"Fatmagül'ün Suçu Ne?" dizisindeki tecavüz sahnesi, medyada bu diziyle ilgili yapılan yayınlar ve son olarak tecavüz suçuyla yargılanan sanıklara Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği tahliye kararı ile tecavüz "yüz kızartıcı suç" olmaktan çıkıp eğlence malzemesine dönüştü. Tecavüzün meşrulaştırılmasına karşı, "Feministbiz" grubu Ankara'da Sincan Adliyesi önünde eylem yaptı. İstanbullu feministler de bugün HaberTürk'ün Taksim'deki binası önünde protesto yapacak.
Beren Saat'in başrolünde oynadığı Fatmagül'ün Suçu Ne? dizisindeki tecavüz sahnesinin gösterilmesinin üzerinden bir ay geçti. Dizinin ismi tecavüzle neredeyse eşanlamlı kullanılmaya başlandı. Futbol sahalarında Ankaragücü taraftarları 'Hapı attık patladık, Fatmagül’e rastladık, Fatmagül’ün suçu yok, biz onu Bihter sandık' diye slogan atarken medya önce 'Fatmagül'ün donu çıktı' diyerek iç çamaşırının tanıtımını sonra da 'İster tecavüz et ister koynuna al' başlığıyla yakında piyasaya sürüleceğini iddia ettiği 'Fatmagül'ün şişme bebeği'ni haber yaptı. Tüm İzleyiciler ve AB Grubu'nda en çok izlenen dizisi, Müjde Ar'ın tecavüz sahnesiyle ünlenen 'İffet' filminin de dizileştirilmesini gündeme getirdi.
Ali Poyrazoğlu'nun HaberTürk TV'de yayınlanan 'Gölgede Muhabbet' adlı programında parodileştirilen Fatmagül'ün Suçu Ne? dizisinin tecavüz sahnesine programa katılan izleyiciler kahkahalar atarken, sokaklarda sözlü tacizlerde 'sana Fatmagül'ün suçu yaparız' cümlesi kullanılıyor.
Tecavüz suç olmaktan çıkıyor
18 Mart 2010'da, Ankara'da üniversite öğrencisi İ.G., evine giderken Tolga Deniz ve Arif Yavuz tarafından kaçırılıp Ayaş-Sincan'a götürüldü ve saldırganlar tarafından tecavüze uğradı. Polis merkezine giden İ.G.'nin şikâyeti üzerine gözaltına alınan Yavuz ve Deniz çıkarıldıkları mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın son duruşmasında ise Adli Tıp Kurumu'nun 18 ay sonrasına rapor randevusu vermesiyle 2 sanık 'mağdur olmasın' denilerek tahliye edildi.
Adli Tıp raporu için en az 1 sene
Sincan Adliyesi'nde gerçekleşen tahliye kararının temelinde yatan Adli Tıp Kurumu'nun raporu geciktirmesi daha önce görülen 'tecavüz' davalarında da yaşandı. Yargıtay, üniversite hastaneleri veya başka kurumlardan alınan raporları kabul etmiyor. Bu raporu verebilecek tek kurum olan Adli Tıp ise rapor teslim tarihini en az 1 sene sonraya veriyor ve süreç iki buçuk seneye kadar çıkıyor. Bu durum davanın uzamasına, dolayısıyla suçluların 'mağduriyetlerine' ve tecavüze uğrayanın gözardı edilmesine neden oluyor.
Dün Ankara Sincan Adliyesi önünde tahliye kararına 'itiraz dilekçesi' veren Ankaralı Feministbiz grubunun ardından İstanbullu feministler bugün 13:30'da HaberTürk binası önünde Adli Tıp Kurumu, medya ve mahkemelerin tecavüzü meşrulaştırmasını protesto edecek.