Jülide Ateş, 18 yıllık canlı yayın stresini ardında bırakınca, kaçırdığı hayatı keşfetmiş. Ateş ile boş zamanın kazandırdıklarını, yeni reklam anlaşmasını ve Doğan Burda Dergi Grubu'nun yayına hazırladığı internet gazetesindeki köşesini konuştuk
Bir reklam anlaşması yaptınız, köşe yazılarına başlayacaksınız. Uzun bir dinlenme döneminden sonra yeni başlangıçlar mı bunlar?
Hayır. Hayatımda çok radikal bir şey yapmak istemiyorum, çünkü mevcut durumdan şikâyetçi değilim. Mevcut durumu lezzetlendirecek faaliyetler bunlar. Yoksa hayatımı değiştirmek gibi bir amacım yok. İçinde bulduğum güzelliği devam ettiriyorum.
Siz spikerlik günlerinizdeki stresli yaşamı değiştirdiniz öyleyse?
Aralıksız 18 yıl çalıştım. 19 yaşında iş hayatına atıldım, 22 yaşında ana haber okumaya başladım. Evet, ben o stresli yaşamı değiştirdim. Düşünüyorum, çok erken yaşamışım bazı şeyleri.
Aslında 22 yaş avarelik etme, gezip tozma, kendini bulma yaşıdır ama ben yaşıma uymayan disiplinin içindeydim. Yaşanmamış bir gençliğim var, genç kadınlık dönemini kaçırmışım. Bu nedenle, şimdi çalışmamaktan gocunmuyorum. Bunu hak ettim. Şimdiki avare zamanım, 18 yıl çok çalışmamın hediyesi.
Anti-aging kremi tanıtımı için yaptığınız reklam anlaşması simgesel olmuş sanki...
Tabii. Sonuçta bir iş ama güzel bir iş. Yaşam stilimden çok kopuk değildi. Yaptığım fotoğraf çekimleri, katıldığım seminerler, tatlı koşuşturmalar benim için.
Erken yaşta gelen şöhretin ağırlığını çektim hep; şöhreti idare etmek çok büyük bir meziyet, olgunluk ve süreç gerektiriyor. Şimdi 37 yaşında, daha olgun dönemimde, bunun tadını çıkarıyorum.
Olgun yaş dediniz, ebedi gençlik ne ifade ediyor sizin için?
‘Optimum’ kelimesini çok seviyorum; koşullar içinde mükemmeli yakalamak anlamında. İddiam, kırışıksız bir cilt değil. Yaşımla doğru orantılı kırışıklar çıkıyor ve çıkacak. Botox, ameliyat gibi müdahale olmadan, mümkün olanın en iyisiyle yetinmek ve mutlu olmak lazım. Hayattaki en önemli şey, yaptıklarınızın içinize sinmesi.
Kırışıklarımla, hatalarımla ben, kendimi tolore ediyorum. Ego savaşı vermeye niyetim yok. Sporumu yaparım, sağlıklı beslenirim, kalsiyum alırım; ama güzel olayım diye değil, sağlıklı olayım diye. Tek problemim genç ve güzel kalmak değil.
Doğan Burda Dergi Grubu’nun yayına hazırladığı internet gazetesinde köşe yazıları yazacaksınız...
Bu, beni çok heyecanlandırıyor. Benden taşanı paylaşmak istiyorum. Hayat çok hızlı ve kimse birbirini dinlemiyor. Okumak için vakti olan insanlar varsa, onlarla aklımdan geçeni paylaşacağım.
Hayat üzerine mi yazacaksınız?
Genelde hayat üzerine. Yazılarımda bazen çok küçük bir detay, bazen herkesin konuştuğu bir olaya benim bakış açım, bazen kimsenin konuşmadıkları olacak. Bu konuda hiçbir limitim yok.
“Güzellik ve akıl bir araya gelir mi?” klişesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Artık bu ‘güzellik’ tacını taşımak istemiyorum. Unvanımın son kullanma tarihi çoktan geçti. 1990 güzeliyim ama bunun sorumluluğu 2000’de bitti. Güzellik yaftasından muzdarip de oluyorsunuz. Güzelliğe sempatiyle yaklaşanların yanında, buna hınçla yaklaşanlar da var. Kimsenin temsilcisi değilim; ne güzellik kraliçelerinin, ne sağlıklı beslenenlerin... Sadece Jülide Ateş’im. Beni bir yere koymaya çalışmasınlar; ben sadece benim. ‘37 yaşında ama hâlâ çok güzel’ bir kadın değil, düzgün yaşayan, sade bir vatandaşım.