Ekonomi

Kalkınma sağlık turizminden geçer

"Sağlık turizminde Türkiye'nin pazarlama stratejisi ne olmalı?" adlı çalışma "sağlık hizmetleri pazarlaması" alanında ödüllendirildi

08 Mart 2009 02:00
"Sağlık turizminde Türkiye'nin pazarlama stratejisi ne olmalı?" adlı çalışma "sağlık hizmetleri pazarlaması" alanında ödüllendirildi

Prof. Dr. Tengilimoğlu: "Türkiye fırsatı iyi değerlendirir, sağlık kentlerşne yatırım yaparsa dünyanın girmis olduğu ekonumik buhrandan kazançlı bir şekilde çıkar"

Normal Turist bin dolar bırakırsa sağlık turizminde bu rakam 3 bin ile 6 bin arasında değişiyor

Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu, ABD'nin Oklahoma City kentinde Federation of Business Disciplines (FBD) tarafından düzenlenen kongrede "Sağlık Hizmetleri Pazarlaması" alanında en iyi bildiri ödülünü aldı.

Prof. Dr. Tengilimoğlu ve Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sağlık İdaresi Bölümü Araştırma Görevlisi Pınar Yalçın Balçık, hazırladıkları "Sağlık Turizminde Türkiye'nin Pazarlama Stratejisi Ne olmalı?" konulu bildiriyle 25-28 Şubat tarihleri arasında ABD'nin Oklahoma City kentinde düzenlenen kongreye katıldı.

Çalışma, "Sağlık Hizmetleri Pazarlaması" alanında en iyi bildiri ödülünü aldı.

Yabancı hastaların Türkiye'yi tercih nedenleri

Bildiride, medikal turizm konusunda Türk hastanelerinin güçlü, zayıf yönleri ile fırsat ve tehditler analizi değerlendirilmesi yapıldığını belirten Prof. Dr. Tengilimoğlu, aynı zamanda toplam 282 hastane yöneticisine gönderilen anket çalışması sonucunda bazı bulgulara yer verilerek çeşitli öneriler geliştirildiğini bildirdi.

Prof. Dr. Tengilimoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'ye yurt dışından hastaların özellikle yaz aylarında geldiğini ve şikayetlerinin genellikle solunum yolları, ortopedi, göz, kadın hastalıkları ve kardiyolojik rahatsızlıklar olduğunu söyledi.

Bu hastaların başını Almanların çektiğini ifade eden Prof. Dr. Tengilimoğlu, yabancıların tedavi için Türkiye'yi seçmesinin nedenlerini, "fiyat ve iklim koşullarının yanı sıra sağlık hizmetlerinin kalitesi ve bekleme sırasının olmaması" diye sıraladı.

Araştırmalarında kamu hastanelerinin alt yapılarının, özel hastanelere kıyasla sağlık turizmine daha az hazır olduğunu belirlediklerini vurgulayan Prof. Dr. Tengilimoğlu, özellikle yabancı dil bilen personel sayısının Sağlık Bakanlığı hastanelerinde yetersiz olduğunu, üniversite ve özel hastanelerin bu açıdan daha iyi olduğunu söyledi.

"Sağlık turizmi, normal turistten daha çok getiri sağlar"

Çalışmada, "sağlık turizmi için gelenlerin, normal turistten daha çok getiri sağladığının" vurgulandığını belirten Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu, şunları kaydetti:

"Sağlık turizminde Türkiye'nin bu pazardan istenen payı alabilmesi için hedef pazar seçiminin iyi yapılması gerekmektedir. Türk Cumhuriyetleri, Orta Doğu ülkeleri, AB ülkeleri ve ABD gibi ülkelere göre pazarlama karması ve stratejilerinin belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca belirlenen hedef pazara yönelik tanıtım çalışmaları hem halka, hem sağlık personeline ve sigorta şirketlerine yönelik yapılmalıdır. Bu çalışmalar yapılırken Kültür ve Turizm ile Sağlık bakanlıkları ve turizm acentelerinin iş birliği içerisinde olması gerekmektedir. Bunlara ilave olarak hastanelerde kalite ve akreditasyon çalışmalarına yeterince önem vermeleri, teknolojik, personel ve benzeri altyapı çalışmalarının desteklenmesi, özel hastanelere bu konuda gerekli teşviklerin yanı sıra kamu hastaneleri içinde sağlık kentleri gibi projelerin hayata geçirilmesi çok önemlidir."

