık sandalyesinde… 
 
Ağar: Hakkımdaki iddialara gülüp geçiyorum
 
Susurluk kazasından tam 13 yıl sonra en çok tartışılan isim mahkeme karşısına çıktı. Dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, aranan kişilere yeşil pasaport ve silah ruhsatı vermekten, MİT muhbiri Tarık Ümit’in ortadan kaybolmasına ve Topal cinayetine kadar çok sayıda suçlamayla ilgili sanık sandalyesine oturdu. 

Çiller'in adını gündeme getirdi
 
Ağar’ın dün mahkemeye verdiği ifadede iki önemli nokta dikkati çekti. Biri, emekli Yarbay Korkut Eken’in ‘’Dönemin Başbakanının oluru ile görev yaptığı’’ diğeri de Emniyet görevlisiyken Abdullah Çatlı’nın ismini duyduğunu söylemesi oldu. Eken’in Emniyet Genel Müdür Danışmanı olduğu tarihte Başbakan Tansu Çiller’di.

Böylelikle Ağar, Çiller’in adını bu dava gündemine getirdi. Ağar, Meclis Susurluk Komisyonuna 16 Ocak 1997 günü verdiği ifadede ise daha çok sol örgütlerle ilgili çalışmalar yaptığı için Çatlı ismini duymadığını söylemişti.

Ağar’ı ‘’Cürüm işlemek için çete kurma’’ suçundan sanık sandalyesine götüren olayların başında Abdullah Çatlı, Ömer Lütfü Topal, Yaşar Öz ve Tarık Ümit olayları bulunuyor. Çatlı ve Öz’e ‘’Silah taşıma belgesi’’ verdiği öne sürülen Ağar, Topal cinayetine karışan özel timciler ile, İstanbul’da sahte pasaport ve silahlarla yakalanan Yaşar Öz’ü İstanbul emniyetinin elinden alıp serbest bırakmakla suçlanıyor.

Ağar’ın, MİT muhbiri Tarık Ümit’in kaçırılıp ortadan kaybolmasında da rolü olduğu öne sürülüyor. Susurluk’ta biri kaza yapan aracın içinden çıkan kaybolan silahlar konusunda da sorumlu tutuluyor. Bugün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olan Aykut Cengiz Engin’in hazırladığı fezlekeye göre Ağar, başında bulunduğu oluşuma destek vererek suç işlenmesine göz yumdu. Bu oluşumda aranan kanun kaçakları, polisler ve muhbirler başında ise Ağar’ın emniyete danışman olarak aldığı isim, Susurluk hükümlüsü emekli Yarbay Korkut Eken vardı.

Her dönemin bürokratı

58 yaşındaki Mehmet Ağar, fakülteyi bitirdikten sonra, emniyet teşkilatı hesabına Ankara SBF’de burslu okudu. Milli Selamet Partisinden İçişleri Bakanı olan Oğuzhan Asiltürk döneminde kaymakam vekili, Bülent Ecevit’in Başbakanlığında kaymakam oldu. 12 Eylül döneminde İstanbul’da Asayiş Müdürüydü. Turgut Özal'ın Başbakanlığı sırasında Ankara, Yıldırım Akbulut'un Başbakanlığı döneminde ise İstanbul Emniyet Müdürlüğü koltuğuna oturdu. Süleyman Demirel hükümeti Ağar’ı Erzurum Valiliğine, Tansu Çiller hükümeti ise Emniyet Genel Müdürlüğüne getirdi. Her iktidar döneminde vazgeçilmez bir bürokrat oldu.

Babası da emniyet müdürüydü. Onun görevi dolayısıyla çocukluğu değişik illerde geçti. SBF’yi bitirdikten sonra İznik ve Selçuk’da Kaymakam Vekilliği yaptı. 1978’de asil olarak Torul kaymakamıydı. Ankara’nın Delice ilçesi Kaymakamlığı görevindeyken, 1980 Ocak ayında, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne Şube Müdür Muavini olarak atandı. Sonra İstanbul'da Asayiş Şube Müdürü oldu. Üç yıl 8 ayın ardından 1984 yılında İstanbul'da Emniyet Müdür yardımcısı, 1988 yılında ise Ankara Emniyet Müdürüydü.1990 yılında İstanbul Emniyet Müdürü, 1992 yılında Erzurum Valiliğine atandı. Kaymakamlıktan emniyete geçişinden tam 13 yıl sonra ise Emniyetin en tepesine geldi. 25 Haziran 1993’de kurulan Birinci Tansu Çiller hükümetinin henüz birinci ayında Emniyet Genel Müdürlüğü görevine atandı. Ardından da DYP’den Elazığ milletvekili oldu. Önce Adalet sonra İçişleri Bakanlıkları koltuğuna oturdu.

İki farklı imaj

Ağar’ın politikadaki günleri de artık geride kaldı. Susurluk’un peşini bırakmadığı bir isim olarak ve kazadan tam 13 yıl sonra yargı önüne çıktı. Ağar’ın Türk toplumunda iki farklı imajı var. Bir grup ‘’Onunla gurur’’ duyuyor. Diğer grup ise geçmişteki karanlık olaylardan sorumlu tutuyor. Ağar, bugüne kadar Meclis’te konuştu, basında konuştu, hakkında kurulan TBMM komisyonlarında konuştu. Çete, faili meçhul olaylar ve yasa dışı yapılanmalar ile ilgisi olmadığı savundu. Ama hukuk böyle olmadığını düşünüyor olacak ki Ağar şimdi sanık sandalyesinde…

Ağar’ın bugüne kadar sık sık tekrarladığı bir söz var. ‘’Yediğimiz pekmez, gittiğimiz Antep’’ diyerek, gizli saklı hiçbir işin içinde olmadığını anlatıyor. Ağar dünkü duruşmada ifadesini verdi. Bundan sonraki duruşmalara da katılmayacak. Bu davanın seyrini tanık ifadeleri etkileyecek.