"Binlerce kişiye yeni istihdamlar doğar"

İnsanların normal harcamalarından kısabileceğini, ancak sağlık harcamalarından kısamayacağını söyleyen Prof. Dr. Tengilimoğlu, dünyada yaşanan ekonomik krizden, sağlık turizmi ile çıkılabileceğinin altını çizerek şöyle devam etti:

"Türkiye elindeki fırsatı iyi değerlendirir ve çok kısa sürede sağlık kentleri gibi alanlarda yatırım yaparsa ekonomik krizi fırsata çeviren bir ülke konumuna gelir. Dünyanın girmiş olduğu ekonomik buhrandan kazançlı bir şekilde çıkar. Sağlık turizmi sayesinde binlerce kişiye yeni istihdamlar doğar. Normal turist bin dolar bırakırsa sağlık turizminde bu rakam 3 bin ile 6 bin arasında değişiyor."

Sağlık hizmetlerinden yararlanmak amacıyla gelen turistlere sadece sağlık hizmetleri değil, paket programlarla Türkiye'nin tarihi ve turistik yerlerinin de tanıtılması ve bu konuda turizm ve otel işletmeleri ile iş birliğine gidilmesinin çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Tengilimoğlu, bu yolla turizm sektörünün krizden etkilenmemesinin sağlanacağını vurguladı.

Türkiye'nin bu alandaki pazardan yeterli bir pay alabilmesi için gerekli tanıtım çalışmaları yapılarak ülke imajının geliştirilmesi gerektiğini bildiren Prof. Dr. Tengilimoğlu, şöyle konuştu:

"Türkiye, Hindistan, Kore, Vietnam gibi rakip ülkelere nazaran daha iyi koşullara sahip olmasına rağmen maalesef istenen durumda değil. Bunun için marka hastanelerin ve şampiyon hekimlerin dünya çapında yaratılması, hastanelerin uluslararası kuruluşlarca akredite olması ve hasta hakları ve etik uygulamalara gerekli hassasiyeti göstermesi, yurt dışı sigorta şirketleri ve sağlık kuruluşları ve halka yönelik iyi bir tanıtım yanında Türkiye'nin sağlık tesislerinin yapısını ve başarı düzeyini gösteren verileri içeren bilgi sistemlerinin oluşturulması gerekiyor."

11 Eylül terör saldırıları ve sağlık turizmi


Çalışmada Türkiye'de medikal turizmin genel bir değerlendirilmesi yapıldıktan sonra araştırmadan elde edilen veriler ışığında bazı eksiklikler ve avantajlı durumların ortaya çıkartıldığını belirten Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu, şöyle dedi:

"Özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinin Orta Doğu ve Müslüman ülke vatandaşlarına yönelik olarak 11 Eylülde ikiz kulelere yapılan terör saldırıları sonucunda bazı kısıtlamalar getirmiş olması, bu ülkelere tedavi amaçlı gidecek olan ülke vatandaşlarının Türkiye'de tedavi edilmesi için bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Bu ülke vatandaşları yanında Avrupa ülkelerindeki hastaların da kendi ülkelerinde tedavi için uzun sıra bekliyor olmaları ve tedavi giderlerinin çok yüksek olması gibi nedenlerle bu ülke vatandaşları için de Türkiye cazip bir yer olabilir. Bunların yanı sıra Avrupa'da yaşayan 4 milyona yakın Türk vatandaşlarının da potansiyel bir pazar olarak ele alınması gerekir. Bunun için hedef pazar seçiminin iyi yapılması ve seçilen hedef pazara yönelik stratejik pazar planlarının hazırlanması gerekmektedir."